Yanağımı yumuşak hareketlerle okşadığında başımı gömdüğüm boyun girintisinden kaldırıp doğruldum. Dakikalardır aynı pozisyonda kaldığım için sırtımın ağrıdığını hissediyordum.
Uyku mahmuru olan yüzüme bakıp "Uyumadın mı dün gece hiç?" dediğinde ayaklanıp konferans salonundan çıkmaya hazırlanıyordu.
"Sen yanımda yokken uyuyamıyorum." dediğimde gülümseyerek yüzüme baktı ve tutmam için elini uzattı.
Koluna girip beraber konferans salonundan çıktık. Okulun anlaşmalı olduğu üniversitelerden birinden bir yazar konuşma yapmak için gelmişti ama dinlememiştim.
Dün gece kaçta yattığımı bilmiyorum. Sadece çok geç olduğunu hatırlıyorum. Büyük ihtimalle sabaha karşıdır.
Kaan ve Tuna bize dönüp kantinden bir şey isteyip istemediğimizi sordular. Hâlâ alışamadım şunlara. Aylardır böyleler. İlk sınavların bittiği haftadan beri. Sürekli birbirlerine laf sokuyorlar gülüyorlar bir anda sinirleniyorlar. Aralarında garip bir ilişki var ama onlarlayken sataşmalarını izlemek bile hepimizi deli gibi eğlendiriyor.
Kafamı iki yana sallayıp bir şey istemediğimi söyledim. Midem bulanıyordu. En son dün okulda bir şeyler yemiştim ve şu an vücudumun aç mı susuz mu uykusuz mu olduğunu hissedemiyordum bile.
Annemle babam uzun bir süre sonra ilk defa böyle büyük bir kavga ettiler sanırım. Annem dün çıkışta beni arayıp eve otobüsle dönememi söyledi.
Mercan'la beraber otobüse bindik. Bize gelip biraz ders çalıştık. Bir hafta sonra son sınavlar vardı. Annem akşam 8 gibi eve geleceğini, Mercan'ı bırakabileceğini söyledi.
O saate kadar oturup film izledik. Çünkü o her ders anlatmaya çalıştığında dikkatim dağılıyor ve onu izlemeye başlıyorum.
Düşündüğünde gözlerinin kısılması, saçlarını geri atması, narin güzel ellerinde kalemi tutuşu, düşündüğünü beli eden sesler çıkartırken kalemin ucunu alt dudağına deydirişi hatta soruyu çözme şekli bile beni ona hayran bırakıyor.
Ve buna sinirleniyor. Bir kaç kere ders çalışmamız gerektiğini söyledi ama yine onu izlemeye devam ettiğimi görüp pesh etti ve beraber oturup film izlemeye başladık.
Akşam annem geldiğinde beraber Mercan'ı anneannesinin yanına bıraktık. Artık yurtta kalmıyor. Dayısı ailesiyle beraber Almanya'ya geri taşındı.
Dönüş yolunda ikimiz de konuşmadık. Ama bir sorun olduğu her halinden belliydi.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda gözlerini yola dikmiş iki elini direksiyona sabitlemişti.
Eve geldiğimizde yüzünün renginin solduğunu gözlerinin kızarmış olduğunu farkettim. Yemek bile yemeden uyumak istediğini söyleyip odasına çekildi.
İçli içli ağladığını duymaktan nefret ediyorum. Bugün babamla buluşacaklardı. Sebebi bu muydu gerçekten?
Annemi tanıyorum ve tek sebebinin babam olmadığına adım gibi eminim. İkisinin de sakladığı bir şeyler var gibi. Annem güçlü bir kadındır. Babamla daha önceki kavgalarında da canı sıkılmış ve odasına kapanmıştı ama hiç bu kadar kötü göründüğünü hatırlamıyorum.
Bu arada babam sürekli yurt dışına, şehir dışına çıkıyor. İşi yüzünden olduğunu biliyorum ama hâlâ evine gitmedim. Aslında artık pek de istemiyorum. Annemle aralarında geçen tartışmalar beni ondan bir şekilde uzaklaştırıyormuş gibi hissediyorum.
Ama bilmiyorum belki de annemin üzüntüsünün sebebi babam değildir.
~~
-Nasıl geçti?