Tek isteğim yorum yorum yorumm! ❤️ Görüşlerinizi bilmeme izin verin lütfen, seviliyorsunuz💫"bu bir kâbus"
🎧lewis capaldi - someone you loved
Hayata karşı birçok olumsuz düşüncem olmuştu zaman zaman. Hayatımdan, kendimden ve etrafımda olup bitenlerden şikayet ettiğim, hiçbir nedenin beni memnun etmediği günlerim olmuştu. Çok mutsuz olurdum, dalgalanırdı hislerim. Bir çıkmaz sokağa bile bile girerdim zihnimin içinde, apansız bir yolculuktu bu. Fakat hepsinin sonunda er ya da geç bir çıkış yolu bulurdum. Elimden tutup kaldıracak birileri olurdu, izin verirdim. Yalnızlığı sevmeme rağmen yalnız kalmak o anlarda çok korkutucu olurdu. Ne yaşanırsa yaşansın asla canıma kıymayı düşünecek raddeye gelmemiştim. Aklım bu kadarını alamıyordu, bir insanı böyle bir sona sürükleyecek şeyin ne olduğunu asla anlayamıyordum. Belki de benim ufak çaplı üzüntülerimin giderilmesini sağlayan şeylerdendi bu empati yoksunluğum, belki de gerçekten sebebi olmadığını düşünmemdendi.
Kafamdaki yığınla düşünceler ağırlık yaptığından etütten hemen sonra hızla eve gitmiştim. Namjoon bugün erken uyuduğundan ev sessizdi. Sosis'in pati sesleri ahşap zeminde yankılanırken kapıyı kilitleyip onu kucağıma aldım ve içimdeki huzursuzluğu bir anlığına geçirecek tek şeye sarıldım. Sıcacık tüyleri kollarımın arasında beni ısıtırken, ıslak diliyle elimi yalamaya başladı. Başını öpüp ıslak burnunun çeneme değmesine izin verdim. Kısa süreliğine bana iyi gelen varlığı onu yere bırakmamla beni terk etmişti.
Soğuk kuruntularım tekrardan zihnimi ele geçirmeye başlamadan odama çıkıp sıcak bir duş aldım ve elime geçen ilk pijamayı giyerek battaniyemin altına girdim. Sosis ayak ucuma yatarak derin nefesler alırken, ben de okuldan geldiğimden beri bakmadığım telefonumu elime aldım ve ekranda beliren bildirime baktım. Mesaj Jungkook'tandı. Anlık gelen titremeyle battaniyeye daha çok sokuldum. Neden onun ismini görmek beni böyle huzursuz hissettirmişti?
Sebebi aslında çok açıktı.
"Gunsei'yle birlikteydi."
İnanmak istemiyordum. Bir şekilde Jungkook'un da olaya dahil olup bununla ilgisi olduğuna inanmayı reddediyordum. Mesajı açtım, telefonun parlaklığı gözlerimi rahatsız ettiği için kısa süreli rahatsız oldum. İlk mesajı, "Eve döndün mü?" idi. Yarım saat önce atılmıştı. On dakika sonrasında atılan mesaj ise, "Sanırım hâlâ dönmedin, çalışkan çocuk seni." idi.
Beş dakika sonrasındaysa, "Çok yorgun olduğum için erken uyuyacağım, eve döndüğünde okursun diye yazıyorum. Dün için teşekkür ederim... Bir şekilde konuşmadan duygularımızı dile getirmiş olduk ve ben bu durumu sevdim. Bunu yüz yüzeyken daha rahat konuşabileceğimi sanıyordum ama sanırım yanılıyorum. Kiran, ben senin karşındayken nedensizce çok heyecanlanıyorum. Belki de nedeni vardır, ah Tanrım çok aptalım."
Ekranı kaydırdıkça kalp atışlarım daha da hızlanıyordu. Hem deli gibi korkuyor hem de aklımı kaçıracak derecede heyecanlanıyordum. Gözlerim yaşardı.
"Uzatmanın bir anlamı yok. Jae Ki Ran, sevgili vanilyalı milkshake."
Hayır, dedim içimden... Lütfen devamını getirme Jungkook.
Ama artık çok geçti, parlaklığa alışan gözlerim bu defa yaşlardan dolayı ekranı bulanık görüyordu ama harfleri okuyabiliyordum.
"Senden hoşlanıyorum."
Telefonun ekranını kilitleyip çantamın içine attım ve yüzümü yastığa gömdüm. Beynim karmakarışık bir pazar gibi doluydu ve kalbim yersiz bir telaşla beni rahatsız ediyordu. Hiçbir şey düşünmek istemeyerek ağlarken kâbus dolu bir uykuya çoktan dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seven liars | bts
FanfictionTebrikler, artık yedi yalancının ekip biçtiği ve kilit vurduklarını sandığı o tarlanın davetsiz misafiri sizsiniz. Tırnaklarına çamur dolmuş bu oyunbazların karanlık dünyasına hoş geldiniz. ©jisakura | Haziran 2018