4. BÖLÜM

13 3 2
                                    

Dünden bugüne değişen bir şey yoktu. Bu akşam için annem odama geldiğinde ne giyeceğimi sordu.
Yastığıma başımı gömüp onu duymamaya çalıştım.

Şu elbisen güzel duruyor kızım bunu giy.

Başımı aniden kaldırıp ona doğru baktım. Elbiseyi görmek için değil bana kızım dediği içindi. Bu çok değişikti. Annemin ağzından kızım kelimesini duymak... ne bileyim yani.

Elbiseye baktığımda siyahtı ve dar duruyordu. Kısaydı da! Benim tarzıma hiç uymuyordu.

Ben onu giymem!

Beni dinlemiyordu, diğer dolaptan ayakkabı seçmeye başladı.

O çok kısa ve ben onu giymem.

Şu ayakkabılarla güzel durur.

Gösterdiği ayakkabılar bordo ve topukluydu.

Benim tarzım elbise değil anne pantolonla gidebilirim.

Pantolonu bırak eşofmanla bile giderdim o davete!

Çıkardıklarımı giy lütfen Polen. Nasıl göründüğüne bakacağım.

Odadan çıkarken kapıyı da kapattı. Beni dinlememesi gerçekten uzuyordu. Ne diğe beni ve kendisini o davete götürüyordu ki? Onlar yıllar önce ayrılmıştı. Sevmiyorlardı birbirlerini!

Telefonumdan saate baktığımda 2 ydi. Yataktan zar zor kendimi alıp annemin çalışma sandalyeme koyduğu siyah elbiseyi elime aldım. Üstüme doğru tuttuğum da elbise dizimi 7 parmak aşıyordu.
Aynada ki yansımamla gerçekte gözüken kendim arasında ki yaşantım çok değişikti. Kafamdaki yalnızlık terimi gibi bedenime isleniyordu morluklar!

Elbiseyi üzerime geçirdiğimde alışık olmadığım dan olsa gerek hiç yakıştıramadım kendime.
Annem odaya geldiğinde tekrardan beni baştan aşağı süzdü. Fazla sade mi?

Annem ben daha 17 yaşındayım bence bu elbise bile fazla.

Tamam neyse şu bordo topuklulari da bir dene.

Bu kıyafet ve bu ayakkabının benim dolabimda ne işi vardı böyle?

Ayakkabıyı ayağıma giydikten sonra annem tamamdır anlamında başını salladı.

Saçını artık kendin yaparsın.

Sanki beni kullanmış da işi bitince beni salmış gibi hissediyordum. Kendisi benim elbisemin aksine dar ve dizinin altında biten elbise giymişti saçları yine topuzdu. Yüzünde eminim bir kilo makyaj olabilirdi. Kırmızı rujuyla annem cok iddalı duruyordu.

Benim yatağıma oturup etrafı incelemeye başladı. O arada bende saçıma maşa yapmaya çalıştım.

Suan buradayken anneme belki neden gittiğimizi sorabilirdim ama yinede sormak istemiyordum.
Belki çalışanlara mutlu aile tablomuzu göstermeye çalıştığımızdandı!

Saçlarımın önünü güzel bir şekilde maşa yaptıktan sonra arkaları yapmaya çalışsam da olmadı.

Gel anneciğim ben yapayım.

Kızım kelimesinden sonra bir şok da anneciğim kelimesine gelmişti. Bunları bugün hep gülmem için yaptığını biliyordum. Bu gece bittikden sonra annem ve babam yine eski annem ve babam olarak kızlarıyla hiç ilgilenmeyecekti. Bu kelimeleri söylemek için çok çaba sarf ettiğini görebiliyordum.

Bana dürüst ol anne! Bu güzel sözleri söylemek için çaba sarf etme!

Bebim yanıma kadar ulaştı ve saclarimla oynamaya başladı.
Birşey diyecek gibi oldu ama demedi. Yada diyemedi bilmiyorum...

ZEHİR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin