Finallerin gelmesiyle birlikte okulu sakinlik almıştı. Öğrenciler çoktan hazırlanmış sınavlara giriyorlardı. Her birinin stresi ve sürekli koridorlarda dolaşmalarından ne kadar zorlu bir dönem olduğu anlaşılıyordu. Ki benim için de öyleydi. Sınavları okumaya başlayacaktım, ardından kanaatlerimi kullanmam gerekecekti ve not girimi vardı ki en nefret ettiğim kısım buydu. Bir an önce her şeyi halledip yaz tatilime geçmek istiyordum.
Ne yazık ki bu pek mümkün değildi, eğitimler gibi birçok şey daha olacaktı. Ondan önce ise bütünlemeler vardı. Ben çok kişinin kalacağını düşünmesem de o da kendi başına başka bir dertti. Elimdeki soğuk kahvemi sehpaya koyup Baekhyun'un yanına kuruldum. Dün geceden orada bıraktığım kitabımı elime alıp kaldığım sayfayı buldum.
Birçok yapacak işimin olması kendime ayıracağım zamandan kesmeme sebep değildi. Ben düzenli biriydim. Her şey için kendime bir saat ayarlamıştım. Gayet kolay bir biçimde her birinin üstesinden gelecektim. Tek sıkıntım ani çıkacak engellerdi.
"Bir arkadaşım bize kalmaya gelecek."
Bunun gibi.
"Hangi arkadaşın?" Tam bacaklarımı uzatmıştım ki doğrulmak zorunda kaldım.
"Seni birkaç kez tanıştırmıştım. Liseden arkadaşım."
"Adını de bakayım." Ona şüpheci bakışlar attım, bir şeylerin yanlış gittiğini anlamıştım çünkü. Eğer Baekhyun bir arkadaşından bahsedecekse onun tüm sırlarını dökerdi, anlattığı tüm dedikoduları hatırlatırdı. Şimdi ağzını sıkı sıkıya kapaması kötüye işaretti.
"Ya bir arkadaşım işte. Ne yapacaksın?"
"Adı ne dedim Byun. Beni zorlama daha fazla."
Omuz silkip dik duruşundan yıkık duruşuna geçti. İçten içe endişeyle izliyordum onu. Pek fazla arkadaşı yoktu zaten, benimle tanıştıktan sonra çok azıyla iletişimini devam ettirmişti. En son bir arkadaşıyla tanışalı ise iki seneden fazla geçtiği için kim olduğunu fazlasıyla merak ediyordum.
"Sehun."
Gözlerim irileşti, nefesim tekledi ve ellerimde tuttuğum güzelim kitabım yeri boyladı. Ağzım beş karış açılmıştı, o herifi buraya davet ettiğine inanamıyordum. Üstüne üstlük bir de bizde kalacaktı. Bu adam vicdan yoksunuydu şüphesiz. Ayağa dikilip siyah yuvarlak çerçeveli gözlüğümün ardından baktım ona.
"Senin aklın başında mı? Sehun son geldiğinde benimle sevişmek istediğini söylemişti."
"Kyungsoo... Dört yıl önceydi o."
"İsterse on yıl önce olsun. Baekhyun o çocuk çok ateşli, güzel bir kalçası var, zamanında beni istemişti ve sevgiye ihtiyacım var. Neden yapıyorsun bana bunu?"
Evet, muhtemelen neden Sehun'u bu kadar mükemmelken istemediğim merak konusudur. Kendisi henüz flörtümken beni terk edip iki hafta sonra geri dönmüş, ardından aylarca peşimden koşmuştu. Tüm o havalı görüntüsünün ardında yavşak biri yatıyordu. Aynı zamanda benden istediği an ayrılabileceği izlenimi de vermişti bana.
Çok hoş bir çocuk olması iki yüzlü bir madalyon oluşu gerçeğini değiştirmiyordu.
"Seni unutmuştur. Bu kadar endişelenme ve götün kalkmasın hemen. İnsanların yıllarca peşinde koşacağı bir tip değilsin pek."
"Dünyalar güzeli götüme laf edene bak hele, sümüklü Hyun." Dil çıkarıp kitabımla kahvemi aldım ve içeri koştum. Arkamdan söveceğini hatta terlik fırlatacağını biliyordum ki tahmin ettiğim gibi de olmuştu. Hızım sayesinde kurtarmıştım paçayı. Gülerek oturdum yatağıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do Kyungsoo'dan Nasıl Ayrılırım? // dks
FanfictionDo Kyungsoo ile tanışın. Kendisi ilk görüşte aşık olan ve yeni birisini bulması zor olmayan biri. Tek sorun ondan ayrılmak. -Azra