"günahlarım için ceza"
🎧 bts - epiphany
Gunsei
"Çok yorgunum Jimin."
Elindeki içki şişesini sıkıca kavrayarak sallarken burnunu çeken Jungkook, perişan haldeydi. Gözlerindeki damarlarda alev alan kızıl kanı, vücudunun dört bir yanını cayır cayır yakıyordu sanki. Alkolün bu kadar kısa sürede tesir etmesi imkansız olduğundan geriye tek bir seçenek kalmıştı, Jungkook yavaşça tükeniyordu.
Jimin bacaklarını kendine doğru çekerek sarılırken, karşısındaki uçsuz bucaksız görünen gökyüzüne bakıp iç geçirdi. Soğuk akşam rüzgarı hoyratça yanaklarına çarparken, buğulanan gözlerini kırpıştırarak, "Artık atlatmak zorundasın Kook." dedi kısık sesle. "Kendini yiyip bitirmen bir işe yaramayacak."
Genç adam duyduğu sözlerin beynindeki kısıtlı miktardaki serotonini de yok ettiğini düşünüp kafasını alaycı bir gülümseme eşliğinde sallayıp içkisinden birkaç yudum daha aldı. Tam o esnada elindeki şişe sert bir biçimde çekilip alındı ve şaşkınlık içerisinde kaşlarını çatarak Jimin'e döndü.
"Yeter artık, içme şunu!" Jimin öfkesine nadiren teslim olanlardandı ama bir kere sinirlendi mi kimse önünü alamazdı.
"Jimin ver onu." dedi Jungkook sert bir tonda. Bir taraftan elini uzatıyor, bir taraftan da kaşlarıyla işaret ederek vermesi için diretiyordu.
Jimin koyu kahverengindeki bodur şişeyi arkasına koyarak kafasını iki yana salladı. "Sana yeter dedim. Sarhoş olursan seni evine ben taşıyamam."
"Sarhoş olmayacağım!" diye ünlenen Jungkook şişeyi almak için beton zeminde dizinin üzerine çökerek uzandı ama bilinci ondan yüz kat iyi seviyedeki Jimin hedefi ondan kaçırarak ellerini genç oğlanın sert göğsüne yaslayıp itikledi.
"Sorunlarından sarhoş olarak kurtulamazsın geri zekalı!" Jimin ona nadiren bağırırdı ve Jungkook onun yükselen sesini duyunca yalpalayarak geri adım atmak durumunda kaldı.
"Lütfen..." diye yalvardı acınası tonda. Meraklı ve haylaz bir ufaklığın eline verilen kibritle, saman kağıdına dönen yüreği ateşe veriliyor gibiydi. Kül oluyor, siyah kuru parçalarsa havada süzülüyordu sanki. Jungkook vicdan azabını gerçekten yaşayan tek kişiydi.
Jimin onu reddetti. Bu defa daha güçlü bir şekilde burnunu çeken Jungkook yere serdiği ceketine yönelip sigara almak için adım attı ama Jimin onu daha güçlü bir şekilde engelleyerek, "Uslu dur artık!" dedi. "Yanında kibrit çaksam tutuşacak konumdasın, bir de sigara mı içeceksin? Sen ciddi misin?"
Jungkook kendini tutamıyordu. Yaşlar gözlerinden açık unutulmuş bir çeşme misali akıyordu. Damlalar birbirini kovalıyor, görüş açısı yok oluyordu. Sesli bir şekilde ağlayan, dışarıdan güç timsali içten yıkık bir bina olan Jungkook'u kendine çekti Jimin. Ona sıkıca sarılırken, en çok acıyı çekmesi gereken kişi kahkaha atıp eğlenirken, neden en masum olanın böyle kıvrandığını merak etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seven liars | bts
FanficTebrikler, artık yedi yalancının ekip biçtiği ve kilit vurduklarını sandığı o tarlanın davetsiz misafiri sizsiniz. Tırnaklarına çamur dolmuş bu oyunbazların karanlık dünyasına hoş geldiniz. ©jisakura | Haziran 2018