Merhaba!
Ve dipnot: Bu kitapta ki karakterler için modeller belirtilmemiştir, tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Onlar mükemmel hayal edin. Çünkü öyleler. Multi medyalarda ki ünlülerin vs vs, kişilerle alakası yoktur, sadece çift fotoğrafı oldukları için konulacaktır.
*
Emir şaşkınlıkla bana baktıktan sonra hafifçe gülümsedi, arkadaşlar bana ilk defa gülümsedi! Sanırım ölüyorum! O dudağının kıvrımının vardığı gamzesi o kadar güzel ki.."Şirketime hoş geldin o zaman Aydeniz. Sana neler yapacağından bahsetmişlerdir. Ama kısaca söylemek gerekirse elim ayağım olacaksın." Dedi ciddiyetle. Ona içim içime sığmadığını belli edecek derecede gülümsedim. Adam sanırım birazdan beni deli sanacak arkadaşlar.
"Biliyorum, Emir Bey. Özet geçildi bana." Dedikten sonra elimdeki saate baktım ve aceleyle Emir'e baktım. "Emir Bey, şu anda Aurora Dergisiyle -tamamen uydurmadır- bir röportajınız görünüyor." Diye ekledim. Emir sıkkınlıkla ofladı. Ay ama sen çok tatlısın şeker parem.
"Ben onu tamamen unutmuştum." Dedikten sonra kapı çalındı, Emir: 'Girin!' Dedi ve Mehtap Hanım içeriye girdi.
"Emir Bey Aurora Dergisinden geldiler, röportajınız olduğunu söylüyorlar." Diyen Mehtap Hanım'la Emirciğim sanırım kaçarı olmadığını anlayarak, başını onaylar bir şekilde salladı.
"İki dakika beklesinler sonra al." Dedi, Mehtap Hanım çıktıktan sonra Emir bana döndü.
"Şuradan ceketimi verir misin?" Dedi ve kapının önüne geçti, bende koltuğunun yanındaki askılıktan ceketini kaptım. Ona yan gözle baktığımda kapıya doğru dönük olduğu için bu fırsatı kaçırmak istemedim.
Ceketini burnuma yaslayıp kokusunu içime çektim, Allah'ım öldüm de cennette miyim? Bu nasıl koku. Gözlerim kapalı bir şekilde ceketini koklarken, aniden Emir Bey'in seslenmesiyle vücudum buz kesti. Hassiktir!
"Aydeniz! Hadisene!" Diye bağırdığında irkilerek ona döndüm, neyse ki bana bakmamıştı. Hızlı bir şekilde ceketi kollarından geçirdim. Bu his bana sanki evliymişiz de onu işe uğurluyormuşum gibi hissettirdiği için bir an kaldım. Donup kaldım. Ve sanırım Emir'de donup kaldı, çünkü bana anlamadığım kadar değişik bakıyordu. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, sanki aniden yavaşlayıp beni öldürecek gibiydi. Emir toparlanıp önüne döndüğünde bende toparlanmaya çalıştım. Çalıştım çünkü ben ona aşık olan taraf olduğumdan bu beni aşırı zorladı.
Kapı açıldı içeriye bir kadın beş erkek olmak üzere altı kişi girdi. İki kamera vardı. Kameran ekip yerine geçmek için ofise dağıldı sarı saçlı, ela gözlü yüz hatlarıyla gerek fiziğiyle gayet güzel olan kadın Emir'ime elini uzattı.
"Badesu Demir." Dedi, hemen ekledi. Durda adam bir kendini tanıtsın yosma. "Ah Emir Bey, aylardır bizi geçiştirip duruyorsunuz. Sizden randevu almak vize çıkmasını beklemekten daha beterdi." Diye eklediğinde rahatsızca yerimden kıpırdandım. Böyle bir şeyi nasıl Emir'in yüzüne söyleyebilirdi. Emir gülümsedi.
"Malum çok yoğunum yer açmak zor oldu, öyle değil mi Aydeniz?" Deyip bana dönmesiyle daha da rahatsız oldum. Yavrum ben daha yeni geldim, seni nasıl kurtarayım.
"Kesinlikle öyle, bugüne bile zor oldu." Dedim gülerek. Kadın baştan aşağı beni süzdükten sonra bakışlarını alaylı bir kıvama büründü.
"Siz?" Dedi aşağılayıcı bir tonda. Elimi uzattım.
"Emir Bey'in asistanı, Aydeniz. Memnun oldum." Dedim gayette memnuniyetsiz bir sesle. Badesu elini uzatıp elimi sıktıktan sonra bende gibi bir şeyler geveledi. Ben senin ismine edeyim Badesu ne ya?
"Buyrun geçin." Diyen Emir'le gözlerimi ona çevirdim neredeyse kaçacak gibiydi. Bu haline güldüğümde beni yakalayıp, sert bir bakış attı ve masasına oturdu.
Ve röportaj başlamış oldu. Tabi her zaman ki gibi klasik sorularla devam eden röportaj benim beklediğim soruyla birlikte kalbimi hızlandırdı. Bu sorunun cevabı benim için hayati bir önem taşıyordu."Hayatınızda bir kadın var mı Emir Bey?" Diye sordu Badesu. Hayatında biri yok değil mi Emir? Hadi yok de hayatımın anlamı. Yok de iki gözümün çiçeği. Lan yok desene.
"Bende öyle düşünüyordum." Dedi Badesu ve güldü. Lan ne dedi o? Cevap verdi mi? Vermedi mi? Ne oldu orda? Ya tam kendimle konuşacak zamanı buldum ya. Kardeşim ben bunu nasıl öğreneceğim? Ben bunları düşünürken röportaj bitti.
"Çok keyifli bir sohbet oldu, teşekkür ederiz Emir Bey." Dedi Badesu içten bir şekilde gülerek. Hayretler içersindeyim. Bu mendebur nasıl böyle gülebilir? Tabii bana değil ultra yakışıklı Emir'ime bakıyor.
Allah'ım hayır kadının saçını yolmak istemiyorum.
Hayır üzerine atlamak istemiyorum.
Ve hayır kesinlikle Emir'i şu an arkama saklamak istemiyorum.
Emir bebeğim yollasan mı artık? Delireceğim birazdan da.
"Görüşmek üzere, benim içinde gayet keyifliydi." Dedi Emir.
Emir?
Hayatımın anlamı?
Ne diyorsun bebeğim sen?
Ne keyiflisi?
Az önce kurtar beni Aydeniz?
Şimdi çok keyifli.
Yerler mi be!
Hahayt!
"Çıkabilirsin Aydeniz." Dediğinde irkilerek kendime geldim. Kaç dakikadır bu şekilde durduğumu bilmiyordum ama sanırım epey olmuştu çünkü içeride kimse yok! Başımı sallayıp hızla odadan çıkmak için arkamı döndüğümde açık kapıyı fark etmeyip kapıya çarpmam bir oldu."Ah!" Diye refleksle bağırmamla geriye doğru sendelemem Emir'imin kollarının bedenime sarılmasıyla aynı anda oldu.
Ve...
Sanırım artık bir gözüm yok!
*
Bölüm Sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVEN NE YAPMAZ || YARI TEXTİNG
Short StoryT A M A M L A N D I ! ** 0536...: Seven ne yapmaz, Emir? Emir Alaca: Seveni bilmem ama gece gece aşka gelecek insan mı bulamadın, çünkü uykumun en güzel yerinde lanet olası bildirim sesleriyle parmaklanmak hiç hoşuma gitmedi seni küçük aşık! 0536...