BİR ŞANS

744 88 17
                                    

"Neye bakıyorsun?"

  Kalbimin ritmini yerine sokmaya çalıştım fakat nefesimi tuttuğum için zor olmuştu.Gel de cevap bul.Çocuğa kusura bakma ya senin şu annenin öldüğü gün aklıma geldi de diyecek değildim bir bahane bul bir bahane!

  "Bir dilin var umarım."

   Ne?

 

   "Konuşabiliyor musun?Cevap ver. "

   "Şey b-ben şeyi şey etmiştim şey oldu sonra.."

 

   Kolumu sıkan elini gevşetti.Şeyi şey etmek ne ya?Buldum.

    "Ben okulu turluyordum..."daha inandırıcı olması için "...kimsenin uyanık olacağını düşünmemiştim."

  Dik dik bakmaya devam etti.Kolumu savurarak bırakıp

  

    "Berbat bir yalancısın küçük."

      Ben mal gibi olduğum yerde durarken yanımdan geçti gitti.Ya sabır madem yalan söyleyeceğimi biliyorsun neden zorluyorsun beni?Bu ne berbat bir gün ya.

    Bir türlü geçmeyen dakikalar yüzünden bir çay almaya daha karar verdim.Elif ablanın yanına gittiğimde bir çift maviyle göz göze geldim boynumu eğerek içeri girdim.Bana bakmaya devam ettiğini hissedebiliyordum.

   "Umulmadık bir gün olabilir bugün.Bir çay söyle yağmurların kokusunda.. "

    Diye iki dize okudu.Elif abla"Oğlum çayı arkadan doldurucaksın."diyip eline bardağı tutuştururken ben istemsizce başımı ona çevirip

  "Cemal Süreyya."

   Dedim.Şuan o mavi gözler daha anlam yüklüydü.Üzerindeki okul forması fiziğini daha çok ortaya çıkarmıştı.Kışlıkları giymişti lacivert kapişonlu altına da siyaha yakın pantolon.

   "Sen bize iki bardak ver ablacım."dedi.Çayları doldurmak için çay ocağının oraya gittiğinde ardından "İki şeker."diye seslendim.Dışarı çıkıp az önce oturduğum yere gittim.

   Arkamdan geçip yanıma kuruldu.Bana bakmadı bende ona, ikimizde ormanı seyredip susuyorduk.Bu mavi gözler yanımdayken heycanlanıyor ve kasılıyordum bu normal miydi?Öldüğünü düşündüğüm kelebekler uçmaya başlamıştı,içimde.Bu sefer dilimi yakmamak için çayıma üfledim.Kafasını bana dönderip güldü.Kirpiklerimin arasından

   "Neye güldün öyle?"

   "İlkokullu olduğun konusunda tezlerimi kuvvetlendiriyorsun.Çay sıcak içilir."

   "Dilim yansın istemiyorum mavi."

  "Mavi mi ben sana böyle mi hitap ediyorum bir adım var,Poyraz."

   Kafamı kaldırıp gözlerine baktım.Poyraz.Suratına ilk defa doğru dürüst bakabilmiştim.Dördüncü karşılaşmamızın bir tek normal olduğu aklıma gelince sırıttım.

   "Yüzümde bir şey mi var?"

Daha dikkatli inceledikten sonra"Hayır."dedim.

   "Emin misin deminden beri suratıma bakıp sırıtıyorsun da."

   "İlk üç karşılaşmamız aklıma geldi de."

Aklında bir şeyleri tazelermişçesine sırıtıp

"Ha evet ben en çok pembe havlulu ıslak karşılaşmamızı sevdim."

Yüzümün kırmızıdan pancara atladığını hissedebiliyordum.Çayımı içerek yüzümü saklamaya çalıştım.

MAVİ ÇİLEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin