bölümleri kırk yılda bir attığım için çok üzgünüm ama uzun zamandır yazma konusunda motivasyonum yoktu. beni biraz daha gaza getirmesi için yarım kalan bu taslağı tamamladım ve beni yazmaya teşvik etmesi için daha fazla bekletmeden yayınlayayım dedim. hala daha bekleyen var mıdır bilmiyorum ama varsa da kocaman teşekkür ederim. tekrardan kontrol etmeye fırsatım olmadı yanlışlarım için mazur görün 💕 görüşmek üzere~
"aşık oldum"
🎧sasha sloan - fall
Yağmur damlaları büyük bir aceleyle cama düşerken, ortamdaki tek ses sileceklerin devinimli gıcırtısıydı. Yoğun bir konsantrasyonla direksiyonu tutan Jungkook, gerginliğini sıkıca sıktığı çenesiyle belli ediyordu. Geriye yaslanıp birkaç saniyeliğine gözlerimi kapadıktan sonra derin bir nefes vererek gittikçe kararan gökyüzüne, ardından asla dinmeyen yağmura baktım. İki tarafımızı da kaplayan yüksek ağaçlar şiddetli rüzgar nedeniyle sallanıyordu. Normal şartlarda izlemeye doyamayacağım bir görüntü hakimken, şimdi gerginlikten kasılıyordum. Evden çıkalı henüz beş dakika bile olmamıştı ama yolculuğumuz bana çoktan yarım saat gibi gelmişti.
"Dikkatli ol Jungkook." diye istemsizce sessizliği bozduğumda Jungkook omuz silkti.
"Biraz daha hızımı azaltırsam istop edeceğiz Kiran. Yağmurdan önümü göremiyorum."
Dişlerimi birbirine bastırarak geri çekildim. Karşılık vermediğimi gören Jungkook, "Şu an aklımda ne var biliyor musun?" diye sordu.
Kaşlarımı kaldırdım.
"Acaba geriye mi dönsek? Bu halde gitmeye kalkışırsak zaten gece yarısını bulmuş olacağız. Yatıp uyusak daha mantıklı olur gibime geliyor."
"Ciddi olamazsın?" diye istemsiz bir gülüşle ona baktım. Şaşkındım, beni eve bırakacağına söz vermişti.
"Hadi ama Kiran, şimdi pazarlığın sırası mı?"
"Farkında mısın bilmiyorum ama abime haber vermedim. Nasıl geceyi burada geçirebilirim?" Hala daha işe yaramaz halde olan telefonumu kaldırıp, "Üstelik çekmeyen bir telefona sahipken." diye ekledim.
Yola kilitlenen gözlerini saniyelik ayırarak bana döndü. "Farkındayım ama ilerleyemediğimi sen de görüyorsun. Daha iyi bir fikrin var mı?"
"Hızın önemli değil, gidiyoruz işte." diye tersledim.
Jungkook sinirli gözükmüyordu ama dediğimden de pek hoşlanmamıştı. "Geceyi benimle geçirmekten mi çekiniyorsun? Oysaki ilk kez de yaşanmayacak ama..."
"Ne alakası var?" diye sordum şaşırarak. "Aklımın ucuna dahi gelmedi."
"Kiran, cidden seçimin sırası değil."
Onu ilk kez bu kadar tedirgin görüyordum. Fakat ben ondan daha fazla endişeliydim.
"Seçim değil," diye sesimi yükseltmek zorunda kaldım çünkü yağmurun camlara vuruşu daha da kuvvetlenmişti. "Seninle gelmemin tek sebebi akşama eve döneceğimi bilmemdi ve sen de bana güvence verdin."
"Fakat bunun olacağını kestiremedim!"
"Hava durumuna bakmak aklına gelmedi mi sayın çok iyi plan yapan?"
Bu defa sinirlenmişti ve gözlerini tekrardan yoldan ayırdı.
"Kiran, sadece- " Bir flaş gibi aniden önde beliren siyah şeyi görüp "Jungkook!" diye çığlığı bastığımda kafasını çevirip ani fren yaptı. Öne doğru savrulup derin nefes alırken korku dolu gözlerle sileceğin el verdiği kadarıyla, yolun ortasına korkuyla sinmiş ıslak köpeği gördük ve onu son anda fark edebildiğimiz için büyük bir rahatlamayla nefes aldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seven liars | bts
FanfictionTebrikler, artık yedi yalancının ekip biçtiği ve kilit vurduklarını sandığı o tarlanın davetsiz misafiri sizsiniz. Tırnaklarına çamur dolmuş bu oyunbazların karanlık dünyasına hoş geldiniz. ©jisakura | Haziran 2018