Ben geldim. Nasılsınız?
Sizleri bölümler konusunda fazla bekletmemek için sık sık atmaya çalışıyorum. Sizlerde lütfen desteklerinizi eksik etmeyin!
Serseri'ye bölüm soruluyor. Ona da buradan cevap vermek istiyorum. Gelecek, yazıyorum.
Multimedia: Benim yaptığım şaheser ğsğsğdğdğ
İyi okumalar.
~
Annem konuşmaya başladığında, sakin kalmaya çalışarak dinlemeye başladım. Tabii tüm bu olanlardan sonra ne kadar sakin kalabiliyorsam o kadar sakindim.
"Üniversitedeyken dört kişilik bir arkadaş grubumuz vardı. Ben, baban, Celil ve Esin çok yakın arkadaştık. Aslında tanışıklığımız lise yıllarına dayanıyordu. Babanın benim ve Celil'in ailesi birbirini tanıyordu, işte bu zengin hayatın ulaşılmaz insanlarıydılar. Ama Esin bizden farklıydı. Daha mütevazi, sakin bir hayatı vardı." Annem duraksadığında merakla devam etmesini bekledim. Annemin anlattığı hikâyede Esin ve Celil isimlerini ilk defa duyuyordum. Evet, annem babam olacak o adamla birçok kez tanışmalarını ya da beraber geçirdiği vakitleri anlatırdı ama ilk defa bu isimleri duyuyordum. "Esin farklıydı çok güzeldi. Baban ve Celil zamanla Esin'e karşı bir şeyler hissetmeye başladılar. Baban gidip Esin'e açıldığında Esin onu reddetmişti. Tabii biraz zaman geçtikten sonra Cemil; Esin'e karşı olan duygularını anlatmıştı. Ve Esin de ona karşı bir şeyler hissettiği için kabul etmişti." Böyle bir konunun Yağmur'la ne alakası vardı? İşte bunu hâlâ anlayamamıştım.
"Cemil'le Esin artık sevgili olmuşlardı. Ama Esin'in ailesi nedeniyle ilişkilerini açık bir şekilde yaşamıyorlardı. Tabii baban bunu öğrendiğinde çıldırmıştı, kendisini kaybetmiş çok farklı bir adama dönüşmüştü."
"Anne bu konunun Yağmur'la ne alakası var?" diye sordum.
"Esin; Yağmur'un teyzesi oğlum." dediğinde gözlerimin şaşkınlıktan açıldığına yemin edebilirdim.
"Sonrasında Esin ve Celil henüz okulları bitmeden evlenme kararı almışlardı. Ben ikisinin yanında olsam da baban kendisini onlar tarafından ihanete uğramış gibi hissediyordu. Mutluluklarını bozmak, onlara acı çektirmek için yapmadığı şey kalmamıştı. Seviyorum diyordu ama onun ki sevgi değil takıntıydı, acımasızlıktı. Celil ve Esin evlendikten sonra her şey daha kötü olmaya başlamıştı. Baban kendisini kaybediyordu, günden güne daha kötü birisi oluyordu. Eski bağımız, huzurumuz, sevgimiz hiçbir şeyimiz kalmamıştı."
"Siz nasıl evlendiniz anne? Daha doğrusu sen böylesi bir adamla nasıl evlendin?" Sorduğum soru karşısında parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Bizim evliliğimiz ailelerimiz zenginliklerine zenginlik katabilmek için yaptığı bir anlaşmaydı."
"Dedem bunu sana nasıl yaptı?" diye sinirle sordum.
"Deden o zaman ki hırsıyla yaptı ama sonradan çok pişman oldu oğlum. Görmüyor musun şimdi dedeni nasıl?" Görüyordum tabii ki de. Dedem annemin gözünün içine bakıyordu. Dört yıl önce babamın babası yani dedem ölmüştü. Dedemden kalan şirketin başına babam geçmiş ve kısa süre içinde dedemden ona kalan şirketi batırmayı becerebilmişti. Ondan sonra annemin babasının - dedemin - şirketinde yöneticilik yapmaya başlamıştı. Tabii her şey dedemin kontrolündeydi. Bugün nasıl paçasının tutuştuğunu görebilmiştim. Elinden gidecek her şey için korkuyordu.
"Sadece o kadın Yağmur'un teyzesi olduğu için mi bize bunları yaptı anne? Bize bunu nasıl yapabildi?"
"Bir ay önce Yağmur'u bizimle tanıştırmayı getirmiştim hatırlıyorsun değil mi?" Sevdiğim kadının ailemle tanışmasını nasıl hatırlamazdım? Onun o heyecanlı, panik hallerini nasıl hatırlamazdım?
"İşte o gün gördüm ben babanın gözlerindeki o öfkeyi. Yağmur; teyzesinin kopyasıydı çünkü. O gün anlamıştım bir şeyleri. Babanın gizli gizli yaptığı araştırmaları ama bu kadarına cesaret edebileceğini bilemedim." Annem gözlerinden akan yaşları eliyle sildiğinde, kalkıp önünde diz çöktüm. Alnından öptüğümde, elimle gözyaşlarını sildim.
"Ağlama annem. Gözlerinden akan her bir damla için o adama bir tane çakmak istiyorum." diye sinirle söylendim. Her annemi üzüşünde bir tane geçirmek istiyordum.
"Baran sana yakışıyor mu hiç bu tavırlar?" Annem sinirle söylendiğinde, sustum. Bir şey desem daha fazla sinirlendirecektim.
"Bundan sonra ne olacak anne?"
"Olacağı belli. Baban hayatımızdan çıkacak. En azından benim ve senin hayatından çıkacak. Ecrin çok küçük olduğu için..." deyip sustu. Anneme, bize bunları yaşatan o adamdan nefret ediyordum. "Boşanacağım ve şirketteki tüm hakları elinden alınacak."
"Anne ya Yağmur'a bir şey yaparsa?" diye korkuyla söylendim. "Benim Yağmur'a gitmem gerek." deyip çöktüğüm yerden kalktım.
"Yağmur'a hiçbir şey yapamaz. Dedenle konuşacağım. Güven bana oğlum." Konu o adam olunca ben artık kimseye güvenemezdim ki. Onaylar bir şekilde başımı salladım. Ama bu işin peşini bırakmayacaktım ki.
"Benim Yağmur'u arayıp haber vermem gerek. Kızcağaz çok korkuyordu." Sinirle yumruklarımı sıktım.
"Anne," dedim sakince. "Yağmur'a benim öğrendiğimi söyleme lütfen!" Garip garip yüzüme baksada onaylar anlamda başını salladı.
Belki pişman olacaktım ama benim ders vermem gereken bir Yağmur'um vardı.
~
Evet, gerçekler ortaya çıktı. Babasının tam bir takıntılı manyak olduğunu düşünüyorum.
Baran kararını verdi. Bir önceki bölümde böyle ufak ufak tehditler aldım. Aşklarına zarar verirsen okumam tarzında. :) Okumak istemeyeni zaten tutamam. Ben içimden gelen şeyleri yazacağım ve bundan sonrada yazmaya devam edeceğim. Yanımda olan sizlere de çok teşekkür ederim. 🌸
Sizce bundan sonra ne olur?
Baran'ın aklındaki plan ne?
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınız lütfen!
İnstagram: mavininhikayeleri
Sizleri seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur | Texting
Short StoryTamamlandı. Yağmur: Ben ayrılmak istiyorum. Yağmur: Bitsin artık.