II

686 51 2
                                    

"Kütüphane yarım saat sonra kapatılacaktır."

O kız hala karşımdaydı ve bir takım yazılar yazıyordu, ben ise 158 sayfalık bir kitabı bitirmiş, bir şekilde sadece onu izlediğimi fark etmiştim.

Bir insanı neden izlerdi ki biri?

Etkilenirmişçesine?

Bu tuhaftı, biraz şoka uğratıcıydı. En azından benim için...

Farkına varmak... Hele de sonra.

"Aslında o bile bir rüyaydı; sona sahipti, beyninin oluşturduğu bir görsele dokunup onu hissetmek gibiydi, kabusun sonunda bize sarılan o güzel insanın elinde ölüm bile güzeldi."

Bana okuduğu cümleyi düşündüm, belki de bir 5 dakika...

Sesimi çıkarmamayı tercih ettim.

"Kütüphane 10 dakika içinde kapatılacaktır."

"Pekala... Benimle konuşmak istemiyorsunuz galiba." Vardığı düşünceye karşılık gözlerimi yere çevirdim.

Yeniden bir sessizlik hakim oldu ortama.

Eşyalarımı toplamaya başladım.

Çantamın içinden bir not defteri çıkararak kalemimi elime aldım. "Yanlış düşünüyorsunuz..." Notu ona uzattım.

Notu okuduğunda kaşlarını çattı.

"Kütüphane 5 dakika içinde kapatılacaktır."

_____

"Geç kaldın Gökyüzü." Annem bana şaşırmış bir ifadeyle yüzüme bakıyordu, eve fazla geç kalmazdım ama saat 9'a kadar da eve gelmiş olurdum, bugün hariç.

"Uzun bir kitaptı." Bana gülümsedi.

"Anladım, bir tanem..." Dedi, botlarımı ayağımdan çıkartarak kenara koydum, "Bugün domates soslu makarna ve fasulye yaptım! En sevdiğin."

O kadar heyecanlı söylemişti ki...

Ona sırıtarak baktım, "Senin yaptığın her yemek güzel oluyor, bilmiyor musun?" Kahkaha attı.

"Tabi ki biliyorum!" Güldüm.

"Yarın okul var küçük hanım, unutma." Başımı onaylarcasına salladım.

Önüme makarnamı ve fasulyemi aldım, bitirince de konuşmaya başladım. "Doydum.
Babam bugün de mi geç gelecek?" Diye sorduğumda Annem başını onaylarcasına salladı, "Evet... Açıkçası onun için bazen endişeleniyorum." Derin bir nefes verdi.

Babam polisti. Yani herhangi ciddi bir durum olduğunda eve pek gelemiyordu...

"Ben odama gidiyorum." Dedim.

Mutfaktan çıktıktan sonra tahta ve cilalı merdivenlere yöneldim, her zamanki gibi sayarak çıktım.

"Elinde ölüm kadar güzel bir insan olabilir mi?" Başımı olumsuzca salladım, "Ölüm ne kadar yakışır bir insana?''

Yatağıma uzandım usulca ve gözlerimi tavana dikip yavaşça kapattım.

_____

''Sence de bu elbise çok güzel değil mi?''

Sırtımda bulunan çantayı düzeltmeye odaklandığımda Nefes konuşmaya başlamıştı.

''Hı-hım.'' Dedim, açıkçası onu dinlemiyordum, zihnimde tur atan adını bile bilmediğim kadındaydı aklım.

Hatta bu nedenle matematik dersine de odaklandığım söylenemezdi, zaten matematiğim pek iyi sayılmazdı, dinleyememem bu nedenle kötü olmuştu.

Renkli GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin