SNY|FİNAL

3.7K 234 58
                                    

Merhabalar!
Artık hikayeminiz sonuna gelmiş bulunmaktayız, ben onların aşkını güzelce hissettim. Umarım sizde hissetmişsinizdir. Sonda ne olursa olsun, onların hep mutlu olduğunu bilmenizi istiyorum.
Ve dipnot: Bu kitapta ki karakterler için modeller belirtilmemiştir, tamamen hayal gücünüze bırakıyorum. Onlar mükemmel hayal edin. Çünkü öyleler. Multi medyalarda ki ünlülerin vs vs, kişilerle alakası yoktur, sadece çift fotoğrafı oldukları için konulacaktır.

*
2 yıl sonra!
Emir benden gideli, 1 hafta olmuştu.
7 gün, bir insanı ne kadar mahvedebilirse, o kadar mahvolmuştum. Her saniyem Emir'ken ayrılmamız kadar saçma bir durum yoktu. Bahanemiz bile yoktu. Zamana ihtiyacım var gibi cümlelere sığdırmıştı beni, ben onu kalbime sığdıramamıştım.
Özetle iki buçuk yıl boyunca sevgilim, ailem, sırdaşım, yoldaşım olan adam tarafından siktir edildiğim 7. Günümde, saçma sapan ağlama krizleri geçirdiğim 7 gün sonunda Sude'nin duble ısrarlarıyla dışarı çıkarılmıştım. Şu an Emir'le ilk tanıştığım kafede gözlerimde yaşlarla denizi seyretmek dışında hiçbir şey yapmıyordum.

"Canımın için üzme artık kendini lütfen." Dedi Sude üzüntüyle. Onu da üzdüğümü biliyordum ama elimden başka bir şey gelmiyordu ki. Zorla da olsa gülümsedim. Yedi gün sonra ilk kez gülümsedim.

"Nasıl üzmeyeyim?" Dedim kederle, canım çok yanıyordu. İçin için ölüyordum resmen. Sude'nin telefonu çaldığında gülümseyerek telefonunu açtı. Arayan kesinlikle Mamut'tu.

"Sevgilim?" Diye telefonu açan Sude'yle yutkundum. Sevgilim, sevgilim, sevgilim. Emir'im ne güzel de söylerdi bana şimdi olsa

"İyiyim hayatım, söylediğim gibi aynen ordayız." Dedikten sonra telefonu kapattı.

"Ne diyor?" Dedim ifadesiz bir şekilde.

"Hiç." Diyerek dudağını büzdü. Ne çeviriyordu bu yelloz!

"Öyle olsun, ben bir lavaboya gideceğim." Dedikten sonra içeri girdim, ordan lavaboya. Bir kaç dakika aynaya baktım. Zayıflamıştım, doğru düzgün bir şey yemiyordum. Göz altlarım morarmıştı, saçlarım karışmıştı. İğrenç gözüküyordum.

Lavabodan çıkıp içeri girdiğimde etrafın kapkaranlık olduğunu fark ettim, akşam olduğu için hiçbir ışık yoktu. Elektrikler mi kesilmişti?

Belime sarılan kollarla çığlık atarak arkamdaki kişinin kollarından çıkmaya çalıştım. Ta ki, onun kokusunu duyana kadar.
Zaman durdu, mekan durdu, ben durdum.
Tüm hareketim kesildi.

"Şşh, benim sevgilim." Diyerek kulağıma fısıldadığında şokla ona döndüm.

"Emir?" Dedim şaşkınlıkla, ardından ekledim. "Sen ne arıyorsun burada?"

Aniden ışıkların yanmasıyla küçük bir çığlık daha kaçtı ağzımdan. Emir bana gülümsüyordu! Bu çocuk geri zekalı mıydı?

"Emir sen benden ayrıldığının farkındasın değil mi?" Dedim sinirle.

"Evet ya, yaptık öyle bir hata." Dedi gülerek. Aniden Emir'in yüzüne tokat atmamla şaşkınca bana döndü.

"Alay etme benimle, ne arıyorsun sen burda?" Diye bağırdım, onu iterken. Emir ellerimi tutup beni kendine çekti. Direncimin sonuydu bu, onu o kadar özlemiştim ki. Yedi gün neymiş, iki gün dayanamamıştım. Emir'e sarıldım.

"Özür dilerim, göz bebeğim ama buna mecburdum."'dedi Emir güldüğünü anlıyordum.

"Ne mecburiyeti?" Dedim korkarak. Bir şey mi olmuştu?

Emir aniden benden ayrıldı, ardından beni dışarı sürükledi sahilde ay denize vururken kumsalda etrafıma bakma şansım oldu. Herkes buradaydı. Mamut ve Sude baş köşede birbirlerine sarılı bir şekilde bizi izliyorlardı.

Emir önümde durdu yüzümü avuçları arasına aldı. Gülümsedi.

"Şimdi sen beni dinle Aydeniz'im." Diye fısıldadı.
"Ayışığında oturduk." Diye başladı, ay ışığına karşı kumsala çöktük.

"Bileğinden öptüm seni." Dedikten sonra el bileklerimden öptü beni. Gözlerim çoktan yaşlarını geceye hediye etmişti.

"Sonra ayakta öptüm." Dedikten sonra ayağı kaldırdı, kaldırmasa düşüp bayılacaktım. Tam dik durduğumuzda alnımı öptü. Gözlerim kapandı, kollarına tutundum. Tutunmasam düşecek gibiydim.

"Dudağından öptüm seni." Dedikten sonra Emir pis bir şekilde gülümsedi, hayvan! Dudakları dudaklarıma sürttü, dudağımı araladım. Dudaklarımız birbirine özlemle tutundu, Emir dudaklarımı şefkatli bir şekilde öptükten sonra durdu ve dudaklarımız ayrıldı, ayrılmasaydı biliyorduk ki o iş şefkatten çıkardı. Alnını alnıma dayadı.

"Kapı aralığında öptüm,
Soluğundan öptüm seni." Emir hızlı bir şekilde dudaklarıma kapandığında soluğum onun dudaklarına karıştı, dili ağzımın içerisinde gezindiğinde dillerimiz çarpıştı, birbirine tutundu. Aynı anda ikimizden çıkan boğuk sesle kızardım. Dudaklarımı onunkilerden ayırdığımda pislik bir şekilde sırıtıyordu. Pis! Emir önümde çöktü, kaşlarım çatıldı. Ne yapacaktı!

"Bahçede çocuklar vardı,
Çocuğundan öptüm seni." Dedikten sonra karnımı öpmesiyle boğazımdan bir hıçkırık kaçtı. Allah'ım nasıl çok seviyordum. Elimi Emir'in saçlarına atıp okşadım.

"Aydeniz.." diye seslendi Emir. Gözlerimiz birbirine kavuştu. Orada iki yıldır ilk defa gördüğüm bir kaç duygu vardı. Heyecan, mutluluk, telaş.

"Emir?" Diye sorabildim. Tir tir titriyordum. Bayılmak üzereydim.

"Aydeniz'im, gözümün bebeği," deyip durduğunda ağlamaya başlamıştım bile.

"Daha seni ilk gördüğümde senden etkilenmiştim. Duru güzelliğinden, ses tonundan, bana bakışından, sen şu dünyada bir erkeğin sahip olabileceği en güzel kadınsın. Ve ben bu dünyanın en güzel kadınına sahip şanslı erkeğim. İyi ki geldin hayatıma, sevgilim. Yaralarımı öyle güzel sardın ki, merhem olmana bile gerek yoktu. Sarıldın ve o bana yetti." Deyip derin bir nefes aldı. Artık göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Emir ceketinin cebinden bir kutu çıkardı. Bacaklarım pelte kıvamına geldi.
Kutuyu açtığında, tek taş bana gülümsüyordu. Sanırım bayılacağım.
Şokla ellerimi ağzıma kapattım.

"Aydeniz, benimle evlenir misin ? Artık tamamen her şeyim olur musun?"

5 saniye geçtikten sonra dudaklarımı güç bela araladım.

"Evet seni geri zekalı! Evet! Evet! Evet!" Diye bağırdıktan sonra onun üzerine atlamam bir oldu. Tabi o yerde olduğu için yere düştük ama ona sıkıca sarıldım ya dediği gibi bu yetti bana. Emir elimi avucunun içine aldı ve parmağıma yüzüğümü geçirdi.

"Artık istesen bile benden uzağa gidemezsin müstakbel karıcığım." Dediğinde güldüm, güldü.

"İsteyen kim, müstakbel kocacığım."

Ve sonrasında birbirimize sıkıca sarıldık.
*
Son!
Hepinize bana eşlik ettiğiniz için defalarca teşekkürlerimi sunuyorum!
Sürç'i lisan ettiysem affola!

SEVEN NE YAPMAZ || YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin