cloudless night~{KTH}

28

Shawn Mendes - İmagination

...Oh, I've been shaking
I love it when you go crazy
You take all my inhibitions
Baby, there's noth-

"Tanrı aşkına, bu saatte kim arıyor?"

Ekrandaki ismi yarı kapalı gözlerimle okumaya çalışırken her kim olursa olsun beni tatlı uykumdan uyandırdığı için ona ağzının payını vereceğime dair kendime söz verdim.

Jimin.

Şaşırdık mı?

Elbette hayır.

"Jimin-ssi, neden bu saatte arıyorsun?"

"Mi Hi, üzgünüm. Ama hemen buraya gelmen gerekiyor."

"Ne, ne oluyor? Birine bir şey mi oldu?"

"Endişelenme, konum atıyorum. Gelince anlatırım."

Birine endişelenme derseniz o kişinin daha da endişeleneceğini bilmiyor muydu bu çocuk? Telaşlanmadan duramıyordum. Hızlıca yüzümü yıkadıktan sonra dolabımdan bir kot pantolon ve beyaz bir tişört seçtim. Jimin'in attığı konuma baktım. Burası Taehyung'u beklediğim yerdi. Başlarına bir şey gelmemiş olmasını diliyordum. Eğer Taehyung yine içmişse bu sefer küs müs dinlemeyip girişecektim.

***

"Hemen şimdi gecenin bir yarısı neden orada olduğunuzu anlat."

Taehyung'u eve getirmek hiç kolay olmamıştı. Durmadan sekiz yaşında ağaçta mahsur kaldığıyla ilgili bir şeyler anlatıyor ve yalpalayarak yürüdüğü için bizim için onu taşıma işini zorlaştırıyordu. İşin kötüsü Jimin de ben de kısa boyluyduk ve o göründüğünden daha ağırdı.

Konuşmadan önce yan koltukta uyuklayan Tae'ye bir bakış attı.

"Aish! Beni öldürücek."

"Konuşmazsan da ben öldüreceğim."

Bakışlarını halıdan kaldırdı ve çaresinin kalmadığını anlayarak derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Taehyung, seni bunca yıl sonra bulup tekrar kaybettiği için çok üzgündü bu yüzden-"

"Düzgün anlatsana! Bunca yıl sonra ne demek? Biz onunla bu sene tanıştık."

"Sen öyle sanıyorsun."

Şu an konuşmanın nereye varacağını her şeyden çok merak ediyordum. Bu yüzden lafını kesmeden dinlemeye karar verdim.

"Ortaokulu hatırlıyorsun değil mi? 7. sınıf."

Hafızamı zorlayarak hatırlamaya çalıştım. Ne de olsa üzerinden beş yıl geçmişti. Jimin'le ortaokul arkadaşıydık fakat konunun bununla ne ilgisi olduğunu hala kavrayamamıştım.

"Evet, aynı sınıftaydık. Yani?"

"Sen, ben ve Taehyung. Aynı sınıftaydık."

Acaba yolda gelirken başımı bir yerlere vurmuştum da hafızamı mı kaybetmiştim? Aksi takdirde -konuşan Jimin bile olsa- bu kadar mantıksız konuşması imkansız gibi bir şeydi.

"Ne saçmalıyorsun?"

"Üçümüz aynı sınıftaydık diyorum Mi Hi." Elini çenesine dayayıp bir müddet düşünüyormuş gibi yaptı.