HEDİYE

461 25 5
                                    

    Elimdeki blok kağıdı yerine bırakıp kapının üzerinde asılı olan saate baktım ,henüz bir bile değildi.Başımı tekrar yastığa koyup yaşadığım olayın ciddiyetine varmaya çalıştım.Boğazıma bıçak dayanmış ve nerdeyse ölüyordum.Teyzemin bundan haberi olmuş muydu acaba ,olsa sanırım ortalığı ayağa kaldırırdı.Ona haber verip vermemek konusunda kararsızdım.Büyük olası buraya bile gelebilirdi yine de ona haber vermeliydim bir şeyleri geç söylediğimde bir de bunun için kızardı.

  Ellerimden destek alarak doğruldum ellerimi saçlarımın arasına geçirdiğimde yağlanmış olduğunu farketmem bir oldu.Kapı aralanıp içeriye hemşire girdi

   "Uyandın mı tatlım ,boğazında küçük bir iz var ama o da geçicek merak etme ve memur beyler seninle konuşmak istiyor."dedi ve eliyle kapıyı açtı.İki tane biri genç biri orta yaşlı iki polis memuru içeriye girdi.Genç olanın elindeki kağıtlardan sorguya çekileceğimi anladım.

   "Merhaba Lena iyisin umarım."dedi büyük olan.Sinek kaydı suratında konuşurken ince kırışıklıklar oluşuyordu.Genç olan gözlerini ayırmadan mimik ve hareketlerimi izliyordu bu durumun beni germediğini söylesem yalan olurdu.

  Başımla onu onayladım.

"Sana Ayaz'la ilgili bir kaç soru soracağız."dedi yine büyük olan.Cümleleri emir verir ama ses tonu soru sorar gibiydi.Bana onla nasıl tanıştığımızdan ,neler yaşadığımıza kadar her ayrıntıyı sordu hepsini her detayına kadar anlattım ,nedense içimde onu ispikliyormuşum gibi bir his oluşmuştu.Genç olan her dediğimi kayıt altına alıyordu konuşmanın sonunda yaşlı olan şikayetçi olup olmadığımı sordu ve buna da cevabım olumlu oldu.İşler resmiyete bindiği için teyzeme haber vermem gerektiğini aklıma not ettim.

   "Ayaz'ın akli dengesi yerinde olmadığına karar verilmiş bu yüzden hapis yerine onun gibi olan insanların olduğu güvenlikli bir hastahaneye kapatılacak."derin bir nefes alıp dışarıya verdim.Aslında Ayaz yaşadıklarını hakeden biri değildi anne sevgisi görmemiş ve şiddet hayatının merkezindeydi ,şimdiyse başkalarının suçlarını bir yatağa bileklerinden kelepçelenip krizleri tuttuğunda ilaçla uyutularak ödeyecekti.Onun için yapabileceğim bir şeyin olmaması beni üzmesi gerekmezken içimde bir burukluk oluşturuyordu.

  Onlara yasal süreçle teyzemin avukatlarının ilgileneceğini söyledim ve ardından teşekkür edip revirden çıktılar.Ardından bende hemşireye teşekkür edip yatakhaneye gittim.Kalın taytım ,lacivert bol kapişonlumu ve iç çamaşırlarımı alıp banyoya  gittim.Üzerimdekileri çıkarıp duşa girdim.Suyu açtığımda enseme ve saçlarıma düşen su damlaları bana iki gün önceyi hatırlattı ve kaslarımın gerilmesine sebep oldu.Suyu geri kapatıp başımı eğip gözlerimi yumdum.Sanırım benim sandığım kadar vurdum duymaz değildim.Ciğerlerime daha çok oksijen çekerek sakinleşmeye çalıştım.Ağır hareketlerle suyu tekrar açıp başka şeyler düşünmeye çalıştım ,başka şeyler ,başka şeyler...Kuşların kemiklerinin içi boştur ,kestane kışın güzel gider ,toprak kokusu huzur verir ,çileği severim ,mavi güzel renktir ,dolgun dudaklar çekicidir ,odun görünümlü romantik erkek diye bir şey var...düşüncelerimin ucu gittikçe birisine çıkıyormuş gibi gelince kafamı iki yana sallayıp onları savuşturdum.Saçlarımı iki kere şampuanlayıp bedenimi yıkadım.Havluya sarılıp dışarı çıktığımda yere damlayan su damlaları korkumu geri getirdi hızla üzerimi giyinip havluyu saçlarıma doladım.Sadrazama benzemiş bir şekilde boş koridordan yatakhaneye geçtim.Saçlarımı fön makinesiyle kurutup serbest bıraktım.Yastığımın altından telefonumu alıp teyzemin numarasını aradım.Fakat telesekreter çıktı bende sinyal sesini bekledim

"Teyze merahaba, nasılsın bir şey söyleyeceğim ama sakin ol merak etme bana bir şey olmadı ama yasal bir süreç olacak yardımına ihtiyacım var müsait olunca beni ara ,seni seviyorum."

MAVİ ÇİLEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin