Dün @maviseldusler adlı okuyucumun ve arkadaşımın doğum günüymüş bugün haberim oldu iyi ki doğdun çok özel birisin canım nice senelere :*
Yüzüme vuran güneş ışığını göz kapaklarımın altında hissetmemle uykumun kaçması bir oldu ama benim yatağıma güneş vurmuyordu ki.Kırpıştırarak araladığım gözlerim alışık olduğum beyaz yatakhane duvarları yerine bahçemize açıldı.Bahçemiz mi?En son hatırladığım şey onun yumuşak sesiydi sanırım gerçekten uyuya kalmıştım.Yavaşça sert bankta doğrulmaya çalıştığımda üzerime örtülmüş baddaniye belime kadar açıldı.En çok da yastığımı sevmiştim ,başımın altında dizleri, kabul çok yumuşak sayılmazdı.Oturur pozisyonda duruyordu uzun zamandır uyumadığı belliydi yeni yeni dalmış olmalıydı.Uyurken bir melek kadar saf ama bir şeytan kadar şehvet uyandırıyordu ;günah gibiydi ,işlenmesi en büyük günah ama en dayanılmazı gibi ...
Göz kapakları mavisinin ışığını söndürmüştü ama o kirpikleri... o simsiyah kirpikleri hafif koyu tenine güneşte vurunca ışıl ışıl parıldıyordu.O şekilli burnu,çenesi ,kalın dudakları...Bir şiire konu olabilecek kadar kusursuz,bir yunan tanrısını kıskandıracak kadar güzeldi...ve evet bazen bende soruyordum neden ben?Bu kadar muhteşem bir şey ve ben..O gökyüzüydü bense toprak hani denir ya farklı dünyaların insanlarıydık.
Bir anda elim yüzüne gitti işaret parmağımın tersiyle yanağında gezindim sonra çenesinde ve dudaklarında...Acaba kaç kadın dokunmuştu bu dudaklara, tanımadığım o kadınlardan nefret ettirdi bu düşünce beni.Hiç aşık olmuş muydu acaba?Kardeşi var mıydı ya da abisi?Nelerden hoşlanırdı?En sevdiği yemek neydi?Uğurlu sayısı var mıydı?En sevdiği renk neydi?
Sorular bir kuyunun dibinde birikmeye başlarken ben damlaların sesini duyamayacak kadar yabancıydım ona.Ne de tanımadan sevmiştim onu.
"Uyandın ve beni de mi uyutmamaya kararlısın?"dedi elimin altındaki dudaklar kıpırdanarak.Elektirik çarpmış gibi elimi hızla çektim.Yanaklarımın yanışından kızardığımı hissedebiliyordum.
Gözlerini yeniden yumdu ama sırıtışı hala yerindeydi yukarı kıvrılan dudaklarının yanında yarım hilaller oluştuyordu.
"Burada mı uyuduk gerçekten?"dedim sesimi kısık tutarak.
"Hayır sen uyudun, beni uyutmadın!"dedi mırıldanarak.
"Uyandırabilirdin."dedim mahçup bir tavırla.
Ses çıkarmadı onun yerine beni eliyle bankın ucuna ittirip başını kucağıma koyup sırt üstü yattı.Yere düşmek üzere olan baddaniyeyi üzerine örttüm.
-------
"Evet hocam kesinlikle eminin hem bunu okulumuzun bir projesi olarak da gösterebiliriz."dedim müdürün karşısında.Fikir onun da aklına yatmıştı ama izin alma gibi uzun işlemlere girmek istemediğini açıkça dile getirmesede laflarından anlayabiliyordum.
"Hatta bu hafta sonu ben gidip şahsen yetimhane müdüründen izin alabilirim."dedim hevesle buna da itiraz edemezdi ya?
"Peki Lena rehperlik hocasıyla bir görüş gelmek isteyen öğretmenler varsa onlar da gelsin,gönüllü öğrencileri de sen toplarsın artık."dedi uzun dil dökmelerim sonucunda.
Teşekkür edip odasından çıktım.
Bir haftalık bir görüşmenin ardından yetimhane müdürünü de halletmiştim adam gayet sıcak karşıladığı için ayağına gitmeme gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ ÇİLEK
Ficção AdolescenteSon sınıf..Ormanın ortasına kurulmuş yatılı okulumuza gelen yeni bir öğrenci... Daha önce hiç kimsede hissetmediğim şeyleri hissettim ona ilk baktığımda;hiçbir şey. Onda o masmavi gözleri dışında, her şey kapkaranlıktı. "En sevdiğin meyve ne?" ...