25

150 31 0
                                    

Yarım saati aşkın süredir gözlerinin içine bakıyordum. Ne o ağzını açıp tek kelime etti ne de ben. 'Bazen yalnızca susmak ve sessizliği dinlemek paragraflarca kelimeden daha çok şey anlatır.' derler. Doğruymuş.

Ona bakarken nasıl göründüğümü bilmiyordum. Doğrusu umrumda da değildi. Varlığını hissetmezken arkasından hakaretler edip ondan ölesiye nefret etmek çok kolaydı ancak yaşadığımız bu an, kafamın alt ve üst kısımlarından görünmez ve soğuk bir elin konuşmamam için uyguladığı baskıyı hissedebileceğim kadar gerçekti.

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

Titrediğini görmesin diye sıkmaktan eklemleri beyazlamış, yumruk yaptığım ellerimi daha fazla dizginlemeyecektim. Elimi geriye alarak beklemediği bir anda öne doğru savurdum ve dudaklarının tam altındaki kısma, çenesine gelecek şekilde vurdum.

Hala ellerim titriyordu. Anlaşılan içimdeki öfkenin sönmesinin tek yolu onu öldürmemdi.

"Elin her zamankinden ağır. Görmeyeli daha da güzelleşmişsin." Kafasını öne eğerek ağzından damlayan kanı sildi ve sırıttı.

"Her zamankinden daha şerefsizsin. Görmeyeli daha da pislik bir herif olmuşsun." Gecenin bir yarısı sokağın ortasında durmak hiç akıl kârı değildi, farkındaydım. Ancak o önümde aptal aptal sırıtırken sinirlerime hakim olmak için olağanüstü bir çaba gösteriyordum.

"Git buradan." diye fısıldadım dişlerimin arasından. Kibarca söylüyorken gitse iyi olurdu.

Lafımı hiçe sayarak bana doğru bir adım attığında bu sefer bağırdım.

"Neyini anlamıyorsun, sana g-" Tam önümde durarak bana sarıldığında dilim sanki düğümlenmişti. Bir büyücü asasını sallayıp bana petrificus totalus* büyüsü yapmış olabilir miydi? Çünkü felç olmuş gibi kollarımı bile kıpırdatamıyordum. Kahretsin, ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum!

Şoku atlattığımda zihin fonksiyonlarım normale döndü ve faltaşı gibi açtığım gözlerimi kısarak onu sert bir şekilde itmeyi akıl edebildim.

"Senden nefret ediyorum." diye fısıldadım karanlığa doğru nefes vererek.

***

"Mi Hi, son kez soruyorum. Bu yüzünün hali ne? Günlerdir uyumuyor gibi gözüküyorsun." Ne denilirdi ki? Ben de günlerdir uyumamış gibi hissediyordum. Taehyung'a yalan söylemekten ve beni yalan söylemek zorunda bırakan aptaldan nefret ediyordum. Sabah aynaya baktığımda ben de onun gibi bir tepki vermiştim. Mor gözaltı halkalarımı kapatmak işin kolay kısmıydı fakat sabaha kadar ağlamaktan kıpkırmızı olmuş ve önümü göremeyeceğim kadar şişmiş gözlerim için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

Yüzüne baktım. Benim için endişeleniyordu. Peki ben butün gece onun için gözyaşı dökmüşken Taehyung'u endişelendirmeye, ona yalan söylemeye hakkım var mıydı? Derin bir nefes alarak gözlerine baktım.

"Dün gece Jungkook geldi."

Yüzünde en ufak bir mimik oynamıyordu. Tepkisini anlamak için gözlerinin içine bakıyordum. Tam bana kızdığını düşünerek gözlerimi kaçıracağım sırada beklemediğim bir anda elini sertçe masaya vurdu. O kadar gürültülü bir ses çıkmıştı ki etraftaki meraklı ve sinirli bakışların bize dönmesinden ziyade irkildiğim için yerimden sıçramıştım.

Birden güçlü elleri bileğime dolanıp oturduğum sandalyenin yerle buluşması pahasına da olsa beni sertçe yerimden kaldırdı. Öyle hızlı yürüyordu ki beni peşinden sürüklediği için okul bahçesine çıktığımızda az daha tökezleyip düşecektim.

"Taehyung, neler oluyor? Nereye gid-"

Cümlemi tamamlayamamıştım çünkü yüzüm sert bedeniyle buluşmuştu. Taehyung birden durunca çarpmaya engel olamamıştım. Neden durduğunu öğrenmek için bileğimi elinden kurtarıp kahverengi gözlerindeki alevlerin hedefini takip ettim.

"Burada ne işin var?"

Sesimi sakin tutmaya çalıştığım için bu ürkütücü sayılabilirdi. Bu sefer sakin kalmalıydım çünkü Taehyung, Jungkook'a öyle bir bakıyordu ki eğer süperkahramanların varlığına inansaydım gözlerinden çıkan ışınların Jungkook'u diri diri yakacağından emin olabilirdim.

Konuşmadan önce baş parmağını kusursuz çenesinin üstüne -tam da yumruk attığım yere- bastırdı ve sırıttı.

"Burada okuyorum."

💜

petrificus totalus: Harry Potter'da dondurma/felç etme büyüsü.

petrificus totalus: Harry Potter'da dondurma/felç etme büyüsü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-rosie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-rosie.

cloudless night~{KTH}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin