Av

388 17 5
                                        

Medya:Akşam yemeğinde Justin

Justin eve geldikten hemen sonra güzel bir kahvaltı etmiş ardından piknik yapmak üzere apar topar dışarı çıkmıştık.
Nereye geldiğimizi bilmiyordum ama çok tatlı bir yer olduğu kesindi.
Eve 15-20 dakikalık bir mesafede ki ormanlık alanın içine örtümüzü sermiş ve üzerini güzel alıştırmalıklarla donatmıştık.

Daha yeni kahvaltı etmemize rağmen o kadar iştah açıcı duruyorlardı ki Justin bana kızana kadar yemeye devam ettim.

Taklitçi kurt meselesine ne zaman gireceğimizi merak ederken Justin aklımı okumuş gibi direkt konuya girmişti.

"Bugün sabah seni çok korkuttum mu?"diye sorduğunda aslında böyle bir soruyu hiç beklemediğimi fark ettim.Hemen kendini açıklamasını ve sonra öpüşmeye devam edeceğimizi düşünüyordum.

Ama insanları çok çabuk affettiğim için hayatta olduğum süre zarfında kalbimin binlerce kez parçalara ayrılıp yerden yere vurulacağına adım kadar emindim.
Ama yine de aptal gibi onun o tatlı gülümsemesiyle güneş altında kalmış bir dondurma edasıyla eridim ve yinede başımı evet anlamında salladım.

Onu ne kadar sevsemde artık kimsenin canımı yakmasına izin vermeyecektim.Elimdeki jelibon kutusundan kırmızı bir jelibonu seçip ağzıma attıktan sonra konuşmaya başladım.

"Daha bir saat öncesine kadar beni öldürmeye çalışıyordun ve ayrıca bir taklitçi kurt olduğunu öğrendim ama hiç bir sıkıntı yokmuş gibi burda oturmuş piknik yapıyoruz"dedim.

Hayatımda hiç olmadığım kadar rahattım ve bu rahatlığın sebebini çözemiyordum.Sanırım artık kendime bir şey olmasından korkmuyordum zaten çevremde zarar görmesinden korkacağım bir insanda kalmamıştı o yüzden hayat artık benim için sadece kendi isteklerim üstüne kuruluydu ve Justin için bu isteklerimden vazgeçecek değildim bu yüzden ne yapmak istediğimi pat diye yüzüne söylemeye karar verdim.

"Bu gece bara gideceğim istiyorsan sen de gelebilirsin ama problem çıkartmamak şartıyla."dediğimde inci gibi dişlerini ortaya çıkararak kahkaha attı ve"Onun yerine canım taze insan kanı çekti demeye ne dersin"dedi ve saçlarımı karıştırdı.

Gülümsedim ve ellerinin arasından saçlarımı kurtardım."Konuyu çok güzel dağıtıyorsunuz beyefendi şimdi hemen bana şu taklitçi kurt meselesini anlatıyorsun."dedim ve ayağa kalktım.

Elimdeki bitmiş jelibon kutusunu şakasına Justin'in yüzüne fırlattım ve etrafı keşfetmeye başladım.
Yerde ki küçük bir karıncayı elime aldım ve vücudunun her tarafını öğrenmek istercesine inceledim bu sırada Justin'in de ayağa kalktığını duyabiliyordum.

Arkam ona dönüktü fakat neler yaptığını hissedebiliyordum.Tam arkamda durdu ve konuşmaya başladı"Benim ne olduğumu soracak olursan o barda ki gece senden çok etkilenmiş bir alfa kurt olduğumu söyleyebilirim"dedi ve etrafımda dolanmaya başladı.

Onu hiç umursamıyormuş gibi davransamda beden dilimden onunla konuşmayı ne kadar istediğim açıkça belli oluyordu.Ona dönmeden"devam et" dedim ve o bana doğru geldikçe kaçmaya devam ettim.

"Sonrasını merak ediyorsan seni kaçırıp bir kuleye hapsetmeyi ve sonsuza dek seni orda bütün insanlık ve kötülüklerden saklamayı düşünüyordum fakat ne kadar güçlü ve cesur bir kız olduğunu öğrendim."dedi.

Adımlarının bana yaklaştığını hissedebiliyordum ve ona bakmadan hızlıca yürümeye devam ettim."Bu kanılara nerden vardın peki?"diye sorduğumda konuşmasından gülümsediği anlaşılıyordu.

Aniden bileğimin tutulmasıyla refleks olarak arkama dönmüş ve Justin'in diz kapağına bir tane tekme geçirmiştim.

Kahkaha atarak yere düştü ve"İşte bu güçten bahsediyordun bebeğim"dedi.
Sırıtarak kafamı iki yana salladım ve adımlarımı yavaşlatarak yürümeye devam ettim.

SON İKİ MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin