XXVIII / sálvame

2.4K 329 277
                                    

"kurtar beni"

🎧 ludovico  einaudi - petricor









İki bin on dört yılının Kasım ayıydı.

Kasvetli havanın esiri olan Seul, gökyüzünü ağırlaştıran bulutlarından yağmur damlalarını yavaşça serbest bırakmaya başlamıştı. Sıradan bir gün, sıradan bir Tarih sınavının ortasında olan birinci sınıf öğrencileri, yalnızca kağıt ve kalem sesinin duyulduğu bu sessiz ortamda sorulara odaklanırken, cama vuran yağmur damlaları onlara eşlik etmeye başladı. Sınıf başkanı seçilen ve derslerinde oldukça başarılı olduğunu daha ilk günlerden kanıtlayan Han Nari de sınav kağıdına dikkatle bakıp soruları okurken gergindi. Fakat bunun en büyük sebebi diğerleri gibi yeterince çalışmaması değil, az önce fark ettiği kötü bir durumdu.


Avuçlarının içi terlerken elindeki kalemi sırasına koyup hızla eteğine sildi ve dikkatini fark ettiği şeyden uzaklaştırmaya çalıştı. Fakat yapamıyordu. Yanındaki Chae Yong sürekli onun kağıdına bakıp bir süredir aynı şeyleri yazıyordu. Nari arkadaşını ispiyonlamak ve onu zor durumda bırakmak istemediğinden yalnızca kağıdını sağ tarafa kaydırarak gözlerinden kurtulmak istedi.

Bir saat nasıl geçti bilmiyordu. Tarih hocasının pinpirikli olduğunu ve Chae Yong ile kağıtlarının benzerliğini görünce onları öylece bırakmayacağının farkındaydı. Nitekim öyle de oldu. Tarih öğretmeni Bay Kang onları iki gün sonra odasına çağırdı ve hangisinin kopya çektiğini sordu. Sınavdan hemen sonra Chae Yong'a kızan Nari, dersini aldığını sandığı için "Bilmiyorum öğretmenim." demekle yetinse de Chae Yong onun gibi düşünmüyor olmalıydı ki hiç beklenmedik bir hamle yaptı.

"Nari çok iyi bir öğrenci ama bu sınava yeterince çalışamadığı için korkmuş olmalı Bay Kang. Lütfen bu seferlik affedin, ben şikayetçi değilim."

Nari itiraz etti, başta sessiz kaldığı için çok pişman olmuştu ama Chae Yong'un dediklerinden sonra Nari'nin söyledikleri pek bir anlam ifade etmedi. Bay Kang'ın yanından ayrılır ayrılmaz Nari, Chae'ye neden böyle yaptığını sordu. Chae Yong ise yüzsüz bir şekilde kendini savundu. "Sen zaten iyi bir öğrencisin ve imajın sayesinde kurtulabilirsin ama benim kopya çektiğim anlaşılırsa annem beni mahveder Nari. Özür dilerim."

Gunsei'yi seven ve onlarla birlikte olmaktan hoşlanan Nari, Chae Yong'un gerçek yüzünü daha bu ilk olayda görmüştü aslında. Sevimli ve dost canlısı görünüşünün altında sakladığı şeytani ve kıskanç bir tarafı vardı ve grup üyeleri bunu görmezden geliyordu. Nari olayın daha fazla büyümesini istemediği için konuyu uzatmasa da yaşadıkları şeyler ne yazık ki bununla sınırlı kalmadı.

Zaman geçtikçe Nari daha çok başarılı oldu ve hem hocaların hem de sınıf arkadaşlarının arasında popülaritesi arttı. Üstelik, siyah renkteki omuzlarına değen saçları, iri ve parlak gözleri, allık sürmüş gibi pembe yanakları ve kırmızı dudaklarıyla oldukça güzel bir kızdı. Erkekler arasında da hatrı sayılır bir ünü vardı ama Nari asla bunu onlarla takılıp onları ayakçısı yaparak kullanmazdı. Güzelliğinin bile farkında olmayan, çoğu zaman kendinden çok arkadaşlarını öven bir yapısı vardı.

Yoongi'nin de ilgisini çeken özelliği buydu işte. Daha ilk gördüğü anda içine ekilen tohum böyle filizlenmişti zamanla. Tutkusu, azmi ve mütevazılığı Nari'yi onun gözünde yüceltiyordu ve Yoongi bunu Nari'ye itiraf etmek için sabırsızlanıyordu. Ancak böyle düşünen tek kişi olmadığını sınıfın diğer ineği ve kitap kurdu Hoseok tarafından alt edilince anlamıştı. Nari'ye hislerini itiraf etme konusunda çok ama çok geç kalmıştı Yoongi. Güz tatilinin öncesinde onları sürekli yakın görüyordu ve Gunsei'yi bırakıp Hoseok ile kahve içip kitaplar hakkında konuşmaları aralarındaki ilişkinin basit bir arkadaşlık olmadığını gözüne sokuyordu. Yoongi yanılmamıştı. Tatilden bir önceki gün okula el ele geldiklerini gördüğünde içindeki kıskançlık duygusu ilk kıvılcımı başlatmıştı.

seven liars | bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin