O günden sonra olanlar olmuştu...
Kuzenim Tolga, Taylan denilen çocuğu pert etmişti. Hatta duyduğum haberlere göre çocuğun burnu kırılmıştı, estetik ameliyatı olacakmış. Tolga bir gün nezarette kalmış, sonra çıkmıştı. Çünkü Taylan şikayette bulanmamıştı. Bana gelince, Elisa cadısının çantasını olması gereken yere bırakıp mekandan kaçmıştım. Eve girince annem yakalamıştı ve en sonunda da her şeyden haberi olmuştu, Tolga sayesinde... Annem hiç acımadan ev hapsi vermişti. Ama sorun yoktu benim için, normalde de ev hapsi gibi hayatım vardı.Asıl derdim, Elisa cadısının çantasından çıkan gebelik testiydi. Sakin bir kafayla düşününce, sadece bir ihtimal olduğunu ve kesin bir sonuç olmadan üzülmemin yersiz oluduğunu fark ettim. Ancak Kuzey'in o kıza dokunduğunu düşündükçe o sürtüğü kaçırıp türlü türlü işkenceler yapmak istiyordum!
Benim olanı kimseye yâr edemezdim!
Dağınık saçlarımla kendimi yatağa atıp elime telefonu aldım. Sosyal medya kullanan bir insan değildim. Fakat sahte hesaplarım vardı. Sahte hesaplarımdan birine girip Elisa cadısını arattım.
30 gönderi... 1465 takipçi... 780 takip edilen...
Hiç zaman kaybetmeden istek attım. Umarım kabul eder sürtük. Böylece açığını yakalamam daha kolay olacaktı. Çünkü gittiği her yeri bilecektim.
Saatler sonra telefonuma gelen bildirimle yerimden sıçradım. Elimdeki kalemi bırakıp telefona koştum.
Bingo!
Sürtük kabul etmişti isteğimi. Fakat geri takip yapmamıştı. Sürtük...
Hesabım çok gerçekçiydi. Sıradan bir İngiliz çocuğunun hesabından çalmıştım fotoğrafları. O nedenle tanınma riski çok azdı. Ayrıca dokuz yüz küsür takipçim vardı. Paylaştığım fotoğraflar bile mantık sırasına göre gidiyordu. Eminim ki Elisa cadısı şuan profilimi didik didik ediyordur...
Hiç zaman kaybetmeden fotoğraflarına baktım. İlk dört fotoğrafı Kuzeyleydi. Kalbime bir ağrı girdi. Aşırı kıskanmıştım. Her şeyi parçalamak istiyordum. Ben fotoğraflara baktıkça daha da yıkıklaşıyordum... O nedenle şu saçma durumu kesip duşa girmeye karar verdim.
Saatler sonra Elisa sürtüğü hikaye atmiştı. Özel bir hastanede olduğunu belirten bir fotoğraftı. Şu hastaneye gidip hikaye atanları da anlamıyordum. Ne yani burası çok güzel bir hastane,
hastalanıp mutlaka gelmeniz gerek mi demek istiyorlardı?Gerizekalı...
O an aklıma gebelik riski geldi. Benim bu hastaneye gitmem lazımdı. Hiç zaman kaybeymeden saçlarımı tarayıp bere taktım. Eve gelen misafirlerin gürültüsünden yararlanarak defolup gittim evden.
-
Hastane kocamandı ben bu sürtüğü nerede bulacaktım?
Tabelaları takip ederek kadın hastalıkları ve gerisi ne halt tam olarak anlayamadığım katı bulmaya koyuldum. Sağ tarafın büyük çoğunluğunun kadın olduğunu görünce o tarafa yöneldim. İnsanlar bana çok garip bakıyorlardı. Hiç yakışmayan boyfriend pantolonum ve siyah kapşonlumun aldındaki siyah beremle dikkat çekmemem imkansızdı tabii.
Ama hayır... Sürtüğü bulamadım. Sinirden tuvalete gidip kabinlerden birine girdim. Yıkığımsı adlı bir hesap
açıp Kuzey'e yazmaya koyuldum.-Elisa'nın hamile olduğunu biliyor muydun?
O anda öküz gibi kapıyı tıklatan kişi ile irkildim ve sinirlerimin kotası dolunca kapıya şiddetle tekme atıp çıktım. Sürtüğe benzeyen botokslu, simsiyah saçlı kadının nasıl ödü koptuysa, botokslu ve boya küpü yüzünün her yeri buram buram korkuyla dolmuştu.
Defolup gittim tuvaletten. Sonra elimi yıkamadığım aklıma gelince geri girdim. Kimse yoktu. Tam musluğu açacakken az önce çıktığım kabinden bir şırfıntı sesi yükseldi.
"Elisa neredesin? Ben... Ben yapamayacağım. Bu çocuğu doğuramayacağım."
"......."
Ne! Nasıl yani? Bu ne demekti? O Elisa yoksa...
"Peki..."
"...bu arada ilaçlarını aldın mı?"
"...."
"Tamam teyzeceğim. Kantinde buluşalım. Öpüyorum bir tanem."
Şokla çıktım tuvaletten. Doğruca çıkış katına ilerledim. İnanamıyorum. O canavar dudaklı kadın Elisa'nın teyzesi miydi? Hiç zaman kaybetmeden ve üşenmeden otuz fotoğrafın tüm yorumlar kısmına baktım. On dokuzuncu fotoğrafın yorumlar kısmında az önceki kadını bulmuştum.
'Teyzesinin canı, -öpücük emojosi-'
Yüzümü ekşitip mıy mıy diye söylendim.
Yani o gebelik testini Elisa teyzesine mi almıştı? Ya da onun için mi taşıyordu?
Aman Tanrım! Attığım mesaj!
Hemen hesap değiştirip yıkığımsı hesabına girdim. Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun botokslu canavarların aşkına!
Kuzey mesajımı görmüştü ve sürekli
yazıp yazıp siliyordu.Ne yazacaktı acaba...
:)