"Bırak şu telefonu Mi Hi. Ne zaman seni görsem elinde şu şey var." Gülerek elimdeki telefonu alan Min Hee'ye baktım. O almadan önce telefonu kapatmıştım. Taehyung'la konuştuğumu her ne kadar ondan gizlemeyecek olsam da bunu söylemeye henüz hazır değildim. Sonuçta Taehyung tüm kızların yanında olmasını istediği bir erkekti.
Yemekhanede sessizce yemeğimizi yiyorduk. Her zamanki monoton günlerimizden biriydi. Dün gece Taehyung'un kimden mesaj beklediğine kafa patlattığım için hiç uyuyamamıştım. Bu yüzden sürekli gözlerim kapanıyordu. Halime acımış gibi görünen ikizim:
"Hadi Mi Hi sınıfa çıkalım. Orada uyursun." dedi.
Kafamı sallayarak onu onayladım ve telefonumu elinden alarak onu takip ettim. Tekrardan işime dönebilirdim. Yani Taehyung'un son görülmesini kontrol etmeye.
Onun hakkında ne hissettiğimi bilmiyordum. Ona aşık olduğumu söyleyebilirdim. Ama bana kalsa hayatım boyunca yüzden fazla erkeğe aşık olmuştum. Hiçbir şey hissetmiyorum desem yine yalan olurdu çünkü gittiğim her yerde o burada mı diye etrafa bakınıyordum.
En iyisi onun hakkında sadece bir lise hoşlantısı olduğuna karar vermek ve ona mesaj atmaya devam etmekti.
***
Dersten tuvalete gitmek için izin isteyip çıktığımda asıl amacım tabi ki tuvalete gitmek değildi. Taehyung'un beden dersiydi ve onu izleyip hayallere dalmak fizik dersinden daha heyecan vericiydi.
Takıntılı olduğumu biliyordum. Kime aşık olsam ve bunu birisine anlatsam aynı şeyi söylüyordu.
"Bu aşk değil Mi Hi, resmen takıntılısın."
Ya da:
"Ben o çocuk olsam peşimde senin gibi biri olmasından korkardım."
Ne yapsaydım yani? Okulumuzdaki diğer aptal kızlar gibi kurabiyeyle erkek tavlamaya mı çalışsaydım? Gerçekten bu tavırların onları etkileyeceğini falan mı sanıyorlardı?
"Neden derste değilsin?"
Kafamı tanıdık sesin olduğu tarafa çevirerek gülümsedim.
"Aynı şeyi sana soracaktım. Beden dersin yok muydu?"
"Ne o? Yoksa bana aşık mı oldun? Ders programımı falan ezberlemişsin"
"Ha ha. Komik değil."
Komik değil diyordum ama kahkaha atarak Sehun'a bakıyordum. Etrafımdaki insanlar duymadığımı zannettikleri anlarda bana bir tahtası eksik demekte haklıydı herhalde.
"Ee Tae daha çıkmadı mı?" Gözlerim parlayarak sorduğum soruya oflayarak cevap veriyordu. Gerçekten çok iyi bir en iyi arkadaşa sahiptim.
"Şu çocukta ne bulduğunu anlamıyorum. Her neyse, diğerleri gibi iki haftadan fazla sürmeyeceğine eminim."
Tae'den hoşlanır gibi olduğumu bir tek Sehun biliyordu. Ona kendimden daha çok güvendiğim için ne zaman birine aşık olsam ona anlatırdım.
"Neyse bugün Tae'yi görme kotamı dolduramadan gitmek zorundayım. Öğretmene tuvalete gidiyorum dedim. Beni lafa tuttuğun için kabız oldum demek zorundayım. Bu yüzden bana okul çıkışı yemek ısmarlamak zorundasın. Kapıda beni bekle."
Yanından ayrılırken nasıl ağzını bile açmadan bana yemek ısmarlayacak konuma geldiğini merak ettiğine emindim.
💜
-rosie.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cloudless night~{KTH}
FanfictionBu zamana kadar aşık olmanın benim için dünyanın en kolay şeyi olduğunu düşünürdüm. Ta ki bir şeyi fark edene kadar. Ben daha önce hiç aşık olmamıştım.