Pizzacı çocuk hiçbir yerde yoktu. Çoktan gitmiş olmalıydı...
Biraz öfkeli biraz da çaresiz bir edayla yukarı çıktım. Ardımdan kapıyı kapatıp, kapıyı kilitledim. Salona geçtim. Kalın perdeler çekilmemişti. Evin her bir yanına gidip pencereleri kontrol ederek içerisinin gözükmesini engelledim. Deli gibi korkmaya başlamıştım...
Çok geçmeden Yuşa'da gelmişti. Zorla yedirtmeye çalışsa da yemek istemedim. Gidip yatmak istiyordum ancak çok korkuyordum, yalnız kalmak küçükken bile bu kadar korkutmazdı. Hatta hiç korkutmazdı.
"Sana anlatmam gereken bir şeyler var."
"Tamam. Elimi yıkayıp geleceğim."diyip çıktı.
Ona anlatmalıydım. Bu yaşananları içimde daha fazla tutabileceğimi sanmıyordum...
O anda bir mesaj geldi. Ondan idi.
-Eğer bundan sonra, benden birisine bahsedersen, her kime bahsetmişsen onu bulur nefesini keserim. Yuşa'ya fotoğrafı çekenin şakacı bir arkadaşın olduğunu söyle.
Kalbim süratle atarken okudum tüm satırları. Sessizlik içimi ürpermişti. Sanki birisi her an evin bir köşesinden çıkıp beni öldürecekti.
Yuşa'nın geldiğini fark edince telefonu hemem kapatım cebime soktum.
"Ne diyecektin?"
Yalandan dudaklarımda peydahlanan gülümseme eşliğinde,"Fotoğrafımızı çeken bir arkadaşımmış. Salak, bana şaka yapmak istemiş. "
"Ne biçim bir şaka bu? Sen şu arkadaşının numarasını versene, bir de ben yapayım ona güzel bir şaka."
Hafiften sinirlenmeye başladığı bariz bir şekilde ortadaydı.
"Sakin ol. Konuştum ben onunla, özür diledi. Üsteleme, lütfen."
Bıkkınca bir nefes verip,"Peki."dedi. Çocuk heralde beni öptüğüne öpeceğine bin pişman olmuştu...
"Bu gece burada kalacaksın, değil mi?"
"Evet. Sen bana yastık falan ver de şuraya kıvralayım."
Parmağıyla kanepeyi gösterirken o mesajtan sonra bu gece tek başıma nasıl yatabileceğimi düşündüm.
"Benim yanımda yatsan?''
''Ne?''
Evet. Şaşırmakta haklıydı.
"Uzatma işte yanımda yat. Yani lütfen. Yalnız kalmak istemiyorum.'' dedim boynumu büküp. Gelip bana sarıldı. Sonra başımı eliyle kaldırıp,"Dengesizsin."dedi gülerek. Ben de gülmeye çalıştım.
Ondan ayrılıp tuvalete gitmek istedim ama gidemedim. Deli gibi korkuyordum. Ah, salaklık... En son bu hissettiğimi ilkokuldayken hissetmiştim. Ama bu yaşadıklarımdan sonra nasıl normal olabilirdim ki?
Utanarak arkamı dönüp,"Yuşa, tuvalete gideceğim."
Gülüp,"İzin almana gerek yoktu.."
"Hayır... Şey, benimle gelir misin?"
Evet. Dediğim şeyin saçımlığını ancak dedikten sonra idrak edebilmiştim. Yuşa'nın bakışları ne diyor bu salak dermiş gibiydi. Salaklaşmıştım, o beni öptüğünden beri. Eski beni istiyordum...
"Yani kapıda beni bekler misin?"
Küçük bir kahkaha attı. Hem gülünecek hem de acınacak bir haldeydim. Fotoğrafı çeken o pisliği bulup tekme tokat dövmek istiyordum.
"Ciddi misin sen? Çok tatlısın."diyip tekrar gülmeye başladı.
"Hadi, gel benimle. Sıkıştım."