ON-DOKUZUNCU BÖLÜM -M-

3.4K 241 135
                                    


(Ayyy JiKook smut var desem.🙈🙈)

Jimin Jungkook'a bakıyordu, onu burada ve Bay Jung'un oğlu olacağını hiç düşünmemişti. Bay Jung'a bu gün tanıştıklarından bahsetmişti Jimin. Biraz aralarında konuşmuştular.
Jungkook'ta bir süre sonra çıkmıştı istemeden. Jimin de uykusu gelmeye başladığı için uymuştu.

-----

Jin kendisine sarılan ve öpeni sert bir şekilde itip arkasına baktı, gördüğü yüzle şaşkına döndü.
"S-sen ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedi sinirli bir ses tonuyla. Tae yorgun bir ifadeyle, Jin'e bakmayı sürdürdü.

Onu hala Jina sanıyordu, kollarını hafif açıp yine Jin'e yaklaştı. Jin birinci şoku daha atlatmadan ikinci bir şoka girdi ve karşısındaki adamın hareketlerine odaklanmıştı. Taehyung, Jin'i sıkıca sardı ve başını boyun girintisine koyup derince soluyup, konuştu.

"Jina sensin dımı, seni kokundan tanıyorum sensin. Senin sesinden tanıyorum sen ölmedin. Lütfen beni hatırla?" Diyip sıkıca sarılmaya çalıştı. Jin dediklerinden hiç bir şey anlamamıştı.

Kollarından kurtulmak için, bütün gücünü kullanıp kurutuldu.
Taehyung gözleri dolu bir şeklilde Jin'e baktığında, yüzüne sert bir tokat yedi. Jin hızla orayı terk etti, aklındaki soru işaretleri daha da çoğalmıştı.

----

Bir kaç gün sonra yine Bay Jung onları çağırmıştı ama sadece Jimin'i gelmişti. Taehyung gelmek istememiş ve kendine bir yer kiralamıştı. Jimin de kaç gündür aklından çıkaramadığı Jungkook'u görmek istiyordu.

Akşam saatlerinde Bay Jung, Jungkook'la birlikte. Jimin'in odasına içki getirmişlerdi biraz içtikten sonra, Jimin'i ve Jungkook'u yanlız bırakıp gitti Bay Jung. Jungkook heyecandan içiyordu çünkü kaç gündür aklından çıkmayan Jimin'in yanındaydı.

Biraz daha tek başlarına kalmış ve sohpet etmişlerdi ikili. Jungkook fazla içkiye dayanıklı olmadığı için, hemen çarpmıştı. Başını yana eğip Jimin'i izlemeye başladı. "çok tatlısın ve ben seni unutamıyorum." Dedi sarhoşluğun etkisiyle, ne dediğini bilmeden içinden geçenleri söylemek istedi sadece o an.

Jimin, Jungkook'un söylediği şeyle ve haretiyle kalbi daha hızlı, yada deli gibi atmaya başladı. Hemen utanıp kızarmıştı ve ne diyeceğini bilememişti. Kendiside içki içtiği için tam olarak ne yaptığını bilmiyordu.
Ama Jungkook'un hafif ıslanmış gözleri ve dudakları Jimin ilgisini çekmiş ve seslice yutkunmuştu, bir anda sıcaklık basmıştı vücuduna.

Jungkook kaçıncı şişesini bitirdiğini bilmiyordu, Jimin'e baktığında göz göze gelmişti. Onun kızarmış yanakları ve dolgun dudakları Jungkook'un düşünme yetkisini elinden almıştı. Jungkook, Jimin'in dudaklarına bakarak yaklaşmaya başladı.

Jimin oturduğu yere çakılmış gibi kıpırdayamıyor, koca gözleriyle Jungkook'u takip ediyordu. Göz kapakları kendiliğinden kapandı Jungkook'un, onunla birlikte Jimin de kapatmıştı gözlerini. Anın heyecanıyla buluştu ince dudaklar, kalın dudaklara.

Sadece dudaklarını bastırmış kıpırdatmıyordu Jungkook. Ilk öpücüğüydü Jimin'in, nasıl yapacağını bilemiyor Jungkook'a bırakmıştı kendini. Şimdiye kadar hiç bir kadından etkilenmemişti Jimin.
Bu yüzden Taehyung'u hiç yargılamamış ve saygı duymuştu Jina dan önce.

Jungkook dudaklarını aralayıp, hafif aralıklı olan Jimin'in dudaklarını öpmeye başladı. Jimin sadece ayak uyduruyordu Jungkook'a. Öpüşmeleri derinleşirken ikilinin elleri boş durmamıştı. Jungkook'un elide Jimin'in belindeydi ve yavaşça kalçalarına doğru gidiyordu.

