Kurtarıcım

565 30 15
                                    

Ellerimi fark etmeden dudaklarıma götürdüm.
Stiles beni öperken bile kendimi bu kadar iyi hissetmemiştim.

Ben sanırım aşık olmuştum!
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Sabah erkenden kalkıp dışarı çıkmak için hazırlanmaya başlamıştım.
Bugün hava çok güzeldi ve kesinlikle dışarıda piknik yapmak istiyordum.
Saçlarımı at kuyruğu yapmış ve aradan kaçan bir kaç saç telini bu sefer kulağımın arkasına sıkıştırmak yerine bir saç spreyi yardımıyla görünmez hale getirmiştim.

Biraz yeniliğe ihtiyacım vardı ve acaba piknik yapmak yerine kuaföre gidip saçımı mı kestirsem diye düşünüyordum.Sonunda kuaföre gitmekte karar kıldığımda belime kadar uzanan saçlarımın artık gitme vakti gelmişti.

Justin'i uyandırmadan evden çıkmış ve mutfak masasının üzerine bir not bırakmıştım.

Notta;
Biraz dışarıya çıkmaya ihtiyacım var beni merak etme♥.
Yazıyordu ve birde sonuna minik bir kalp çizmiştim.

Justin'le olma fikri beni mutlu ediyordu.Sanırım şu öpüşme işini biraz aklımdan çıkarmam gerekiyordu.

Haritadan bana en yakın olan kuaföre gitmek için uzun bir yol yürümem gerekiyordu ve ben yürümeye cidden çok üşeniyordum.

Peki ben ne mi yaptım.Önümden geçen bir motorcunun önüne atlayarak durmasını sağladım.
Siyah kaskını kafasından çıkararak bana şaşkın gözlerle bakıyordu.
Onu aurama almaya çalışabilir ve onu etkileyebilirdim.Ama ben onlarla uğraşmak yerine yapabildiğim en sevimli yüzü takındım ve  gülümseyerek"Fazla uzak olmayan bir yere gitmem gerek beni bırakırsan çok mutlu olurum"dedim ve ellerimi önümde birleştirip ondan gelecek cevabı beklemeye başladım.

Çocuk şaşırmış olacak ki kekeleyerek"Ta-tabi nereye istersen ben seni bırakırım"dedi ve elinde tuttuğu kaskı bana uzattı.

Elindeki kaskı aldım ve takmama yardım ettikten sonra teşekkür manasında yanağına bir öpücük kondurdum.
20 dakika sonra
Sonunda kuaförün önüne gelmiştik ve çocukla yolda sohbeti ilerletmiştik telefon numaramı istemişti ben de vermiştim.

Motordan indim ve kaskı çıkarıp ona verdim.Kask saçlarımı bozmuş olacak ki parmaklarıyla saçlarımı düzeltmeye çalıştı.

Gülümsedim ve"Çok teşekkürler Simon" dedim ardından dudaklarına doğru yaklaştım ve kollarımı boynuna doladım.Yapacağım şeyi fark etmiş olacak ki ellerini belime koymuştu.

Bir anda dudaklarıma yapıştığında hemen karşılık vermiş onu hiç bekletmemiştim.
Elleri yavaşça belimden inip kalçalarımı kavradığında artık durmam gerektiğini anlamıştım.Ama sanki bir şey bana engel oluyordu.Kalçalarımı sıkmaya başladığında hızla geri çekildim.

Şaşırmış olmasına rağmen elleri hala kalçalarımı sıkıyordu.Deli miydi bu çocuk? Ellerini tutup kendi kalçalarına koydum ve "istersen bunları elleyebilirsin" dedim.

Tam gitmek üzereydim ki kolumdan tutup beni çevirdi"Hey bekle sana söylemem gereken bir şey var Victor"dediğinde kaşlarımı istemsizce yukarı kaldırdım.

Bana sadece en yakınlarım Victor derdi ve daha yeni tanışmıştık bana Victor dendiğini nasıl öğrenmişti.

Ağzından yanlış bir kelime kaçırdığının farkındaydı ve bu yüzden kolumu daha da sıkmaya başladı.

Suratına doğru bir yumruk savurmuştum ki cebinden çıkardığı elektraşok cihazıni boğazıma değdirip elektriği basmıştı.

Bir anda yere yığılmıştım ne kadar çabalasam da hareket dahi edemiyordum.Ben kendimi toparlamaya çalışırken elektraşoku belime dayayıp tekrar bana yüksek volt elektrik vermesi üzerine gözlerimi dahi açamayacak hale gelmiştim.

Uyandığımda Simon beni zincirlemekle meşguldü.
Ellerim ve ayaklarımı zincirle o kadar sıkmıştı ki biraz daha böyle durursam vücudum zincirleri bir uzuvum olarak kabul edecekti!

SON İKİ MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin