Kendi ve diğer gelin adına verilen bu davet genç kızı heyecanlandırıyordu. Bu akşam katılacağı bu davette yanlış bir şey yapmaktan, yanlış bir şey söylemekten korkuyordu. Akşama kadar dua ederek dolaşıp durdu evin içinde. Genç kız akşam için önce Zeynep'i hazırlamış sonra kendi hazırlanmak için yukarı çıkmıştı. Odaya girdi ve hemen dolabın karşısına geçti. Akşam için uygun bir kıyafet seçti. Yatağın üzerine serdi ve duşa girdi. Çıktığında uzun saçlarını kurutmak için epey uğraştı ve üzerini giyinmek için odasına girdiğinde Selman'ı çalışma masasında otururken gördü. Hızla çıktığı banyoya aynı hızla geri girdiğinde kalbi yerinden çıkacak kadar hızlı çarpıyordu.
Kapının kapanmasının ardından gülümseyerek yerinden kalktı genç adam. Özellikle arkasını dönmüştü. Genç kızın çıkınca utanacağını adı gibi biliyordu. Onun odasını, yatağını, banyosunu kullanmasına izin verdiğine ve bu paylaşımdan hoşlandığına hala inanamıyordu. Onun utanacağını bildiği halde orada beklemekten, ona görünmekten, yakalandığını düşünmesini istemekten büyük keyif almıştı. Yatağın önüne geldi. Seçtiği kıyafet yerindeydi. Eteğinin kumaşına dokundu. Ona ait bir şeye dokunmak bile midesinde küçük kıpırtılara sebep oluyordu. Bu akşam o davette onun varlığı ile güçlenecek, akrabalarının karşısında gülümsemekten utanmayacaktı. Banyo kapısının önüne geldi. Genç kızın ardında olduğunu bilerek kapıyı tıklayıp;
" Ben aşağıda seni bekliyorum" dedi ve odadan çıktı.
Odanın kapanan kapı sesini duyunca biraz daha bekledi. Hafifçe araladığı kapının arasından odaya baktı. İyice emin olduktan sonra banyodan çıktı. Hemen koşarak odanın kapısını kilitledi. Bundan sonra günün hangi vakti olursa olsun oda kapısını kilitlemeden banyoya girmeyecekti.
Aşağı inerken ilk Zeynep'in odasına uğradı. Saçı bozulmasın diye dik oturmuş, resim yapan çocuğu alıp aşağı indi. Herkes hazır halde kendisini bekliyordu.
Merdivenlerdeki adım sesine salondaki herkes dönmüştü. Zeynep'in elinden tutan Efşan güzelliği ve tazeliği ile göz kamaştırıyordu. Selman, aldıklarında da çok beğendiği siyah uzun eteği giymişti genç kız. Belden geniş kemerin topladığı kumaş, serbest atılmış pililerden tokluğu sayesinde etek ucuna doğru kabarıklaşıyordu. Üzerindeki beyaz gömleği ve siyah pelerinini bütün asaleti ile taşıyordu. Korkunun kaybolduğu çehresinde huzurun verdiği mutluluk vardı. Yanlarına geldiklerinde dedesi ve babaannesi bu gece için hazırlanmış minik kıza ve Efşan'a iltifatlar yağdırıyorlardı. Bu durumdan memnun olmayan tek Feride Hanım olsa da bunu kimse umursamadı.
Nurten'in evi Florya'da büyük bir evdi. Meral Hanım'ın o gün anlattığına göre bu binayı İbrahim Bey ve kardeşleri, kendileri ve oğulları için inşa etmişlerdi. O olaydan sonra buraları terk eden aile için bu binaya gelmek zor olmalı diye düşündü genç kız.
Nurten çok samimi bir kadındı. Aklına geleni hiç bir art düşüncesi olmadan söyleyiveriyor, bu etrafındakileri bazen güldürüyor, bazen de kızdırıyordu. Genç kadın bunu hiç sorun etmiyor, neşesini hiç bir şeyin azaltmasına izin vermiyordu. Nurten'in yaş aralıkları az olan iki kızı vardı. Eşi karısının aksine somurtkan ve konuşmayı sevmeyen sessiz bir adamdı.
Davete her iki tarafın da halası olan Meryem Hanım da katılmıştı. Yanında eşi yoktu. İbrahim Bey'e karşı çekingen davranışları gözle görülüyordu. Feride Hanım'ın kızını sahiplenici tavırları ise çok iticiydi. Selman halasına selam dahi vermemiş, o yokmuş gibi davranmıştı.
Yemekler yenmiş, masalar toplanmış, herkes bir tarafta kendi muhabbetini kurmuştu. Salonda ağır sohbetleriyle büyükleri baş başa bırakmışlardı. Genç kadro büyük mutfak masasının etrafında toplanmışlar, neşe ile sohbet ediyorlardı. Çocuklar kâh odalarında kâh salonda kâh mutfaktaydı. Zeynep de arada genç kızın yanına sokuluyor, arada çocuklara katılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUVAK (Raflarda)
Romance" Görebildiğin tek çıkış biriyle evlenmek mi?" " Görebildiğim tek çıkış ortadan yok olmak! Her hangi bir şekilde yok olmak!" Genç kız oturduğu yerden doğrulmaya çalıştı ama başaramadı. Bu konuşma içine ateş düşürmüştü. Biraz değil fazlaca hava...