ALİ
Annem omzumu sıktı.
"Aslanım, aslan oğlum... Ne olur sıkma canını, bak onlar iyiler!"
Hiçbir şey söyleyemeden sevdiğim kadının yüzünü izledim.
"Birazdan uyanır."
Onun elini tutup dudaklarıma götürdüm. Yorgun yüzü canımı acıtıyordu. Orada çok korkmuştu, bir gün boyunca o psikopatla kalmıştı!
Şeyma ölmüştü...
Kendi kafasına sıkıp, kendini öldürmüştü. Eğer kendini öldürmeseydi, onu bulunca ona yapmadığımı bırakmazdım!
O ölmeyi seçmişti...
"Loya'm... Sevgilim, haydi uyan artık." Burnunun ucunu öptüm. "Bak ben buradayım, aç gözlerini." Dedim.
Annem iç çekti. "Açacak oğlum, sabırsızlanma! Doktor ne söyledi?" Doğruydu.
Yine de içim çok huzursuzdu...
Odanın kapısı açıldığında Ömer ve Hilal içeriye girdi.
"Abi, ne oldu?" Omuz silktim. "Aynı... Değişen hiçbir şey yok! Hâlâ uyanmadı." Dedim sıkıntıyla.
Ellerim Loya'nın yanağını bulurken hafifçe okşadım. "Ben buradayım, güzel karım benim..."
Loya hafifçe dudaklarını kıpırdattığında heyecanla elini tuttum.
"Uyanıyor!" Diye bağırdım.
Çok geçmeden hafifçe gözlerini araladı.
"Loya, sevgilim?" Bakışları beni buldu. "Uyandın sonunda! Çok korkuttun beni, güzeller güzelim..." Dudaklarımı saçına bastırdım.
Loya anlamayarak beni izlese de eli çoktan karnını bulmuştu...
Hafifçe karnını okşadıktan sonra dehşetle fısıldadı. "Oğlumuz..." Yutkunamadı. "Karnım boş! Yok oğlumuz, Ali oğlumuz nerede?"
Birden doğrulduğunda canı acımış olacak ki inledi. Telaşla sevdiğim kadını tuttum.
"Loya sakin ol güzelim-" Sözümü kesti. "Oğlum, oğlum yok!" Aynı şeyi defalarca fısıldadı. Yüzünü avuçladım. "Oğlum..." Gözleri çoktan dolmuş, ağlamaya başlamıştı...
Hiçbir şey söylememe izin vermiyor, sadece ağlıyordu.
"Şeyma öldürdü onu! Oğlum öldü!" Gözyaşlarına hıçkırıkları eşlik ettiğinde içim acıdı. "Loya-" Başını iki yana salladı. "Ö-Öldü oğlum, koruyamadım onu..."
Sertçe çenesini tuttum. "Yeter! Bana bak Loya, kendine gel!" Tek amacım onu kendine getirebilmekti. Bakışları beni buldu. "Oğlumuz ölmedi!" Diye haykırdım.
Şaşkın şaşkın gözlerime bakıyordu...
"Ölmedi mi?" Onun gözyaşlarını sildim. "Ölmedi, duydun mı ölmedi! Hâlâ karnında, bizi bırakmadı!" Loya hıçkırdı. "Ama çok kan kaybettim, beni bıçakladı!" Dedi.
Onun elini aldım ve karnına götürdüm. "Bak, hâlâ orada... Korkma, o burada." Dedim. "Sen ciddi misin?" Başımı salladığımda karnındaki elimi tuttu. "Yanıma gelsene..." Sesi öylesine yorgun çıkıyordu ki, içim acımıştı.
Yavaşça yanına uzandığımda elimi öptü. "Rüya görmüyorum değil mi?" Onu göğsüme çektim. "Rüya değil bir tanem." Loya'nın gözünden bir damla yaş düştü. "Çok korktum Ali..." Göğsüme sarıldı.
Dudaklarımı saçına bastırdım. Ona kavuştuğum için o kadar çok şükretmiştim ki... Şeyma istediğini yapamamıştı.
Herkes odadan çıktığında sevdiğim kadının gözlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki Sarmaşık (KARADENİZ SERİSİ-II)
Ficción GeneralAdam istemeye istemeye geldiği düğünde sıkıntıyla rastgele bir masayı seçip oturdu. Gözleri gelin ve damada kaydığında bir süre onların dansını izledi. Tam bakışlarını çekecekti ki gördüğü altın sarısı saçlarla birlikte adeta dili tutuldu. "Anneciği...