Jimin'i kalçalarında tutup kucağına aldı ve sıktı Jimin, Jungkook'u dudaklarına doğru inledi. Sarhoşluğun etkiyle deliler gibi öpüşüyorlardı. Jimin ellerini Jungkook'un buynuna dolamış ensesinden kendine bastırıyordu. Araya dillerde karışınca ikiside derince inlediler. (Y.z. Semaaa lütfen okumaaa 🙈🙈🙈🙈🙈🙈)

Jungkook, Jimin'i yavaşça yere yatırıp üstüne eğildi ve gözlerine baktı. Jimin dolu ve istekli gözlerle karşılık verdi. Jungkook yine dudaklarını Jimin'in dudaklarına bastırıp öptü, birkaç kere öyle bastırarak öpmüştü. Boynuna doğru yol aldı, bu sefer minik öpücüklerle başladı ve daha sonra emmeye ve dil darbeleri atmaya devam etti.

Kesinlikle yarın boynunun moraracağı emin olmuştu Jungkook. Gülümseyerek devam etti öpücüklerine, Jimin'in üstündeki hanbok'unu çıkartmaya başladı. Jimin altında titriyordu kalbi çok hızlı atıyordu heyecandan. Onun için herşey ilk olacaktı, zorlukla konuştu.

"B-bu b-benim il-lkim." Jungkook Jimin'in dediği şeye çok sevinmişti. Kendiside ilk defa bir erkeğe böyle duygular besliyordu, ama bir iki defa kadınlarala birlikte olmuştu.

Bunu Jimin'e söylemeyi düşünmüyor ve onun üzülmesini istemiyordu. Kendini daha fazla durdurmadan Jimin'in üstündekileri Her şeyi çıkartı. Şu anda bembeyaz bir ten karşısındaydı, çok güzel bir vücudu vardı Jimin'in.

Jungkook bu güzelim karşısında dudaklarını ısırdı ve üstündekileri çıkartıp Jimin'in dudaklarından başlayarak her yerini öpmeye emmeye başlatı. Göğüs ucuna gelip sömürmeye başladı

Jimin, Jungkook'un altında heyecandan kıvranıyor ve vücudu yay şeklini alıyor, durmadan Jungkook'un adıyla inliyordu.
"Ahmm...J-ungkook lütfen çabuk ol?" Istekli sesiyle konuştu. Jungkook göğüslerini emmeyi ve ısırmayı bırakıp, yine dudaklarını birleştirdi.

Bir süre öpüştükten sonra Jimin'i yüz üstü çevirdi ve boynundan başlayıp sırtından beline kadar diliyle bir yol çizdi, yalayıp öpüyordu. Daha sonra parmaklarını Jimin'in dudaklarına verdi.

Jimin parmakları hemen kabul edip emmeye başladı, inleyerek emiyordu.
"Lânet olsun çok güzelin. Tanrımmm." Diyip hafif sürtünmeye başladı Jungkook, Jimin'in kalçalarına. Yeterince ıslanan parmakları çıkarıp Jimin'in içine birinci parmağını bastırdı.

Jimin'in dudaklarından derin ve acı dolu bir inleme kaçtı. Jungkook rahatlanması için kulağına güzel sözcükler söyleyip öpüyordu buynunu. Ikinci ve biraz sonra üçüncü parmağını da gönderdi.

Jimin artık zevkten inledini anlayınca parmaklarını çıkartıp, kendini konumlandırıp Jimin'e bastırdı.
"J-Jungkook ahhhmm." Diyip inledi Jimin. Jungkook bir süre kıpırdamadan bekledi, Jimin kendini kasmayı bıraktığında hareket etmeye başladı.

Bir süre git gelden sonra Jimin'in içinden çıkmadan, Jimin'i kendine çevirdi. Jimin'in gözlerinden yaşlar akıyordu zevkten dolayı, Jungkook dudaklarını birleştirdi. Bir eliyle Jimin'i rahatlatırken kendisi de hızını artırmıştı, iki taraftan gelen zevke Jimin hemen gelmişti.

Bir süre sonra Jungkook'ta daha fazla kendini tutamamış gelmişti Jimin'in içine. Daha sonra Jimin'in dudağından öpüp yanına uzandı ve kendine çekip kulağına fısıldadı.
"Harikaydın bebeğim." Diyip saçlarından öptü yine ve sıkıca sarılıp uyudular...

(🙈🙈🙈Ölüyorum ayy çok utanıyorum. Inşallah beğenirsiniz ve yazım hatalarım için çok üzgünün.♡)

TAEJIN'le kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

TAEJIN'le kalın.
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜
💜💜💜💜💜💜💜

GİZLİ SIR TAEJİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin