SON İKİ MELEZ

Pislik Justin

Aylardır kan içmiyordum ve içtiğimde ağzıma gelen metalimsi tadı duymaya can atıyordum.Kadehten bir yudum aldım ve dudaklarımdan akan kanları umursamadan içmeye devam ettim.

Her yerime bulaştırdığımın farkındaydım ve kanlı ağzımla Justin'e gülümsedim ardından"Beni böyleyken bile sevebilecek misin"dediğimde ayağa kalktı ve beklediğim gülüşü bana gönderdi.

"Ben seni her halinle sevmeye programlandım Victoria"

*****************

Justin'le sabaha kadar beraberdik.Kurt tarafım adeta bana uyumam için yalvarıyordu ama vampir yönümün baskın olmasını istediğim için  bu dürtüye karşı koyacaktım.Yataktan yavaşça kalkarken Justin'i uyandırmamaya dikkat ederek kendi odama geçtim ve giyinmeye başladım.Dün gece yaşananlar aklıma gelince yüzümde istemsizce küçük bir tebessüm belirdi.Uyumadan önce mırıldanarak "seni seviyorum" dediğini duymadığımı sanmıştı.

Bu sırada ona Stiles hakkında söylediğim yalan aklıma gelince duraksadım.Stiles'ın kim olduğunu tam olarak hatırlayamasam da benim için önemli biri olduğu kesindi,ve kesin olan başka bir şey Justin bu kadar sinirlendiyse onun hakkında bir şeyler bildiğiydi.

Tam tişötümü üzerime geçirmek üzereyken kafamın sertçe dolaba çarpılması bir oldu.Kafamı çevirdiğimde simsiyah gözleriyle Justin'i gördüm.Tırnakları kafamı delip geçmiş gibi canımı acıtıyordu. Hareket dahi edemiyordum,dibime kadar girip kulağıma doğru bağırdı"Bana yalan söyledin seni pis sürtük".

Kafamdan eline akan kanları görünce dayanamayarak ağlamaya başladım "Neyden bahsettiğini bile bilmiyorum Justin,bırak beni".Kafamı tekrar dolaba vurduğunda bütün beynimin sarsıldığına dair size yemin edebilirim.Bir kaç saniye için gözlerim karardı  ve ne yapacağımı bilemedim olduğum yerde debelenerek ondan kurtulmaya çalıştım ama bu sefer tırnaklarını daha derine ilerletti.

Daha önce bu kadar güçlü olduğunu fark etsem ona asla bulaşmazdım."Stiles hakkında bana yalan söyledin sadece biraz araştırmam yetti"dediğinde sessiz kalacaktım ama kafam o kadar acıyordu ki birazdan bayılacağıma emindim.Ellerimi kafamdaki eline götürdüm ve bıraktırmaya çalıştım hıçkırıklarım arasında "Lütfen bırak,beni öldüreceksin yemin ederim ki çok acıtıyor"dediğimde gözlerini devirdi.Karar verme aşamasında gibiydi.Çevik bir hamleyle tırnaklarını geri çektiği anda yere yığıldım.Bana yaslandığı için beni kendisinin dik tuttuğunu bile fark etmemiştim

Yerde dururken hala daha ağlıyordum,daha önce kimse canımı bu kadar çok acıtmamıştı.Bana acımış olmalı ki belimden tutarak beni yatağa oturttu ve az önce giyemediğim tişörtle kafamdan akan kanları temizlemeye başladı."Eee ben henüz sakinken doğruları kendi ağzından anlatmanı çok isterim"dediğinde hala daha yere bakıyordum.Justin gerçekten de tehlikeli biriydi ve  öfke kontrolü için yardım alması gerekiyordu.

Belki de gerçeği öğrenmemişti sadece bir sorguydu."Dediğim gibi o abimdi"dediğimde kendimi bir an da duvarda bulmuştum.Tanrım yine o tırnaklar karşımdaydı.Yavaş yavaş kafamdaki yaraya doğru ilerlediğini fark ettiğimde "Hayır,hayır...lütfen Justin yapma" demiştim ama dediklerimin umrunda olmadığı belliydi.

Yarama tırnaklarıyla bastırmaya başladığında önceki gibi karnını korumadığını fark ettim.Hemen ben de tırnaklarımı çıkardım ve var gücümle karnını tırnakladım.

Sonuç,hüsran bütün çizikler anında iyileşmişti.Alaycı bir sırıtışla "denemekten asla vazgeçmeyeceksin galiba bebeğim,o halde seni öldürmem gerekecek".dediğinde artık başka ir çarem kalmadığını anladım.Yere çöküp ellerimi yüzüme koydum ve ağlayarak"Yemin ederim ki kim olduğunu hatırlamıyorum kızmaman için o yalanı uydurdum lütfen artık bırak beni"