Selam!
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmazsak sevinirim.
Bölüme başlamadan küçük bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Bildiğiniz üzere Mavera ve Juno birbirinin yan kurguları ve şu anda yaşanan olaylar iki kurguda da ortak. Yine de sahne tekrarı yapmak istemediğim için aynı olayı iki kurguda farklı bakış açılarıyla ya da farklı zaman dilimlerinde vermeye çalışıyorum. Juno'nun 13. Bölümünün son sahnesinde Hera ve Arden karşılaştığında yaşananları vermiştim,şimdi yeniden vermek istemedim ama merak ediyorsanız orayı okuyabilirsiniz. Kurguyu daha iyi anlamanız açısından faydalı olabilir. Yine de size kalmış.
Keyifli okumalar!
❤️
•
All The King's Men - The Rigs
The Great Run - The Bloody Beetroots,Greta Svabo Bech
Losing My Mind - MISSIO(Özellikle ilk ve sonuncu şarkı uzun zamandır bana Arkın'ı hissettiren şarkılar. Dinlerseniz sevinirim.)
•
Nisan,2003
Zaman,akıp gitmesine en çok ihtiyacım olan anda ruhumdaki acıyı önüne bir set olarak almış,mezarımı tırnaklarıyla kazımaya başlamıştı. Zihnimdeki topraklara yapılan her bir darbeyi göğüs kafesimin altındaki canavarın çağrısında duyabiliyordum. Fakat acı güçlendirir,güçlendikçe daha büyüğünü almaya hazır olursun. Çığ gibi büyüyerek ilerleyen bu lanet,son nokta ölüm olsa bile bitmesi için yalvarmana sebep olabilir.
"Ne zaman bitecek?"diye sordum burnumu çekerek. Büyükbabamın keten pantolonunun kenarındaki dikişlerden minik bir iplik çıkmıştı. Parmağımla dakikalardır o iplik parçasıyla uğraşıyordum. Saçlarımda gezinen nasırlı parmakları sorumla dokunuşlarını aniden durdurdu.
"Bitmeyecek."dedi yeniden saçlarımı okşayarak. "Gözyaşları akmayı hiç bırakmaz."
Yanağımı yasladığım bacağına düşen gözyaşı,pantolonunun üzerinde yavaşça yayılan bir ıslaklık yaratırken hemen karşı çıktım.
"Sen hiç ağlamıyorsun ama. Annem ve babam da hiç ağlamıyor."
"Onlar da ağlıyor. Tüm insanlar ağlar. Sadece büyükler gözyaşlarını içine akıtmasını daha iyi bilir."
Gözyaşlarını içine akıtmak ifadesiyle ne demek istediğini tam anlayamamıştım ama ilgimi fazlasıyla çektiği kaçınılmaz bir gerçekti. Ve eğer bu,ağlamamı durdurabilmeme yardımcı olacaksa ben de yapabilmek istiyordum.
"Ben ne zaman öğreneceğim?"diye sordum merakla. Başımı bacaklarından kaldırıp gözlerine bakmak istesem de kendimi çok yorgun hissediyordum.
"Öğrenmek zorunda değilsin,Kaner. Ağlamak güzeldir."
Daha fazla dayanamadan çatık kaşlarımla yüzüne döndüm ve ciddi olup olmadığına baktım. Çehresindeki çizgiler dudaklarına koyduğu acı dolu gülümseme ile sayısını arttırmıştı.
"Hiç de güzel değil."diyerek karşı çıktım koyu yeşil gözlerine bakarak. "Ağlarken kendimi çok kötü hissediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVERA | ANAMORFOZ
Teen Fiction"Eğer zihnindeki canavarların alabora olduğunu düşünüyorsan büyük bir felaketin eşiğindesin.Çünkü zehir şişenin içindeyken değil,dışındakini kırıp ruhunun denizine yayılmaya başladığında tehlikelidir."