Meraba nabersiniz, ben iyi değilim lise 2 canıma okuyor..
Hikaye hakkında sormak istediğiniz bir şey olursa buraya sorun.
Maurice'i yansıtmak zor oldu, yine de denedim bir şeyler.
Bu aralar Peter'in pek ortalarda olmadığının farkındayım, sabırlı olun bebeklerim.
Umarım beğenirsiniz iyi okumalar.
❤️
"Abim gelmiş."
Parmak uçlarımın buz kestiğini hissettim.
Tanrım.
Bu gerçekten oluyor olamazdı.
Bir yandan, bugünün geleceğini de bildiğim için derin nefes alıp veriyordum.
Koltuğa geri yaslanırken, elimle gözümü kapattım ve sakinleşmeye çalıştım çünkü tüm vücudum kasılmıştı.
Bay Junner'ın bakışları üzerimizde geziniyordu ve bu kesinlikle rahatsız ediciydi.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Maurice her an burada olabilirdi.
Yüzünü sadece birkaç fotoğraftan biliyordum, sesi ise tamamen muammaydı.
Yedi sekiz yıl önce Rusya'nın batısında bir yere taşındıklarını biliyordum.
Bundan başka elimde ona dair hiçbir şey yoktu.
Onu sadece küçükken birkaç kez Noel'de buraya geldiğinde görmüştüm.
Hâtıralarımda bile silikti.
Sonraki yıllarda annem ve babamın arası iyice bozulduğu için görüşmemeye başlamıştık.
Farklı ülkelerde, farklı dili konuşarak ve okulda farklı marşları söyleyerek büyümüştük.
Onca yıldan sonra onunla yüzleşmek, beni kesinlikle korkutuyordu.
Göz ucuyla Magnus'a baktım.
Gözlerini bana çevirdi.
Belki uykusuzluktan, belki stresten ve belki de aldığı darbeden dolayı kan çanağına dönmüş gözlerine baktım.
Dudaklarını kıpırdatıp bir şeyler söyledi ama ne söylediğini anlamadım.
Odada derin ve bir o kadar da tuhaf bir sessizlik oluştururken dışarıdan gelen seslere kulak verdim.
Kapının dışından gelen ayak sesleriyle birlikte vücudumdaki adrenalinin de arttığını hissettim.
"Tanrım, bana acı." dedi Magnus bıkkınca.
"Bana da Tanrım, bana da acı."
Kapının altından sızan gölge, birkaç ton daha koyulaştı ve ayak sesleri kesildi, sanırım kapı açılacaktı.
Olabildiğince rahat gözükmek için geri yaslandım ve bacak bacak üstüne attım.
Seri bir hareketle kapı açıldıktan sonra, istemsizce oturduğum yerden kalktım.
İlk defa komutanını selamlayan bir asker gibiydim.
Bir an önce Maurice'i görmek ve tüm merakımı gidermek istiyordum.
Bakışlarımı yere eğdim ve önümde duran botlara baktım.
Maurice tam karşımızda duruyordu.
Bunca yıl, Atlas Okyanusu'nun diğer ucunda duran abim, şimdi hemen önümdeydi.
Biliyorum, tuhaf biraz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute Boy | Peter Parker [Tamamlandı]
FanfictionPeter Patavatsız Parker. "İşaret diliyle konuşmak zor değil mi ?"