Kapı çaldığında yerimden kalktım. Baekhyun odasında, yeni aldığı kıyafetleri yerleştiriyordu. Aylardır düzgün bir alışveriş yapmamıştı ve dışarı çıktığında beğendiği ne varsa gözüne kestirip toplamıştı. Aslında çoğu kitaplardan oluşan bir listeydi bu ancak yeni sevgilisi için giydiklerine de dikkat etmesi gerektiğini fark etmişti. Chanyeol ile çıkmaya başlayalı bir hafta olmuştu çoktan.
İkisinin tekrar bir araya gelmesi adeta yüzlerine tekrar güneşin doğması anlamına geliyormuş da bizim haberimiz yokmuş. Yıllardır ondan bir işaret bekleyen Yeol ile onun değiştiğini görünce tekrar şans veren Hyun kesinlikle birbiri için yaratılmıştı. İkisini de bağımsız şekilde tanıdığımda aralarında uyum olduğu aklımın ucundan geçmemişti fakat yan yana geldiklerinde çekim gözle görülürdü.
Kapıya vardığımda delikten kim olduğuna baktım. Chanyeol'ün geldiğini düşünmüştüm başta, sonra ise yarın buluşacaklarını hatırlayıp tereddütte düştüm. İyi ki de düşmüştüm. Gelen Jongin'di. Neredeyse bir haftadır yolladığı tüm saçma mesajları, aramaları yok saydığım Jongin. Durumu açıklamak yerine hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışan Jongin.
Evet, Sehun gitmiş olabilirdi. Ben de bir karar varmış olabilirdim bu yine de onun bana karşı işlediği hataları yok saydığım anlamına gelmezdi. Bunca zaman bir korkağı oynamış, içimdeki gel-gitlerle boğuşurken beni izlemişti. En başından beri beni tanımasına rağmen tek kelime etmemiş, ona karşı yaptığım hamleleri yok saymıştı. Onu öpmüştüm ben! Daha ne bekliyordu benden?
Onu yatağa attıktan sonra mı söyleyecekti hoşlandığını?
Düşündükçe sinirleniyordum, hislerini saklayanlardan nefret ederdim. Sorumluluk almaktan kaçmaktı bu. Şimdi benim de tam olarak yapacağım şey.
Baekhyun'u çağırdım içeriden, kapıyı açmasını ve benim evde olmadığımı söylemesini istedim. Sehun'un gittiğini bildiğinden kolay bir şekilde gelebiliyordu buraya muhtemelen. Artık kıskanacağı biri de kalmamıştı, ondan başka seçeneğim olmadığını ve ona kaldığımı düşünüyor olmalıydı. Ben erkek avcısı değildim hele ki gurursuz hiç değildim.
Odama kaçıp aralıktan kulağımı uzattım. Baekhyun kapıyı açmış olmalıydı ki Jongin'in sesi ulaştı kulağıma.
"Selam Baek hyung. Soo evde mi?"
Soo mu? Şimdi de askerlik arkadaşı olmuştum herifin!
"Hayır Jongin-ah. Dışarı çıktı şey için..." Duraklamıştı. "Kahve!" Byun Baekhyun'a güvenmek tabi ki benim hatamdı. Kendi için yalan söylemede bir dünya markası olmuşken benim için en basit şeyi beceremiyordu. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım ve dinlemeye devam ettim.
"Ona mavi gül getirmiştim. Verirsen sevinirim. Bu arada Chanyeol yarın için gidecek bir yer bulamadı. Bunu sana söylediğimi bilmesin ama bu sefer sen ayarlarsan daha iyi olacak sanırım."
Baekhyun cık cıkladı. "Neden söylemiyor, anlamıyorum ki. Bakarım ben küçüğüm. Teşekkürler. Ayrıca çiçekleri de ileteceğim. Gerçi çok güzeller, üstüne de konabilirim."
Hele bir dene.
"Teşekkürler hyung!" Jongin'in neşeyle ve ümitle cıvıldayan sesi canımı yakmıştı. "Ben gideyim artık. Kendine iyi bak."
"Dikkatli git Jongin." Kapıyı kapamasıyla odamdan fırladım, henüz önünden bile ayrılamadan durduğu yerin, aldım çiçeklerimi. Gerçekten çok güzellerdi. İlk defa mavi gül görüyordum. Anlamını merak etmiştim, bir vazoya koyduktan sonra internetten bakacaktım. Kokusunu içime çekip gülümsedim. Her ne kadar duygularını ifade etmekte zorlansa da romantik ve nazik bir çocuktu Jongin. Onda hoşuma giden şeylerden biri de buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do Kyungsoo'dan Nasıl Ayrılırım? // dks
FanfictionDo Kyungsoo ile tanışın. Kendisi ilk görüşte aşık olan ve yeni birisini bulması zor olmayan biri. Tek sorun ondan ayrılmak. -Azra