Jin orada ne kadar durduğunu bilmiyordu. Yerinden kalktı ve bir adım attı, tam gidecekken birisi ona arkadan sarıldı nefes nefese. Jin bir adım daha atamadı, burnuna gelen tanıdık koku yüzünden ve bu onu yine ağlatma isteği doğuruyordu.
Onu yine kaybettiğini düşünmüştü. Hemde sonsuza dek çünkü gidemezdi bir daha Kore'ye, yine kadın kılığına girmek istemiyordu. Ayaklarında derman kalmamıştı, yere düşecekken Taehyung onu kolları arasına alıp kucakladı, Jin boğullu gözlerle ona bakıyordu. Taehyung'ta, Jin'e baktığı için göz göze geldiler.
"G-gerceksin d-dımı? Buradasın g-gitmedin?" Diye sordu korkuyla. Titreyen ellerini Taehyung'un yüzüne çıkarıp, parmak ucuyla yanağına dukundurdu. Sıcak ve ıslak yanağı hissetmesiyle, bu sefer mutluluktan ağladı. O buradaydı gitmemişti, onu bırakmamıştı yine. Sabahtan beri yaşadığı şeylerden dolayı bünyesi kaldıramadığı için bayılmıştı.
----
Taehyung yine Jina'yı karıştırdığı için, kendini suçluyordu. Jina'ya ihanet ettiğini hissediyordu ama onu gördükten sonra vücudu kendi isteği dışında hareket ediyordu. O gecenin üzerinden üç gün geçmişti ve sadece bir kere görmüştü onu.
O da, bir hırsız küçük sırt çantasını almaya çalışırken. Taehyung durdurmuş ve onu korkutmuştu. Ama kendisinin olduğunu gördüğü gibi, bir kez olsun yüzüne bakmadan 'teşekür' edip gitmişti. Gözleri kedisinden korkuyormuş gibi bakıyordu ve bu çok sinir bozucuydu Taehyung için.
Jimin'in kendisine ağlayarak ve buradan hemen gitmelerini istediği için, vakit kaybetmeden çıkmıştılar yolla. Son bir kez daha onu görmek istemişti ama, Jimin'in halini gördüğü gibi vazgeçti.
Limana geldiklerinde bir geminin kalkacağını gördüler, hiç vakit kaybetmeden gemiye bindiler. Emrinde çalışanlar daha sonra geleceklerdi zaten. Jimin'e ne olduğunu sormak istiyordu, neden böyle olduğunu merak ediyorudu. Ama emindi ki Jimin'in kendisine yine hiç bir şey söylemeyeceğini.
Gemi kalktığı gibi bir yere oturdu Jimin, Taehyung'ta biraz denizi izlemek istemişti. Limandan biraz uzaklaştığın da sanki birisi kendi ismini bağırarak seslendiğini duydu. Hemen etrafına baktı hiç bir şey yoktu, biraz kulak kesip etrafı dinlediğinde.
Yine aynı sesi duydu ve bu ses ona çok tanıdık gelmişti, biraz kime ait olduğunu düşündüğünde aklına gelen isimle dondu. Bu ses Jina'ya aitti. Kendisinin ismini söyleyerek bağırıyordu, limana baktığında Jina'yı gördü. Uzaklaştığı için net değildi ama ona benziyordu.
O zaman anladı onun Jina olduğunu, daha fazla burada kalmak istemedi ve Jimin'e döndü. "Gemiyi durdur ve geri dönmelerini işte?" Dedi heyecanlı bir ses tonuyla. "Neden ne oldu bir anda? Hem nasıl durdurayım?" Diye sordu Jimin şaşkınlıkla. "Bilmiyorum, para mı vereceksin ne yapacaksan çabuk yap?" Yerinde durmadan hereket ediyordu Taehyung.
"Peki halletmeye çalışacam. Bekle burada?" Diyip gitti. Taehyung heyecandan duramıyordu yerinde. "Sonunda hatırladı, ben biliyordum benim Jina'm olduğunu. Öbür türlü ismimi nerden bilsin." Diyordu kendi kendine. Sanki kendine onun gerçekten Jina olduğunu ispatlamak istiyordu.
