TOKAT

508 35 10
                                    


     Şimdiye kadar yayınladığım en geç bölüm kusura bakmayın sebebi telefonum yaylanın başında bozuldu şimdi eve döndüm bu bölümü çok beklettiğim için bu üç gün boyunca üst üste bölüm yayınlayacağım sabıra beklediğiniz için teşekkürler sizi seviyorum :*


      Hani olur ya kalabalığın tam ortasındasındır ama bağırsan kimse duymaz ağlasan kimse görmez dokunsan kimse hissetmez onlar için sadece yanından geçtikleri birisindir.Hani olur ya ışıklar gözlerini kamaştıracak kadar parlaktır hatta uzun süre bakmak canını acıtır ama sen bakmak istersin, canının acıyacağını  bile bile.Hani olur ya çok hızlı koştuğunda rüzgar yüzünü yalayıp,ağaçlar da yanından hızla geçerken bacakların yanmaya göğsün sıkışmaya başlar ama o hissi seversin; yakmasını..Hani olur ya herkesin dokunduğu gibi dokunsada sana, farklı hissedersin bitmesin istersin ve korkarsın kimsenin dokunmadığı dokunamadığı yerlere onun bir parçası değdiğinde bir daha ondan başkası dokunsun istemezsin zaten bir başkasının öyle hissettireceğine inanmazsın artık...İşte tam olarak buydu hissetiklerim;tutku,istek,ateş,korku...

  İlk öpücüğüm olduğunu bildiği için yumuşak dudaklarını alt dudağımı arasına alıp sadece bastırdı ve arada hafifçe aralayıp geri kapattı.Şoka girmiş bedenim yüzünden ne hareket edebiliyordum ne de gözlerimi kapamayı akıl edebilmiştim.Siyah kaşları hafifçe çatılmış ve mavi gözlerini örten göz kapakları yüzünden onları göremiyordum.Gözleri kapalı bir şekilde yavaşça geri çekildiğinde dudakları yukarıya kıvrıldı ve ciğerlerini dolduran havayı dışarı verirken gözlerini araladı.Gözlerimiz buluştuğunda ellerini omzuma koydu ve tebessümünü daha da suratına yaydı.Gözlerimi kırpıştırarak kendime geldiğimde suratına okkalı bir tokat geçirdim çıkan ses kulaklarımı yakmıştı ve nedense ben yemişim gibi yüzümü buruşturup pişman oldum.Yana eğilmiş başını bir süre öyle tuttu yaptığım şeyin arkasında durarak gitmek için ayaklandım bileğimden tutup beni geri yerime çekti ifadesiz yüzüyle karşı karşıyaydım korkmuştum.Canını fazla acıtmış ve onu sinirlendirmiş olabilirdim.Neden ona vurduğumu bilmiyordum?Utanç,korku,beceriksizliğim?Şuan buradan ne kadar uzaklaşmak istesemde bileğime kilitlemiş olduğu eli buna olanak sağlamıyordu ve suratıma dikmiş olduğu gözleri.İçimde kalan son cesaret kırıntılarınıda toplayıp gözlerimi kaçırdım -insanlara uzun süre bakamazdım zaten.- Ayaklandığımda tekrar aynı şeyi yaptı.Bu sefer pes edip kalkmadım ama başımı eğdim.Çenemi hafifçe tutup yukarı kaldırdı ama gözlerim hala yere bakıyordu.

    "Gitme."sesi o kadar kısıktı ki nasıl duyduğumu bilmiyordum ama içimde biryerlere dokunduğu gerçekti.Tekrar dedi.

"Gitme."İlki belki hayaldi peki ya bu?Gözlerimi hafifçe yukarı kaldırıp onunkileri buldum.Yüzünün sağ tarafı nasıl vurduysam kıpkırmızı olmuştu.Ortamdaki bütün hoş hava kendini gerginliğe bırakmıştı ve nasıl toparlamalıydım bilmiyordum.Parmaklarımı yüzüne dokundurdum.

    "Özür dilerim."dedim canını yakmak istemeyerek.Gözlerini kocaman açıp

   "Acıttığını mı sanıyorsun?Eğer acısaydı seni az önce bindiğimiz alete bağlardım."dedi benim  asla dağıtamayacağım gergin havayı ustalıkla halının altına süpürerek.

   Elimi tekrar kaldırdığımda uyarıcı bakışlarıyla geri indirdim.

   "Sana sözümü tutarım demiştim."dedi zafer kazanmış bir şekilde.

    "Sadece söz verdiğin için mi beni öptün!?"dedim öfke,şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla.

  "Hoşuma da gitti."deyince sol tarafına da bir tane geçirdim bu sefer hiç pişman olmadan.Gerzek.

  "İyi alıştın."dedi sanki canı acımamış gibi.Görende artık fiziksel acıya bağışıklık kazanmış sanacak(!)

   "Aptal."diyip ayağa kalktım uzaklaşınca arkama baktım geriye yaslanmış kollarınıda birbirine dolamış bir şekilde gülmeye devam ediyordu.Hızlı adımlarla etrafta bizimkileri aramaya karar vererek çevreye bakındım.Bizim okuldan birkaç kişiyi görsemde Ezgilerden eser yoktu elimi cebime attığımda telefonumu Zeynep'in çantasına koyduğum aklıma gelince üşengeçliğime lanet ettim.Yanımdaki kızlara saatti sordum.Süremizin bitmesine beş dakika kalmıştı.Çevremde dönüp çıkışın ne tarafta olduğunu hatırlayamayarak anlıma vurdum.Lanet olsun!

 

   "Yardıma ihtiyacın mı var?"dedi koluma dokunan elin sahibi.

   "Ayaz."kekelemediğim için şükretmiştim.

  "Kayıp mı oldun?"dedi gergin çenesini oynatmamaya özen göstererek.

  "Sanırım öyle bir şey."dedim onaylayarak.Eliyle belimden tutarak beni yönlendirdi.Pek konuşmadan peşinden ilerledim.

   "Eee nasılsın?"dedi sıcak bir şekilde.Şaşırmıştım sonuçta o Ayaz'dı;soğukkanlı,az konuşan ve korkutucu.Üstelik teknik olarak ondan küçüktüm ve o kendinden küçüklerden nefret etmez miydi?

    "İyiyim saol sen?"

    "Emin misin gergin görünüyorsun?"dedi ellerini ceplerine koyarken.

   "Çıkışı bulamayınca biraz endişelendim sadece."dedim yalanla karışık.Aslında Poyraz'ı düşünüyordum.Üstelemedi.Onunla ilgili bildiğim şeyler arasına bunu da ekledim;anlayışlı.Çıkışa geldiğimiz de herkes toplanmıştı.

   "Hocam geldiler!"diyen bir sesle herkes bize baktı.Mahçup bir yüz ifadesiyle Sevgi hocaya baktım ardından Ezgi'ye, kaşları çatık bir şekilde çenesiyle bana bir noktayı işaret etti.Bedeni bana dönük olan Poyraz'ın gözleri yanımdaki Ayaz'a kilitlenmişti.İfadesiz yüzüne rağmen koyulaşmış gözleri onu ele veriyordu.Ayaz ise ona başıyla selam verip başka tarafa baktı.Gözleri beni bulduğunda öfkesini daha da hissettim ama ona olan kızgınlığım geçmemişti bu yüzden aynı ciddiyette ona baktım.Aramızdaki bu kontağı Ayaz'ın sesi böldü.

  "Servise biniyoruz."Onunla beraber diğer servise bindim.Yanıma oturması beni rahatsız etmemişti ama mutlu da sayılmazdım.Bir önce yatağıma girip yastığıma kafamı gömmek istiyordum.Niye her seferinde yalnış tercihler yapıp kendimi bu kadar kırılmaya açık bir hedef haline getiriyordum?Daha bu yıl tanıştığım biriyle bu kadar samimi olmam normal değildi aramıza mesafe koymalıydım hele de o dediklerinden sonra  sana sözümü tutarım demiştim. Beni sadece bunun için mi öpmüştü yani?Ona aşık felan değildim bana iyi geliyordu o kadar.Yakışıklı biriydi o kadar.Peki ya neden o?Şuan yanımda oturan Ayaz da yakışıklı biriydi.Simsiyah gözleri, keskin hatları,kirli sakalı..Hatta daha çekici denebilirdi.Peki ya neden Poyraz'ın yanında otururken hissettiğim gerginliği ve mutluluğu hissetmiyordum?Bu çok saçma ve içinden çıkamayacağım sorular beynimi kemirirken Ayaz bir kez daha beni düşüncelerimden kurtardı.

   "Yüzüme bakmayı kesicek misin?"dedi gülümseyerek.

    "Hıha ne?"yüzüne mi bunları düşünürken onu mu izliyordum bu çok utanç vericiydi.Aptal ben!

  "Pardon dalmışım kusura bakma."dedim.

   "Sorun değil."dedi ve kafasını çevirdi.Beni utandırmaması içimi rahatlatmıştı.

   Yatakhanelere dağılırken iyi akşamlar ve teşekkürler dediğimde sanada dedi ve ayrıldık.

   Direk temiz pijamalarımı alıp duşa girdim.Çıktıktan sonra hiçbir şey düşünmek istemiyordum ve sorulara maruz kalmak...Direk uyudum.

------

   Sabah uyandığımda telefonum baş ucumdayı ve erken yattığım için yine erken kalkmıştım.Telefonumu elime aldığımda bir mesaj vardı dün akşam 3:43'de gönderilmişti.O saate kadar biri niye uyumazdı ki?Mesajı açtım.

Gönderen:Poyraz

   Şimdiyde kadar aldığım en güzel öpücüktü.

   Kalbim teklemişti.Yalan mı söylemişti?Onu seviyordum peki ona aşık mıydım?

MAVİ ÇİLEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin