ON-YEDİNCİ BÖLÜM

2.9K 252 106
                                    


Jimin, Taehyung'a seslensede Taehyung duymuyordu onu, Jimin ne kadar hızlansa yetişememişti. Taehyung o kadar hızlı koşuyordu ki, Jimin onu kaybetmemek için gözleriyle takip ediyordu. Bu sırada önündeki taşı görememiş yere düşmüştü. Kendini umursamadan Taehyung'a baktığında gözden kaybolmuştu.

"Lanet olsun. Ne oldu bir anda yine?" Diyip sinirle elini yumruk yaptı ve sertçe yere vurdu. Ayağa kalkınca sağ ayağına basamamıştı burkulduğunu anladı, toparlayarak geri dönüyordu. Içinden Taehyung'un kendisine bir şey yapmaması için, tanrıya dualar ederek.

Yine o tezgahın önüne geldiğinde, aklına o çocuk gelmişti. Etrafına baktı ama bulmadı, umursamadan satıcıyı çağırdı. Içeriden satıcı ve o çocuk birlikte çıktığını gördü, yine umursamamaya çalışarak satıcıya döndü.

"Kırmızı ginseng almak istiyorum, elinizde ne kadar varsa?" Diye sordu olmasını umarak. Çünkü bu adam hepsini almış olma ihtimali çok yüksekti.

"Üzgünüm beyfendi, elimizde hiç kırmızı ginseng kalmadı. Hepsini bu beyfendi aldı." Dedi o adamın gösterek. Sinirlenmeye başlamıştı, ekstradan ayak bileğinin acısı da vardı. Sinirden gözleri semirmişti başka bir şey demeden arkasını dönüp topallayarak yürümeye çalıştı. Şiştiği için artık üstüne basamıyordu bile.

Jungkook onun gittiğini izlerken, topallayarak yürüdüğünü fark etti. Içinden 'az önce böyle değildi.' Dedi kendi kendine. Satıcıya kaldıkları hanı yerini söyleyerek. Aldıklarını oraya bırakmasını istedi. Daha sonra Jimin'in peşine verdi.

Heyecanlanamaya başlamıştı ve neden böyle bir şey yaptığını bilmeden takip etti kısa saçlı adamı.
Onun acı dolu nefes seslerini ve zorla yürüdüğünü gördükçe içi gidiyordu. Biraz daha yaklaştı araların da bir adım vardı, düşme ihtimali var diye tetikte bekliyordu Jungkook. Yine düşüp canı yanmasın diye.

Jimin biraz uzağındaki duyduğu adım seslerini umursamamıştı ve arkasına dönme gibi bir şeye gerek duymamıştı. Bir süre sonra hemen ensesinde hissettiği nefes alış verişi çok yakından geliyordu ve korkmasına sebep olmuştu.

Arkasına bakmak için döndüğünde dengesini kaybetti ve yine yere düşecekken, onu belinden yakaladı Jungkook. Anın getirdiği refleksle Jimin gözlerini sıkıca kapatarak Jungkook'a sarılmıştı. Sıkıca kapattığı gözlerini yavaşça açtı, kendisini sarana baktığında "S-sen?" Dedi şaşkınlıkla.

------

Taehyung sonunda istediği tepeye gelmiş ve koşmaktan nefes nefese kalmıştı. Dizlerinin üstüne düşüp daha fazla ağlamaya başladı. "Jina'm seni gördüm biran sen sandım ve senin yerine koymaya çalıştım, inanki sana çok benzediği için. Özür dilerim affet beni, senden başka kimseye bakıp dokunmayacam." Dedi Hıçkırıklarının arasında.

Çünkü Jina'nın her zaman kendisini izlediğini sanıyor ve görüp üzülmesini istemiyordu. Onu zaten çok üzmüş oluğunu biliyordu. Avazı çıktığı kadar bağırdı içindeki korkuyu, acıyı, özlemi bağırarak ve ağlayarak dışarıya atmak istiyordu. Ama işe yaradığı yoktu her zaman ki gibi.

Kaç saattir tepenin üstünde kaldığını bilmiyordu. Boş gözlerle önündeki dağları izliyor ve elindeki bir kuru dalı yere bastırıyordu. O kadar bastırmış ve toprağı çıkartmıştı ki küçük bir çukur olmuştu. Kendini yiyip bitiriyordu, düşüncelerin içinde. İçindeki sesleri yok etmek istiyor ama bir türlü bastıramıyordu.

Elindeki kuru dalı sıktı biraz ve ortadan çatlayıp kırıldı, sivri köşeci avcuna gelmiş ve kesmişti. Hissetigi acıyla eline baktı. Kanın yüzüğününe sıçramıştı, gözleri yine dolmaya başlamıştı. Eskiyi hatırlamaya başladı.

(Iki yıl önce, saldırının ikinci günü.)

Taehyung kimseyi dinlemiyordu. Oraya gidip onun görmek ve ölmediğini kanıtlamak istiyordu herkese. Babası tek başına gitme desede dinlememiş en hızlı ata binmiş ve oraya doğru sürmüştü.

Normalde bir gün arayla gidilen yolu yarı yarıya indirmişti. Hiç dinlenmemişti, sadece Jina'sına kavuşmak istiyordu. Oraya vardığında her yerde cesetler vardı, cesetleri almak için gelen muhafızları es geçip Jina'yı aramaya başladı.

Sert görüntü karşısında, kimse ağzını açıp konuşamıyordu karşısında. Taehyung her tarafa baktı ama Jina'yı bulamamıştı, bu sefer elbisesini değiştirmiş diye düşünüp hizmetçilerin yüzlerini açtı. Bulamadıkça hem rahatlıyor hem de korkuyordu.

Yine her tarafa bakarken, bu seferde muhafızların yüzlerini de açtı. Derin bir nefes alıp verdi. Ölmediği için rahatlamıştı ama o rahatlamanın arkasında, korku ve endişe belirdi.

Ölmemişti çünkü yoktu burada ama nerde, hemen oradaki muhafızlara döndü ve konuştu sert sesiyle.
"Prenses Jina burada yok. Nasıl onunda öldüğünü iddia edebilirsiniz?" Sonlara doğru bağırmıştı konuşurken.

"E-efendim biz sadece her kesin öldüğünü söyledik. Zaten bir gün sonra geldik ve bu sürede vahşi hayvanlar alıp götürmüş, diye düşündük."

Taehyung onun ağzından çıkan her kelimeye karşı siniri bi üst seviyeye geliyordu. Daha fazla kendini tutamamış ve yüzüne bir yumruk geçirdi. Muhafız geriye doğru zedeledi ,Taehyung hırsını alamamıştı onun üstüne yürüyüp bir tekmeyle yere fırlattı ve yumruklamaya başladı.

"Sen*yumruk* nasıl Jina'm *yumruk* hakında*yumruk* konuşmaya cürete dersin!" Diyip tekme atmak için ayağa kalkacakken bir parıltı gözüne çarptı. Ayağı havada kalmıştı, hemen ne olduğuna bakmak istedi.

Olmaması gerek şeyi orada görmek istemiyor du. Çünkü Jina'ya vermişti, yine geri almak için. Hemen oraya yaklaştı ve kanlı bir yüzük gördü, bu yüzük kendisinindi. O zaman anlamıştı onun yaralı olduğuna ve ölmediğini.

Herkesi görevlendirmiş ülkenin dört bir yanını aratıyorlardı, onalara saldırı yapan çeteyi bulmuş ve hepsini öldürmüştü Taehyung. Deli gibi onu bulmak için araştırmalar yürütülüyordu. Ama ne bulan vardı nede gören, Taehyung artık öldüğüne inanmaya başlamıştı.

Ama onu yine de sevmeyi bırakmamış daha çok sevmeye başlamıştı. Belki bir mezarı veya külü yoktu ama onunla konuşmak için sadece başını kaldırıp gök yüzüne bakıyordu artık...

(Bir bölüm daha sonuna geldik, inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün.♡)

TAEJIN'le kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın.
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜

GİZLİ SIR TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin