Hızlı hızlı yürürken arkamdan geldiğini biliyordum. Adımlarımı hızlandırsam da beni yakaladı. Kolumu kurtarmayı denedim, tabi ki işe yaramadı. En sonunda ona öfkeyle döndüm.
"Gitmeyeceksin" dedi. Aynı benim gibi sinirliydi.
Daha fazla dayanamayacağımı hissediyordum. "Neden?" dedim kısaca.
Lütfen beni sevdiğini söyle. Bu yüzden yanında kalmamı istediğini söyle.
"Çünkü ben öyle istiyorum" dedi ukalaca.
Kolumu hızla ondan kurtardım "Yeter artık. Karşında kölen yok senin!"
Cevap vermedi.
"ne bekliyorsun ki? Ne bekliyordun? Benim o hikâyelerde olan aptal kızlar gibi peşinden koşacağımı mı?" Kahkaha attım "ben Kraliçeyim Başaran. Seni nasıl hayatımın odağı haline getirdiysem, nasıl zirveye çıkardıysam bir anda yerle birde edebilirim."
"Kendine çok fazla güveniyorsun" dedi gözlerini kısarken.
O da kendisine çok fazla güveniyordu.
"Ne o yoksa korktun mu? Ulaşa âşık olmamdan?"
"Böyle bir aptallık yapmayacağını biliyorum" dedi düşünmeden basitçe.
"Neden? Yoksa o senin gibi mükemmel olmadığı için mi?"
"Saçmalıyorsun" sıkılmış gibi bir hali vardı.Geldiğine pişman gibi...
Onu ittim. Artık zamanı gelmişti. "Senden nefret ediyorum. Ukala tavırlarından, kendini beğenmişliğinden, gücünden, yakışıklılığından her şeyinden. O kadar kusursuzsun ki Arda, o kadar mükemmelsin ki senin yanında hiçbir zaman kendimden emin olamıyorum. Herkes benden korkuyor, herkes! Ama ben, senin tek bir bakışınla bir anda güçsüzleşip hiçbir şey oluveriyorum. Bu yüzden SEN ve BEN hiçbir zaman BİZ olamıyoruz." duraksadım ve tepkisini ölçtüm. Gözleri hiç görmediğim kadar karanlığa bürünmüştü, şaşkın bir hali vardı. Ama emin değildim.
Cevap vermeyince devam ettim "Her zaman başkalarını küçümsüyorsun ve o başkalarının içine beni de katıyorsun. Çünkü hiçbir zaman senin için başkalarından ayrı tuttuğun biri olamıyorum. Bana güvenmiyorsun. Senin için hiçbir zaman iyi olamıyorum. Sürekli bir kalıba girmeye çalışıyorum. Sürekli! Kraliçelik, okul başkanlığı, aptal toplantılar. Yanına yakışabilmek için senin gibi olmaya çalışıyorum. Mükemmel olmaya... Ama olmuyor işte anladın mı? Ben buyum! Senin deyiminle şımarık, sürtük kız! İyi değilim, Beste değilim! Yanında olurum, ama ters bir şey yaptığın an seni vururum. Aynı dün yaptığım gibi! Beni durduramazsın, kimse beni durduramaz!"
Gözlerimi kapattım ve sakinleşmeye çalıştım. Gözlerimi açtıktan sonra son sözlerimi de güçsüz bir şekilde söyledim "senin gibi değilim, Mükemmel değilim. Ben, herkes gibiyim" işte bitmişti. Artık yanında da olamayacaktım. Nasılsa üç gün içinde defolup gidecektim değil mi? Sadece bu bir nevi erken vedalaşma olmuştu bizim için.
Arkamı döndüm ve yürümeye başladım. En sonunda içimi dökmüştüm. Beni durdurmasını bekledim. Ama yapmadı. Asla yapmaz!
Eğer sevseydi durdururdu. Ulaş'ın yanına gitmeme engel olurdu.
Ama sevmiyordu işte. Çünkü haklıydım. ona uygun değildim. O benim Mükemmelimdi ve ben hiçbir zaman onun mükemmeli olamayacaktım.
Herkes için ulaşılmaz, harika kraliçe olsam da Arda Başaran için daima hiçbir şeydim...