ONUNCU BÖLÜM

3.3K 286 103
                                    


(Medyadaki şarkıyla okuyun, hatta şimdi açın. Çok sevdiğim bir şarkı.♡)

Gün boyu yolculuk yapmıştılar karanlık basmıştı ama daha istedikleri yere gelmemişlerdi. Gece geç olmuştu ancak istedikleri yeri anca bulmuş ve kamp kurmuşlardı. Taehyung, Jina'yı çok özlemişti daha fazla uyalanmadan hızla gamaya binmiş ve onu yine uyuduğunu görmüştü. Içinden 'melek gibi' diye geçirmişti, hemen yanına gidip yatağa girmişti.

Ona sıkıca sarılmış ve kokusunu içine bolca çekmişti. Bağımlı olmuştu bu kokuya artık onun kokusu olmasa uyuyacağını sanmıyordu. Saçlarına, yanaklarına öpücükler konduruyor, uyanmaması için ani hareketlerde bulunmuyordu. Sadece burnunu saçlarına getirmiş kokluyor ve arada öpüyordu. Sanki kokladıkça içindeki sıkıntı yok olacakmış gibiydi ve onu rahatlatıyordu. Jina'yla olmama ihtimali Taehyung'u çok korkutuyordu.

Gece geç olduğu ve bütün gün atın üstünde yolculuk yaptığı için çok yorulmuştu. Jina'ya sıkıca sarılarak uyumaya başladı. Sabaha doğru komutanın kapıyı tıklamasıyla Taehyung'un gözleri hemen açıldı.

Sesizce 'geliyorum' diyip, Jina'ya baktı. Onun huzurlu bir şekilde göğsünde uyuduğunu gördü. Bu görüntü onu mutlu etmişti, yavaşça kendisini saran Jina'nın kollarını açmaya çalıştı. Ama her seferinde Jina daha da sıkı sarılıp ağzından mırıltılar çıkmıştı.

Taehyung gitmesi gerekmeseydi, asla gitmezdi yanından ama gitmesi gerekiyordu. Bu sefer Jina'ya sarılarak onu yan tarafa döndürdü, bu sayade Jina kollarını gevşemişti. Taehyung, Jina'nın buynuna başını bastırıp derince kokladı ve yanağını öpüp istemiyerekte olsa çıktı yataktan. Yola çıkmak için birkaç sıkıntı çıkmıştı, ondan çağrılmıştı. Hemen halletmiş ve hazırlıklara başlamıştılar.

Iki gündür yoldalardı, kısa bir süre sonra sarayda olacaklardı. Halk onları yolda tezahüratlarla karşılamıştı, halkın hemen hemen tamamımı prens Taehyung'u çok seviyorlardı. Onun veliaht prens olmasını istiyorlardı ama daha kral bir veliaht-prensi seçmemişti. Hoş Taehyung hiç bir zaman olmak için çabalamamıştı. Taehyung sadece ülkesi için en iyi olanı yapmaya çalışıyordu.

Jina böyle bir şeye ilk defa şahit olmuştu ve şaşkına dönmüştü. 'Herkes ona çok saygı ve sevgi besliyor." Dedi kendi kendine. Jina yolda ilk sabahladıkları gün Taehyung'a yapışık bir şekilde uyanmıştı ve şaşırmıştı çünkü onun yanına geleceğini hiç düşünmemişti. Ona zarar verme ihtimaline karşı endişelendi ama Taehyung hiç bir şey demedi geceyle ilgili. Her zaman ki gibi kendisini değerli hissetti yanında ama birazda sıkıntılı.

Gün boyu onu izledi bir yeri ağrıyor mu diye, gece tekme atmışsa veya başka bir şey yapmış ihtimaliyle dikkatle izliyordu. Ama gayet iyi görünüyordu bir gün önceki gibiydi. Ikinci gece Taehyung'u beklemişti gelir diye ama yine uyuya kalmıştı. Sabah kalktığında yanında Taehyung'u görememişti ve sanki onunla yıllardır her güne berebar uyanmış gibi ona alışmıştı, göremeyince de üzgün hissetmişti.

Ama bilmiyordu Taehyung artık onun kokusu olmadan, onu hissetmeden uyuyamayacağını. Şimdi saraya varmışlardı. Krallın önüne gelmeleri ve saygılarını sunmaları için Jina hazırlanıyordu. Taehyung onun gamadan çıkmasını bekliyordu.

Kapıyı tıklatıp seslendi Taehyung.
"Prensesim hazırmısın?" Diye sordu. Tam bu sırada Jina çıkmıştı, Taehyung, Jina'ya baktığı gibi güzelliği karşısında dona kalmıştı. Jina, Taehyung'un hayran bakışları karşısında renkten renge girmişti.

Onu izlerken kensine seslenen Jimin'i zorla fark etmişti Taehyung. Jina, Taehyung'a seslenen kişiye baktığında, farklı bir görünüşe sahip birini fark etti. Daha sonra Taehyung'un ona baktığı gibi kare bir şekilde gülümsediğini gördü. Jina bu gülüşü ilk defa görmüştü, onun gülüşüne baka kalmıştı. Içinden 'Ne güzel gülüyor.' Diye geçirdi.

"Hoş geldiniz efendim? Umarım iyi geçmiştir yolculuk? Ve bu arada sizi tebrik ediyorum." Diyip, Jina ve Taehyung'un önünde eğilerek.
"Benim için ilk defa böyle güzel geçti." Dedi Jina'ya bakarak Taehyung.
"Iyi o zaman majestelerinin yanına gidelim mi?" Diyip elindeki tüyle yolu gösterdi.

"Gidelim. Prensesim hazırsan gidelim."
"Gidelim efendim. Hazırım." Dedi ve bir kaç adım geriden yürümeye başladı.
Kraliyet ailesi sırayla ikisini tebrik edip, iyi dileklerde bulunmuşlardı. Kral kendileri için ipek kumaşlar, değerli taşlar ve özel hediyeler getirtmişti.

Teşekkür edip oradan ayrıldılar, onlar için yeni hazırlanmış köşke gitmiştilerdi. Jina daireye girdiği gibi hayran kalmıştı her yere, odayı incelerken büyük yatak gözüne çarpmıştı.

Göz ucuyla Taehyung'a baktığında, Taehyung'un kendisini izlediğini fark etti. Hemen gözlerini kaçırıp etrafına daha meraklı bakıyormuş gibi hareket ediyordu. Bir vazoyu tutup inceliyormuş gibi dikkatle bakıyordu.
Taehyung'un kıkırdama sesini duyduğu gibi hemen ona döndü.

"Çok tatlısın sevgilim." Diyip yanına adımladı ve sıkıca sarıldı. Jina da hemen karşılık verdi ve kollarını Taehyung'a sardı. Taehyung onun bu hareketine karşı çok mutlu olmuştu. Kendinden fazla uzaklaştırmadan, gözlerine bakmaya başladı. Daha sonra yatağın ucuna oturttu Jina'yı ve kendisi de hemen yanına oturdu.

Jina yanaklarının al al olduna adı gibi biliyordu. Ama gözlerini Taehyung'un gözlerinden ayırmak istemiyordu, Taehyung gibi duygulu baktığının farkında bile değildi.

Taehyung, Jina'yı çok özlemişti geceden beri ona sayılamıyor, öpemiyor ve kokusunu alamıyordu. Jina'ya baktıkça yüzünün elbisesinin rengine döndüğünü fark etti. Onu rahatlamak adına elini yanaklarına getirip yavaşça okşadı ve konuşmaya başladı.
"Rahat ol güzelim benim yanında, ben senin kocanım biliyorsun. Seni herşeyden koruyacağım, bana güven olur mu?" Dedi. Jina onun sözlerine karşı kendi daha rahat hissetmişti.

Taehyung ona yavaşça yaklaşmaya başladı. Jina geri gitmedi, kendisi de özlemişti Taehyung'u. Iki gündür kendisini hiç öpmediğini sanıyordu ama yanılıyordu. Gözlerini kapatıp Taehyung'un kendisini öpmesini bekledi. Işte şimdi ikisinde istediği an gelmişti, sevgiyle, özlemle birleşmişti dudakları derince öpüşmeye başladılar.

Taehyung, Jina'yı yavaşça yatağa yatırıp kendinide üzerine bıraktı. Jina rahattı çünkü araların da bir çok elbise vardı. Taehyung sadece üstündeydi, kendini bastırmıyordu Jina'ya. Açlıkla öpüyordu, öpüşüyorlardı. "Çok *öpücük* güzelsin *öpücük* dayanamakta*öpücük* çok*öpücük* zorlanıyorum." Öpücüklerinin arasında söyledi ve yine derince öpmeye başladı.

Bir süre sonra ikisi de yorulup durdular, Jina'nın dudağı şişmişti ve sızlıyordu. Taehyung bu görüntü karşısında eriyip bittiğini hisseti. Hemen Jina'yı kendisine çekerek sıkıca sarıldı, yatakta uzanmış bir haldeydiler. Jina başını Taehyung'un kalbinin üstüne koymuştu ve hızlı kalp atışlarını dinliyordu.

Hızlı atan kalp atışlarını dinleyerek gözlerini huzurla kapattı Jina...

(Bir bölüm daha sonuna geldik, inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün. arada inşallah sizi sıkmıyorumdur çünkü Taehyung'un, Jina'ya alışması gerekiyordu. Öğrenmesine son bir bölüm.)

TAEJIN'le kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın.
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜

GİZLİ SIR TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin