Multimedia'da Tanıtım Videosu var.
Hiçbir şey durağan değil. Her şey parçalanıp dağılıyor.
-Dövüş Kulübü ,Chuck PalahniukDepodan çıktığım an göz yaşlarımla olan savaşımı sonlandırarak akmalarına izin verdim. Göz yaşlarımın sıcaklığı yanağımı tahriş ediyordu. Depodaki karanlığa alışmış buğulu gözlerim bulutların arkasına saklanmış güneşin etkisiyle yanmaya başladı. Esen soğuk rüzgar irkilmeme sebep olmuştu. Sanki saatlerdir nefessiz kalmışım gibi havadaki bütün oksijeni içime çekmeye çalışıyordum. Silahın ağırlığını hala sağ elimde hissedebiliyordum. Ellerimi bedenime daha sıkı sararak adımlarımı hızlandırdım. Nereye gittiğimi bilmiyordum tek amacım buradan oldukça uzağa kaçmaktı. Depoda olanları düşünmemeye çalışıyordum. Siyah topuklu çizmelerimin ucuna bakarak koşar adımlarla yürüyordum. Gözlerimi her kapatığımda kanlar içindeki beden gözlerimin önününe gelerek beni yeni bir şoka sürüklüyordu. Gözlerimi yakan güneş ışınlarına rağmen gözlerimi kırpmamak için dudaklarımı dişliyordum. Ruhumun feryatlarına karşı her şey iyi olacak diye mırıldanıyordum. Bu depoda olan her şey geride kalacaktı. Kanları elime bulaşmış beden geride kalacaktı. Savaş geride kalacaktı.
Ağzıma gelen metalik tatla dudaklarımı dişlerimin arasından kurtardım. Sol elimi kaldırarak dudaklarıma götürdüm. Bu kanamayı durdurmak için değildi. Ağzımın içindeki hıçkırıkları ve çığlıkları tutmak içindi. Attığım sarsak adımlar yüzünden ayağımı burkarak dizlerimin üstüne yere düştüm. Bu sefer ağzımdan kaçan hıçkırığa mani olamadım. Yerden kalkacak güçüm yoktu. göz yaşlarım yerdeki asfaltı ıslatırken hıçkırıklarım boş yolun sessizliğine karışıyordu. " Allah kahretsin!" diye bağırdım. Savaş'a güvenecek kadar saf olduğum için lanet olsun. Gözümün önüne gelen kanlı bedeninin ardındaki siyah gözler dahada şiddetli ağlamama neden oluyordu.
Beynimin içinde patlayan silah sesleri ve hıçkırıklarım dışında gelen korna sesiyle kafamı yerden kaldırıp sol tarafıma baktım. Gözlerim hızla büyürken göz yaşlarımı kurutan rüzgara aldırmadan karşıdan üzerime gelen arabaya bakıyordum. Yerden kalkacak gücü kendimde bulamazken hızla üzerime gelen arabaya bakıyordum öylece. Gözlerimi sıkıca birbirine bastırdım. Yine aynı şeyi yapıyordum. Görmeyince geçecekmiş zannediyorum. Böyle biteceğini zannetmiyordum ama karşı koyacak gücüm yoktu zaten. Ayağa kalkıp yaşayacak takatim kalmamıştı. Bütün enerjim karanlıklar içindeki bir adam tarafından çekilmişti. Siyah gözler tekrardan beynimi işgal edince kafamı iki yana salladım. Son düşündüğüm şeyin bir katilin gözleri olmamalı.
Asfalta sürtünen tekerleklerin sesiyle gözlerimi dahada sıkı kapattım.
" Kızım manyak mısın sen? Neden yolun ortasında oturuyorsun." Gelen erkek sesiyle gözlerimi yavaşça açtım. Ürkekçe başımı kaldırınca bir adamın arabasını sürücü kapısını açarak bana bağırdığını gördüm. Araba tam önümde durmuştu. Olayın şokuyla tekrardan ağlamaya başladığımda adam arabasının kapısını kapatıp bana doğru gelmeye başladı. Yanımda durduğunda yavaşça dizlerini büküp yüzüme baktı.
" İyi misin?" diye sordu adam ellerini omuzlarıma koyarak. Sanırım onun yüzünden bu halde olduğumu zannediyordu. Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. İyi olmak şuan ki ruh halimin yanından bile geçmiyordu.
" Neyin var ? Bak eğer hastaneye gitmek istersen seni hastaneye bırakabilirim. " dedi adam yumuşak bir şekilde. Hıçkırıklarım iç çekişlere dönüşürken yavaşça kafamı salladım. Şuan tek istediğim buradan gitmekti. Adama tutunarak ayağa kalkıp bileğimdeki acıya rağmen iki adım önümde olan gri arabaya doğru yürüdüm. Adam beni temkinli bir şekilde arabaya yerleştirdikten sonra sürücü koltuğuna bindi. Arabayı çalıştırıp gaza bastı. Adamın sürekli dikiz aynasından bana baktığının farkındayım ve aynı zamanda aklında ki soru işaretlerininde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİL
Roman pour Adolescents"Bana ölmeyi öğret bu gece adam. İlmiği boynuma değilde ruhuma geçireyim, bitsin bu ızdarap dolu yalnızlık." İçimde ruhum çığlık çığlığa yalvarırken dudaklarımdan dökülen acı dolu bir fısıltı oldu. Namluyu anlımdan çekerek kendi şakağına dayadı bu...