Bir süre sonra Jimin geldi. Taehyung ona ümitle bakıyordu. Aksi takdirde kendini suya attacak ve yüzerek Jina'ya gidecekti. "Dönüyoruz, yüklü bir miktar bana para borçlusun haberin olsun?" Dedi sinirle ve devam etti. "Şimdi söyle neden dönüyoruz?" Diye sordu.
"Jina'm geldi rıhtıma ve bana seslendi gördüm onu. Inan doğru söylüyorum?" Dedi beklentiyle. Jimin kendi acısını unutmaya çalışarak, Taehyung'u mutlu etmek istedi. "Inanıyorum, sen durduk yere böyle bir şey yapmazsın." Diyip sarıldı bu sarılma ikisininde çok ihtiyacı vardı.
Geminin durmasıyla Taehyung hemen indi ve her tarafa bakmaya başladı. Biraz yukarı tarafa doğru yürüdü, ama hiç kimse yoktu. Çok korkuyordu yanlış anlamış olmaktan. Koşarak aşağı tarafa gittiğinde yerde oturan Jin'i gördü.
Gözleri hafif sulanmaya başlamıştı ve yaşlarının akıyor olduğunu bile fark etmemişti. Sonunda bulmuştu Jina'sını. Onun kalkıp gideceğini gördüğü gibi koşarak ona sarıldı, onu bir daha kaybedemezdi. Yeni bulmuşken.
Ona sarılırken korktu çünkü geçen seferde sarıldığında bağırmış ve tokat atmıştı. Yine aynı şeyleri yaşayamazdı kendisini öldürürdü. Ama öyle olmadı. Jin tam düşecekken sıkıca sarılıp kucağına aldı ve yürümeye başladı.
Onun kendisine boğullu gözlerle baktığında içinin yandığını ve kül olduğunu hissetti. Sadece gözlerine ve o güzel yüzüne bakmak istiyordu çok özlemişti. Ellerini kaldırıp yüzüne koyup konuştuğunda nefesiz kaldığını hissetmişti. Daha sonra da bayılmıştı.
Taehyung kolları arasında ki bedene bakmayı biran olsun bırakmamıştı. Başını eğip o çok özlediği yanağa küçük bir buse bıraktı. Yüzünde ki tarifesiz huzurla daha sıkı sarıldı Jin'e ve onu önceden kiralayıp kaldığı hana götürdü.
-----
Jimin yeni bir oda kendine kiralamıştı, her ne kadar buradan gitmek istesede Taehyung'u yanlız bırakmak istemiyordu. Kendisininde yaşadıkları kolay değildi, çünkü Jungkook'tan etkilenmişti ve onunda öyle olduğunu düşünmüştü. Ama yanılmıştı, bu onu çok üzsede unutmaya çalışacaktı.
Taehyung, Jin'i bir kaç gündür uyuduğu yatağına bırakmıştı. Yatağın hemen önüne oturmuş Jin'i izliyordu. Iki yıl içerisinde neyin değiştiğini ve nasıl olurda makyajsız hali daha da güzel olduğunu düşünüyordu.
Onun için hekim getirtmiş ve muayne etmişti. Neden bayılmış olduğu için. Hekimde sedece aç, uykusuz ve heyecan yapmış olduğu için. Demişti 'Ne yani benim için mi heyecanlanmış.' Demişti o zaman kendi kendine Taehyung.
Ilk defa kalbi böyle huzurla artıyordu, çünkü yanı başınaydıdı sevdiği. 'Ne çok ağlamıştı, ne çok aramıştı onu, ama tanrı onu burada karşısına çıkarmıştı.' Düşündükleriyle gülümsemişti Taehyung.
Ayağa kalkıp yanına adımladı ve yatağın öbür tarafına uzandı. Kollunu Jin'in başının altına kuydu, bu sırada Jin'in kendine dönmesiyle şaşırdı. Jin onun göğsüne başını kuyup kolarıylada beline sarıldı.
Bu Taehyung'u heyecanlandırsada, kendini toparlayıp iki kollunu ona sardı ve saçlarına öpücükler bırakıp derin nefesler aldı. "Sonunda oksijenime kavuştum tanrım çok teşekkür ederim." Diyip izlemeye başladı, arada dayanamayıp öpüyordu Jin'i...
(Bir bölüm daha sonuna geldik, inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün.♡)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
