32.Bölüm: "Truva Atı'nın Laneti" | Arkın Kaner Erez

1.7K 98 351
                                    


Selam!

Burada olmayalı o kadar uzun zaman oldu ki,Mavera yazmanın ne kadar iyi hissettirdiğini unutmuşum. Ve yine uzun zaman sonra Arkın'ın ağzından yazılan bir bölümle karşınızdayım🥹

İçinde bulunduğumuz sürecin zorluğu sebebiyle yazmak için motivasyon bulmak çok zordu. Geri dönebileceğini anlamam bile uzun zaman aldı ama en sonunda yine buradayım. Benim için en büyük motivasyon kaynağı da her zaman için sizdiniz. O yüzden buradan yorum yapmak istemiyorsanız bile bir şekilde duygularınızı ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Sosyal medya hesaplarımı alta bırakacağım. Yaptığınız geri dönüşler için de sabırsızlıkla bekliyor olacağım.

İyi okumalar dilerim. Sizi seviyorum

🤍

Instagram: hurtzlikehel
Twitter: moncherlunette

It's Happening Again - Agnes Obel

32.Bölüm:
"Truva Atı'nın Laneti |
Arkın Kaner Erez

Uzun zaman oldu.

En son ne zaman böyle hissettiğimi bilmiyordum. Her şeyi bundan çok uzak bir tarihte,hatta zamanın bile unuttuğu bir yerde bıraktığımı düşünmüştüm. Yanılıyordum. Kendimi kandırıyordum. Çünkü ruhundan kopamamış her beden gibi,tıpkı duygular da üzerindeki bir yığın topraktan kurtulmak için son mücadelesini vermek adına harekete geçebilir. Ne kadar derine gömüldüğünün bir önemi yok. Söz konusu şey,varoluş mücadelesi olduğunda duygular,en azılı düşmanlardan bile daha acımasız olabilir.

Ölmek için bile olsa,hisset. Beni benliğine kabul et. Tüm deliklerinden sinsice sızdığımı hissettiğinde bile kendini bana teslim et. Benim için kapılarını ardına kadar aç,çünkü ben,eninde sonunda senin istediğin her şey olmasam da,diğerlerinin başlangıcı olabilirim.

Hırsla doluydum. Tatlı bir zehir gibi dudaklarımdan sızan tüm bu duygu,derin bir uykudan uyanmış gibi değil de,tıpkı onun hayatıma yeniden dahil olması gibi aniden gelmişti. En son böyle hissettiğimde ellerimin arasında bir silah vardı. Ayaklarım o ormanın içinde çamura batıp çıkmaya devam ederken dudaklarımdan iştahla başı dönmüş bir yırtıcının nefesleri dökülüyordu. O silahı ona doğrulttuğumda dudaklarımdaki gülümsemenin,hayatımdaki en gerçek gülümseme olduğunu biliyordum. Çünkü onu öldürmek istemek,o anda benim tek gerçekliğimdi.

Şimdi tümüyle bunların aynısını hissetmesem de,yaka paça bir şekilde bu yola atıldığımın farkındaydım. Düştüğüm yerden başımı kaldırdığım ilk anda gördüğüm gözler,babama aitti. Her şeyi uyandıran oydu. Beni bu hale yeniden o getirmişti.

Zil çaldığında gerçekleşmesini beklediğim ve içten içe kendimi kötü bir son gibi hazırladığım gerçek,ellerini bana arzuyla uzattı. Yüzüm asıldı,hatta kendime verdiğim sözlere yaptığım büyük bir ihanet gibi,tam anlamıyla yerle bir oldu. Onunla karşılaşmak için hazır değildim. Zaman çizgisinin hiçbir noktasında hazır olamayacaktım. Söz konusu insan babam olduğunda kaçmak için hiç sınır tanımazdım. Bundan utanmıyordum. Bana kendimi zayıf hissettirmiyordu bu. Kaçılması gereken birisiydi o çünkü. Başına gelecekler için bile değil,en başta sen,sen olduğun için...

Bunun en büyük sebebi,ona baktığımda çoğu zaman kendimin kötü bir versiyonunu görmemdi. Şartlar benim için daha farklı olsaydı ya da zamanında her şeye rağmen zihnimdeki bazı karanlık sesleri dinleseydim onun gibi biri olurdum. Bunu biliyordum. Bu gerçekten nefret ediyordum,belki bunu ona söyleseydim her aklına geldiğinde gururla ve keyifle gülümseyebileceği kadar sevinirdi,yine de her şekilde ona benziyordum.

MAVERA | ANAMORFOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin