1.Kitap: 13.Bölüm

775 74 113
                                    

CEHENNEM ASANSÖRÜ

13.BÖLÜM

Batmak üzere olan güneş ışıkları karanlığın içinde sönükleşmişti. Yüzüne yansıyan kızıllık gözlerindeki ormanlara can verircesine parlarken yeşilleri kalbimin içinde hiç var olmamış duyguları var ediyordu. O serpilen ışıklar ormanlarında her zaman alışık olduğum güneşin tekrar doğmasını sağlamıştı.

Yüzünün yakınlığı fazla olduğundan kafamı geriye doğru attım, bu hareketim o ormanları daha güzel görmemi sağladı. Her defasında şu tenime değen teni vücudumdaki gücü toparlayarak tenlerimizin arasında savaş açıyordu. Ben her defasında teninin sıcaklığına düştüğümde kalbimin en ücra köşelerinde hissediyordum. O köşede, küçük kız çocuğunun varlığı kendini karanlıktan yeşilliğe bırakıyordu. O Küçük kız bu sefer diğerlerinin aksine karanlığın içinde durmuyordu, ormanın içinde kendini çalan şarkının kollarını bırakmış dans ediyordu.

Belimi sıkıca tutan parmakları gevşedi ve bedenimin geriye doğru gitmesini sağladı. Elimi tutan eli ellerimizi yukarıya doğru kaldırdı ve bedenimi kendi etrafımda döndürdü. Dudağımdan firar eden gülüşler kulaklarımda yankılandı. Aksine bu firar eden bir feryat değildi, bir gülüştü.

Bir kadının eşsiz gülüşüydü.

Bedenimi bedenini doğru hızlıca asıldığında göğsüne çarptım. Yüzü yüzüme, orman gözleri gözlerime, nefesi nefesimeydi.

"Manzara şu eşsiz gülüşün karşısında diz çöküyor. " İnsanın içini sıcacık yapan naiflikte bir sesti işitmiş olduğum.

"Gözlerindeki ışıltı bağımlı olacak kadar can yakıcı. " Yüzlerimizin arasında mesafeyi kapatıp anlını anlıma yasladı. Dudağından dökülen her kelime sanki bedenime can veriyordu.

"Sesin her saniye duymak için can atacağım kadar bağımlı edici." Derince nefes çekti. Onun bu nefes alışı bende nefes alma ihtiyacı doğurdu. İçime çektiğim nefeste bile artık kokusu vardı. Ben onun tenine, yeşilliklerine ve kokusuna çok alışmıştım.

Oysa benim beynimde bin türlü tilki dönerdi. O tilkiler benim benliğimken beni bir saniye bile rahat bırakmazlardı. Benim her adımımın ilerisini düşünmemi sağlardı. Onlarla baş etmem bazen kaldıramayacak kadar zordu ama o tilkilerin hiç biri şuan yoktu.

Düşündüğüm şey onun söyledikleri. Hissettiklerim onun hissettirdikleriydi. Var olmamış bedenimin içinde duyduğum bir his vardı. Ona doğru çekildiğim bir his.

Sadece gözlerimi kapattım, anda kaldım. Yüzümde hissettiğim sıcaklık dudaklarımın üzerinde dolandı. Göğsümde atan bu kalp bu evrenin havasında dengesini iyice yitirdi. Alnını alnımdan uzaklaştırıp bileğimden tutarak uçuruma doğru yürümemizi sağladı. Uç kısma geldiğinde elimi bırakmadan yere oturduğundan onunla birlikte bende oturmak zorunda kaldım. Artık güneş batmış ve beyaz bulutlar güneşin kendisine bıraktığı kızıllığa gömülmüştü. Bu görüntü bana tıpkı kalbimin girdiği hali anımsattı.

Bakışlarım ne kadar bu eşsiz manzarada olsa da içimdeki o boşluk gözlerime ilişmişti. Bu biraz önce o uç kısımlarda yaşadığım duyguların geride bıraktığı boşluktu. O ormanın içerisinde duyduğu şarkıya eşlik eden küçük kızın gözleri bir noktada takıldı, ormanda gördüğü bu insan onun hem korkmasını sağlamıştı hem de sevinmesini. Küçük kız o çocuğun yanına ilerledi ve yanına oturdu. Ne kadar korkuyor olsa da kafası o çocuğun omzuna düşüvermişti. Başı omzuna düşer düşmez bedeninde ki yangın o çocuğun bedenine de sıçramıştı. Bunu yaparken düşünmemiş sadece yapmıştı. Sığındığı şey sadece hissettiği o yabancısı olduğu hislerdi.

Cehennem AsansörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin