Geciktiğim için üzgünüm ilham perim grevdeydi.
İyi okumalar.
"Yalnızca sekiz dakika var Bay Pax, çıkamaz mıyız ?"
Ne olduğundan emin bile olamadığım dersin bitmesi için dakikaları sayıyordum ki, köşedeki çocuk lafı ağzımdan almıştı.
Yani aslında coğrafya olduğuna yemin edebilirdim ama etrafta gördüğüm sayısal değerler aklımı çeliyordu.
Hangi dersteydik biz ?
Benim için çok yorucu bir gün olmuştu, ve artık eve gitmek istiyordum.
Başımın ağrısını takmıyordum ama stres beni mahvediyordu.
Ağzımdan istemsizce bir kelime kaçırırım korkusu beni yiyip bitirebilirdi.
Alt tarafı sekiz dakika erken çıkmak istemiştik ama Bay Pax izin vermeyecek gibi duruyordu.
"Çok isterdim Royce ama, Bayan Blade'nin okul kuralları konusunda ne düşündüğünü biliyorsun."
Bu kibarca reddediş Royce'un yüzünü asarak kulaklığını yeniden takmasına sebep olurken, ben rahatsızca kıpırdandım.
Evet, evet şu Bayan Blade lafını bugün ilk duyuşum değildi.
Kim olduğunu bilmiyordum, ama sanırım sinir bozucu biriydi.
Sekiz dakika ile ilgili sıkıntıları olmalıydı.
Disiplin âşığı bir kadın olması dışında bildiğim tek şey, otoriter bir yapıya sahip olduğuydu ki bunların hiçbiri ben de en ufak bir tanışma isteği canlandırmıyordu.
Bayan Blade ile hiç karşılaşmamayı dilerken onu aklımda canlandırmak için uğraştım.
Bilirsiniz kalem etekli kadınlar topluluğu falan.
Geçmek bilmeyen sekiz dakika boyunca Peter'in sıraya çizmeye çalıştığı -neredeyse berbat- örümcek çizimine baktım.
Çizecek daha iyi bir şey bulamamış olmasını sorgulamamayı tercih ettiğimden, çizimi izleyerek dakika tutmaya devam ettim.
Tanrım, ne çocuk ama.
Peter bana doğru bakıp işaret diliyle konuştu.
"Telefon numaranı alabilir miyim ?"
Ona doğru baktığım bir iki saniye bile onu germiş olacak ki konuşmaya hemen devam etti.
"Yani sadece iletişim için, bilirsin iletişim."
Gülümsedim.
"Evet alabilirsin, ama iletişim için."
Sessizce gülerken gözlerinin kısılışını izlemekten kendimi alamadım.
<><><><><><><><><><><><><><>
Bahçe duvarının gölgesinde saçma bir şekilde ayakkabı bağcığıyla oynayan Magnus'a doğru kafamı çevirdiğimde derin bir oh çektim.
Eve beraber gidecektik.
Bu normalde hiç olmazdı.
Ama babamın yoğun ısrarları üzerine ilk gün eve 'kardeş kardeş' gelmemiz gerekiyordu.
Bahçe duvarı da buluşma noktamızdı.
Ona doğru yaklaşırken çantamdan lila rengi bir hırka alıp sırtıma geçirdim. Hava neredeyse soğuktu, ama okulun içi yeterince sıcak olduğu için beden derslerinde tişört şort giyiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute Boy | Peter Parker [Tamamlandı]
FanfictionPeter Patavatsız Parker. "İşaret diliyle konuşmak zor değil mi ?"