45.BÖLÜM

15K 699 436
                                    

Üzerinde "Hande" yazan bir zarf getirdi Ceylin. Sanırım kutuyu görmüştü Süleyman sadece zarf gözünden kaçmıştı. Görür görmez Efe'nin el yazısını tanıdım.

"Handem, diyemem artık sen başkasının oldun bile o yüzden sadece Hande...
Sen bunu okurken ben havaalanı yolunda olacağım. An itibariyle haberlere düşer zaten şirketi devrettim. Yurtdışında ünlü bir firma ile anlaştım artık orada çalışacağım.
Seni sevdim hem de o kadar çok sevdim ki ayrı olduğumuz yıllar boyunca hayatıma kimseyi sokmayacak kadar çok sevdim ama bunu çok geç anladım. Anladığımdaysa sen artık başkasının olmuştun bile.
Bu yüzük benim sana dört sene önce evlenme teklifi etmek için özel yaptırdığım yüzük. Sonra işte ister aptallık de istersen kısmet de ne dersen de senin ellerimden kayıp gitmene izin verdim. Ne yazık ki son pişmanlık fayda etmedi ve seni sonsuza dek kaybettim.
Yaptığım her şey için, sana yaşattığım tüm acılar için özür dilerim. Ne yaptıysam hepsi sevgimden.
Artık gidiyorum. Mutlu ol benim küçük sevgilim...

                 Elveda
          Seni çok seven
              Efe'n

Mektup elimde öylece kalakaldım. Süleyman hırsla kağıdı elimden aldı ve okudu. Buruşturup yere attı sonra da;

— Adi herif bugünümüzü bize zehir etmek için elinden geleni yaptı, dedi hırsla. Şöyle bir baktım;

— Aşkım ateş olsa cirmi kadar yer yakar. Kusura bakmasın ama ben onu hiçbir zaman sevmemişim. Bunu sana aşık olunca çok net anladım, dedim yerimden kalkıp boynuna sarılırken.

— Canım benim, dedi belime sarılıp alnımdan öperken. O sırada fotoğrafçı geldi. İlk pozumuz bu oldu.

Dışarıda çekim yapılamayacak kadar hava soğuktu. O yüzden köşk gibi olan binada ve seranın misafir girişi olmayan bölümlerinde geri kalan resimlerimizi çekti.

Düğün saati yaklaştıkça ben daha bir heyecanlanır olmuştum. Son resmimizde çekildikten sonra tekrar gelin odasına girdik.

Biraz sonra Ziya çok hoş bir kızla odaya geldi. Beni görünce;

— Kız cadı ne güzel olmuşsun sen böyle, dedi bana sarılırken. Süleyman artık Ziya'yı çok iyi tanımıştı. Hayri Abimden bir farkı olmadığını bildiği için gık bile demedi.

— Teşekkür ederim, dedim gülümseyerek.

— Tanıştırayım cadı Müge. Nihayet teklifimi kabul etti. Siz balayından dönünce kız isteyeceğiz, dedi gülümseyerek.

— Memnun oldum Müge, dedim elimi uzatırken.

— Ben de çok memnun oldum. Senin ve abinin bahsi o kadar çok geçiyor ki sizleri bir an önce tanımak istediğim için Antalya'dan kalkıp düğününüze geldim, dedi ona çok yakışan bir gülümsemeyle.

— Çok teşekkür ederim. İyi ki geldin. Biz de seni çok merak ediyorduk, dedim. O sırada Esra Ablam geldi telaşla;

— Nikah memuru geldi. Çabuk çabuk, dedi o telaşla gelin çiçeğimi almadan Süleyman'ın kolunda Vangelis'in insanın tüylerini diken diken eden Conquest of Paradise notlarıyla salona girdik.

Aşk Biter Mi? (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin