YİRMİ-BEŞİNCİ BÖLÜM

2.6K 215 96
                                    

Taehyung'la birlikte geçirdiği günden sonra bir hafta geçmişti. Gün içinde çoğu zaman yanyanaydılar. Geceleri ise Bay Jeon bir şey anlamasın diye gitmiyordu, Taehyung'un yanına.

Taehyung'a başından geçenleri olduğu gibi anlatmıştı. Aynı zamanda Taehyung'ta anlatmıştı. Jin anlatıkça Taehyung kendisine kızıyordu, Jin daha fazla üzülmesin diye unuttuğunu söylemişti. Taehyung da saraydan ayrıldığını ve bir bağları kalmadığını söylemişti.

Başta şaşırmıştı Jin, çünkü böyle bir şey beklemiyordu. Artık burada kalacağını söylemişti ve Jin buna çok sevinmişti. Bu bir haftada biraz yakınlamıştılar, çoğu zaman Taehyung, Jin'i sıkıştırıyordu ve Jin utandığı için ileri gitmiyordu.

Her zaman ki gibi yine çok anlayışlı, arada Jin bu huyu yüzünden kendisinden sıkılır mı diye düşünmüyor değildi. Ama kendisine öyle güzel baktığında ve öyle özel davranıp konuştuğunda, ağlama isteyi geliyordu Jin'e.

Jungkook'ta bu aralar Park Jimin'in pesinden ayrılmıyordu kendisini affetmesini durmadan istiyordu. Ve Jimin'i mutlu etmek için her şeyi yapıyordu.

Jin ilk duyduğunda Jungkook'a çok kızmıştı. Jimin'e kendisini hemen affettirmesini söylemişti.

----

Şimdi ise çok heyecanlıydı, çünkü Taehyung'un yanına gidiyordu Jin. Jungkook'a haber vermişti, Bay Jeon merak eder sorar ise bir şeyler söylemesini söylemişti.

Bu gece Taehyung birlikte bir yere götüreceğini söylemişti. 'Acaba nereye' diye düşünüyordu kendi kendine. Taehyung Jin'i görmesiyle, hemen ayaklanıp yanına geldi.

"Nerede kaldın, seni merak ettim?" Dedi endişeyle.
"Şey yeni bitti işim." Dedi sessizce onu korkutmuştu Jin ve içinden kendine kızıyordu. Arada Taehyung korkuyordu Jin'e bir şey olma ihtimaline karşı, bir an olsun yanından ayrılmasını istemiyordu.

Elini tutup yürümeye başladılar. Jin'in gözleri birleşik olan ellerinde kalmıştı. Birisinin görmesi an meselesiydi ve kötü bir şey olmasından çok korkuyordu Jin.

"Ş-şey kimsenin bizi böyle görmesini istemiyorum?" Dedi ve yavaşça ellerini istemeyerekte olsa, o sıcak ellerden ayırdı. Taehyung'un kızacağını düşündü, ama aksine yüzünde samimi bir gülümsemeyle karşılık verdi.

"Sen öyle istiyorsan öyle olsun. Ama bir yerden sonra elini tuttuğumda sakın bırakma olur mu?" Diye şart koştu. Jin de hızlıca başını 'Tamam' anlamında salladı. ve yan yana yürümeye başladılar.

Arada bir birine sorular soruyordu daha da bir birilerini tanımak için.
Geçmiş olan bu bir hafta içinde Jin, Taehyung'a karşı hala ismiyle seslenememişti. Çünkü Jin çok utanıyordu Taehyung'tan.

Bir süre yürümüşlerdi ve ormanlık alana gelmiştiler. Taehyung aniden Jin'in elini elleri arasına alıp parmaklarını birbirine geçirip kenetlendi.

Jin sıcak elle kalbinin hızının değiştiğini hissetti. Taehyung'un kendisine bakıp güldüğünde, Jin de gülüşüne hemen karşılık vermişti. El elle yürümeye devam ettiler bir süre ve sonunda istediği yere gelmişti Taehyung.

Hemen Jin'e döndü, Jin'in hayranlıkla etrafına baktığını gördü.
"Beğendin mi?" Dedi beklentiyle. Jin önündeki uçsuz bucaksız dağlara ve dağların arasında ki nehire hayranlıkla bakıyordu. Jin gözlerini alamıyordu, çok güzel di çünkü.
"Çok beğendim, burada böyle bir yer olduğunu hiç bilmiyordum." Hâlâ bakmaya devam ederken.

"Buraya ne zaman gelsem seninle konuşurdum hep ve burası bana çok iyi geliyordu." Diyip uçsuz bucaksız dağlara bakmak yerine, kendi için en güzel manzaraya baktı yani Jin'e. Çünkü Taehyung'un en güzel manzarası Jin di, hiç bir zaman sıkılmayacağı manzarası.

Jin üstünde bir çift göz hissedince, hemen solundaki Taehyung'a baktı. O zaman asıl en güzel manzarası Taehyung olduğunu anladı ve yoğun duygularla bir birine bakmaya başladılar bir süre.

Taehyung bu bakışmayı bölen taraf oldu. Hiç bırakmadığı eli yine çekiştirerek yürümeye başladı bir şey demeden. Jin de bir şey sormadı kendini ona bırakmıştı.

Bir evin önüne geldiklerinde durdular.
"Burası neresi?" Diye sordu Jin merakla. Taehyung, Jin'e dönüp ellerini yanaklarına getirip derin bir öpücük bıraktı alnına.

Jin'in gözleri kendiliğinden kapanmıştı ve heyecanlanmaya başlamıştı yine.
"Burası artık bizim evimiz, artık burada yaşayacağız 'birlikte'." Diye cevap verdi Jin'e.

Jin kapalı olan gözlerini hızlıca açtı ve eve baktı.
"Burada mı yaşayacağız?" Inamamış gibi sorarken.
"Beğenmedin mi?" Diye sordu Taehung, yüzü asılmıştı ve kısık bir sesle sormuştu. Jin onun yanlış anladığını ve kırıldığını anlamıştı, hemen atılıp konuştu.
"Çok beğendim. Çok güzel, içine bakmak istiyorum?" Heyecanlı bir ses tonuyla sordu. Taehyung, Jin'in beğendiğini öğrendiğinde yüzünde bir gülümseme belirdi yine.

Yine ellerini birleştirip birlikte girdiler büyük evin içine. Dışı küçük gösterdiği için, Jin içinde öyle olduğunu düşünmüştü ama baya büyüktü. Kocaman odalara sahipti.

Bir odaya girdiklerinde içinin hazır olduğunu görmüştü, Taehyung'a sorar gözlerle baktı. Taehyung, Jin'in ne demek istediğini bakışından anlamıştı.

"Bizim için hazırlattım, gece için." Dedi açık bir şekilde. Jin anladığı şeyle utanıp, terlemeye ve kızarmaya başlamıştı. Cevap olarak hiç bir şey diyememişti bile.

"Evliliğimizin ilk günü diye düşün." Dedi göz kırparak. Jin hızlıca başını çevirdi, Taehyung'un gözlerinden. Kıçkırdamaya başlamıştı, Taehyung, Jin'in bu haline sesli gülmemek için kendini çok zor tutuyordu.

Jin'in sakinleşmesi için ona kollarını doladı bir süre. Ardından odada bulunan küçük dolaptan içki çıkartı. Jin'in rahatlaması için, çünkü bu gece uzun sürecekti...


(Bir bölüm daha sonuna geldik, inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün.♡)

♡)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın.
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜

GİZLİ SIR TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin