Still Me(Final)

791 65 103
                                    

*Bakalım sözler bir yerden tanıdık gelecek mi? Hello Stup-id/Yellow Card'ı görüp de anlamayanlar...*

Hiçbir zaman kurallara uyan biri olmamıştım. Hayatımı birilerinin dediği gibi değil, tam tersi, birilerinin dediklerinin tam zıttı olarak yaşadım. Eğlenmek istediğimde eğlendim, çalışmak istediğimde çalıştım, yemek istediğimde yedim ve gitmek istediğimde gittim. Bugün evimden ayrılaşımın altıncı ayı. İkinci dönem bitti ve ben de kurtuldum.

Fransa'da işler elbette Kore'de olduğundan çok daha zor. İnsanlar fazlasıyla açık görüşlü olduğundan asılan erkek sayısı hayli fazla, buna ek olarak asyalı olduğum için yapılan ırkçılık da açık görüşlülükle doğru ortantılı. Fakat dediğim gibi ben hayatımı isteklerime göre yaşayan biri olduğumdan bu detaylara pek takılmıyorum. Akademik olarak burada fazlasıyla rahatım ve Fransızca'ya olan ilgi çok daha fazla. Yaptığım çalışmalar değer görüyor, ayrıca Korece çeviri işleri de almaya başladım ki en büyük kazancım onlar.

Avrupa'da Kore'ye garip bir ilgi varmış, bunu da öğrenmiş bulundum. Alanımı değiştirip ana dilim üstüne yoğunlaşmamı isteyenler çok olsa da eğitimimi gördüğüm şeyde kalmayı fazlasıyla istiyordum. Bukalemun değildim sonuçta. Yine de Koreli olmamın bana getirdiği artıları yok sayamazdım. Üniversiteye olan ilgi epey artmış, öbür dönem maaşıma zam yapacaklarını söylemişlerdi.

Ki bunu fark eden diğer okullar da Kore'den akademisyen getirtmek gibi gerekli bir çabaya girince bana da gün doğdu. İlk işim Jongin'e her yere başvurmasını söylemek olmuştu. Onunla bir seneyi doldurmak üzere olan birlikteliğimizin özlem kısmını aşmak yerine kat be katlayınca ısrarlarım her dakika yoğunlaşmış ve onu da baskıya sokmuştu. Ama olsundu! Onu yanımda istiyordum ve itiraz kabul etme aşamasını geçeli de bir hayli olmuştu.

Arabamı eve doğru sürdüm. Kore'dekini satıp buradan üstüne biraz daha ara koymuş ve yenisini almıştım. Kirada oturan birine göre tehlikeli hareketlerde bulunsam da arabasız yaşayamayacağımın farkındaydım. Okul dağdaydı ve ben öğrenci değildim. Uyanma problemleri yaşadığımdan risk alamazdım.

Evde tek olmanın rahatlığını keşfetmiştim yirmi sekiz yaşından sonra. Gerçekten çok farklıydı, bir yandan fazlasıyla rahat bir yandan fazlasıyla yalnızdım. İkisine de alışmam biraz zaman almıştı ama şu an gayet iyi olduğumu düşünüyordum. Yine de sevgilimi yanımda istemediğim anlamına gelmiyordu bu.

Arabamı evin önüne park edip anahtarımı cebime attım. Tüm eşyalarımı okuldan aldığımdam kucağım doluydu. Önümü görmüyordum adeta.

Kapının kilidini açmak konusunda epey zorlansam da sonunda içeri girdiğimde rahatlamayla bir nefes verdim. Asansöre bindiğimde arkamdan koşarak yetişen bir adam gördüm. Beraber binmiştik asansöre. Ben çoktan kata bastığımdan rahat bir şekilde köşeye geçtim. Üst üste üç koli olduğundan yanımdakini göremiyordum. Nezaketen yardım etmeyi teklif etsin istemiştim açıkçası. Eline yapışmazdı ya?

Tek kelime etmeden asansörden indiğimde yukarı doğru devam ettiğini duydum asansörün. Aldırmadan elimdeki anahtarı deliğe soktum ve evime girdim. Kapıyı ayağımın tersiyle kapatacakken bir şeye takılmıştı. Başta halı olduğunu sansam da sonrasında ayağımın altındakini düzelttiğimde o olmadığını fark etmiştim. İkinci deneyişimde kapanınca çok da kafamı yormadım.

Masamın üstüne bıraktım tüm kolileri. Mavi gülümün yanına. Tam içindekileri boşaltacakken birinin omzuma dokunmasıyla dondum. Evime hırsız girmişti, muhtemelen az önceki adamdı. Kapıdan girmeye çalışan da oydu ve kapıyı ben açmıştım ona. Ah salak kafam! Öleceğimi düşünerek arkamı nabzım 200 atarken döndüğümde gördüğüm suratla çığlığı bastım.

"Jongin?!"

"Ben geldim sevgilim. Belli ki Do Kyungsoo'dan ayrılmak pek de mümkün olmuyor."

-Azra

HELLO STUP-İD

NABERSİNİZ DSKJNFDKJVNKFDJVN ALLAM ÇOK MUTLUYUM

Normalde ficlerimi bitirdiğimde uzun bir ağlama seansı alır beni ancak IU dinliyorum ve bu ficin sonunda öyle memnunum ki içime bir huzur doldu! Sizin fikirlerinizi sormadan önce elbette bu ficin hikayesini anlatacağım :') Bu fic aklıma 2018'in başlarında gelmişti. O zaman henüz yeni bir şeyler yazacak gücüm yoktu, başımda çok fazla fic vardı bu nedenle bekledim

Siz çevirimi okurken -ve Fanwar elbette- ben de bunu yazmaya başladım ancak 12. Bölümü yazana kadar yayınlamadım ki ben bu konuşmayı yaparken siz daha onu bile okumamış olacaksınız kjdnvfkdjn ben nasıl fici yazarken beklediysem sizin de okurken beklemenizi istedim ehehe ayrıca aralarda yazamasam bile her hafta bir bölüm yayınladım yani lütfen!

Yazarken çok keyif aldım ki ilk 5 bölümün silinip tekrar yazdığımı varsayarsak benim için baya zorlu bir süreç oldu... Yine de fic öyle hoşuma gidiyor ve bana yazma şevki veriyordu ki asla vazgeçemedim :') Kesinlikle kıymetlilerim arasına girdi, benim arada durup durup baktığım ficlerim vardır ve buna her zaman bakacağımı biliyorum. Cidden yeri bende çok ayrı. Okuyucum olmadan yazmaya başladığım, uzun süre böyle devam ettiğim bir fic oldu. Ki mükemmel bir fikirmiş artık tüm ficlerime böyle yapıcam sdjkndfkjvn

Şu an henüz Eylül'ün 25'i oralarda havalar nasıl kjvdfnkjn Neyse çok da şe yapmim. Baya eleştiri aldım bu ficle, baya laf yedim ama bence eğlendik be. Her hafta yayınladığım için okuyucum da var şu anlık, ileride ne olur bilmiyorum ama sanki sevdiniz bizimkileri :')

Karakterlerin şu ana kadar okuduğum tüm ficlerden farklı olduğunu söyleyebilirim gururla. Özellikle başrolümüz Kyungsoo çığır açacak kadar yenilikçi :') Umarım bu bazılarınıza gerçek hayat hakkında biraz fikir vermiştir, hayal dünyasından çıkarmış ve eğlendirmiştir ki en çok istediğim eğlenmenizdi ehehe

Umarım hep beğenerek okumuşsunuzdur! Azra kaçar :*

Do Kyungsoo'dan Nasıl Ayrılırım? // dksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin