YİRMİ-ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

2.6K 228 100
                                    


Jin kendisine sarılan kollarla uyanmış ve uzun bir süre sonra ilk defa bu kadar huzurlu uyuduğunu hissetmişti. Yavaş yavaş kendine gelmesiyle, gündüz olanlar aklına geldi. Hızla gözlerini açtı ve kendisine sarılan kişiye baktı.

Taehyung'u görmesiyle gözleri doldu. 'Ne çok özlemişti onunla birlikte uyanmayı.' Gözlerini elinin tersiyle silip onu izlemeye başladı. Taehyung'un gözlerine saçları gelmiş ve rahatsız olmasın diye, gözlerine gelen saç tutamları yavaşça aldı. "Bir melek gibi uyuyur ve hiç değişmemiş, ama çok zayıflamış." Diyip devam etti ve biraz daha dikkatli baktı.
"Hiç önemli, değil seni kendi ellerimle besleyecem." Dedi sesizce ve gülümsedi.

Gözleri burunun ucundaki bene takıldı. Uyuduğu için bütün cesaretini toplayıp hafif yukarı doğru yükseldi ve dolgun dudaklarını burnunun ucana getirtip bir öpücük kondurdu. Bunu eskiden de Taehyung uyurken yapıyordu ve bu his çok güzeldi Jin için.

Bunun üzerine burnu kaşınan Taehyung, hafif kımıldadı ve uyanmaya dair mırıltılar çıkarmaya başladı.

Jin onun uyanacak olma ihtimali ile hemen gözlerini kapattı. Heyecan yapmıştı ve ne yapacağını bilememişti.
Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, Taehyung'un duymaması için içinden tanrıya dua ediyordu.

Taehyung gözlerini yavaşça açtığında, Jin'i gördü. Gözleri yarı açıkken gülümsedi ve Jin'i kendine çekip daha da sıkı sarıldı. Içine koyup bütün kötülüklerden korumak istiyordu. Bir daha onu kaybetmemek için, bir an bile olsa yanından ayırmayı düşünmüyordu.

Saçlarına ve yanaklarına öpücükler bırakmaya başladı. Bu Jin'in kalbinin teklemesine sebep olmuştu. Uyanması ihtimali karşısında hiç endişelenmedi ve yüzünün her bir noktasını öpülmedik yer bırakmıyordu. Sadece o dolgun dudakları es geçiyordu hiç istemesede, bunu Jina'sı uyanıkken yapmayı düşünüyordu. Her öptüğünde konusunuda içine çekip sonra "Ahh" diye nefes veriyordu.

Jin'in yanaklarının kızarmaya başlamıştı ve bu Taehyung'un dikkatini çekmişti. 'Ne yani uyanık mı ve bilerek mi hiç tepki vermiyor?' Diye sordu kendi kendine içinden. Aklına gelen fikirle, onunla biraz oynamak istedi. Bu binevi nereye kadar tepkisiz kalacağını, test etmek içindi.

Yavaşça Jin'i kollarının arasından çıkartı ve yatağa sırt üstü bıraktı. Jin uyuyormuş gibi kendini bırakmıştı Taehyung'a. Taehyung sinsi bir şekilde gülümseyerek, düşündüğü şeyi uygulanmaya başladı. Içinden de 'Bunu sen istedin.' Diyip devam etti.

Elleri hanbok'una götürdü ve birbirine bağlı olan düğümü yavaşça açtı. Jin hissettiği şeyle daha da kızardığını hisseti. Taehyung'un durması için, kıpırdanmaya başladı. Ama Taehyung biraz daha uzatmak istedi bu oyunu. Boynu açıldı biraz, Taehyung'un gözleri bembeyaz boyna takıldı.

Dayanmayıp üzerine eğilmeye başladı ve dudaklarını diliyle ıslatıp açıkta kalan boynuna götürdü ve bastırdı. Jin nefesinin kesildiğini hissetti ilk başta, yakalanmamak için kendini ellerini yumruk yapıp sıktı.

Bir süre sadece öyle bekledi Taehyung. Jin'in nefesleri hızlandığını fark etti. Umursamadı ve yavaşça emmeye başladı, arada dilini de değdiriyordu. Bu işlemi bir süre devam etti ve iz kalacağından emin olduktan sonra yavaşca başını kaldırdı.

Yine Jin'e baktığında, kıpkırmızı bir yüzle karşılaştı. Ellerini yumruk yapmış bir şekilde kendini sıkıyordu ve bu Taehyung'un gözlerine aşırı derecede tatlı gelmişti. Daha fazla dayanamamış ve bir kaç kıkırtı çıktı ağzından.

"Jina'm uyanık olduğunu biliyorum?" Dedi yanına oturarak, hala kıkırdıyordu.
Jin duyduğu şeyle hızlıca gözlerini açtı. Karşısında ki gülümseyene baktığında utançtan üstünde olan örtüyü başının üstüne kadar çekti. Kendine bildiği bütün küfürleri sıralarken.

"Kaldır şunu nefesiz kalacaksın? Daha yeni kavuştum sana." Diyip örtüyü çekiştirdi Taehyung.
Jin çok utanıyordu ve bir süre böyle kalmak istiyordu. Nasıl yüzüne bakacağını bilemiyordu. Onun söyledi şeyleri duyunca sıkıca örtüyü tutan elleri gevşemişti.

Taehyung'ta örtüyü yine çekerken fazla güç kullandığı için, örtü Jin'in ellerinden kaymıştı. Taehyung galibiyetle Jin'e baktığında gözlerini sıkıca kapattığını görmüştü. Gözlerini açıp kendisine bakmasını istiyordu.

Bir şey demeden yine üstüne gelip, yüzünü incelemeye başladı. Kapalı olan gözlerine birer öpücük bıraktı ve geri çekilip konuştu.
"Aç gözlerini, bana bakmanı istiyorum?" Dedi Jin'i izlerken.

Jin bu kadar şeyden sonra nasıl yüzüne bakacağını bilemiyordu. Istemeden de olsa yavaşça gözlerini açtı. Kendisine gülümseyerek bakan Taehyung'la göz göze geldi. Heyecanla ve utançtan hemen gözlerini kaçırdı.
Bütün vücudu uyuşmuş kıpırdatamıyordu, resmen bakışları altında donup kalmıştı.

Taehyung, Jin'i daha fazla utandırmamak için geri çekildi. Kendisine bakması için, onun ilgisini farklı bir şeyin üstüne çekti.
"Nasıl oldu? Nasıl kurtuldun o saldırıdan? Ve...ve b-beni nasıl unuttun?" Diye sordu, kalbi acımıştı olanları hatırlarken. Kendisine bağırırken ve tokat attarken.
Canı çok acımıştı o zaman 'tokat' için değil, sözleri yüzündendi acısı.

Jin kendini biraz toparlayıp oturdu yatakta ve Taehyung'a baktı. Hâlâ utanıyordu ama anlatması gerekiyordu herşeyi, derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.

-----

Bay Jeon, Jin'in hala ortalıkta olmadığı için endişelenmeye başlamıştı. Jungkook'u çağırtıp beklemeye başladı. Jin'in başına bir şey gelmesini istemiyordu. Onu ikinci oğlu gibi görüyordu. Jungkook'un gelmesiyle konuşmaya başladı.

"Jin sabahtan beri ortalıkta yok. Gidip onu arar mısın? Merak ediyorum, başına bir şey gelmesini istemiyorum." Jungkook endişeyle babasına baktı.
"Nereye gitmiş olabilir ki?" Diye sordu.
"Park Jimin'in ve arkadaşı Kang Taehyung'un Kore'ye döndüklerini söyledikten sonra koşarak gitti."

Jungkook kalbinin sıkıştığını hissetti, Jimin'in gittiğini duyduktan sonra, kendisi yüzünden olduğunu anladı. Ağlama isteği bir anda bedenini sarmıştı, ama babasının yanında ağlamamalıydı. Babasının yüzüne bakmadan hafif bir baş sallamakla yetindi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Nereye gideceğini bilmeden yürüyordu ve birer göz yaşı gözlerinden firar etti. Ayakları onu limana getirmişti, Jin için değildi. Jimin içindi çünkü gittiğini düşünüyordu. Kendi korkaklığından dolayı onu kaybetmişti, bunu biliyordu ve kendinden nefret ediyordu.

Taşların üstüne oturup denizi izlemeye başladı, bir süre sonra kavga sesleri gelmişti kulaklarına. Meraklanıp kavganın olduğu yere doğru gitti ve gördükleri karşısında şoka girdi...

(Bir bölüm daha sonuna geldik, inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün.♡)

TAEJIN'le kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın.
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜

GİZLİ SIR TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin