Altemur 'un resmini üst kısımda bulabilirsiniz.☝️☝️☝️
Çok oy+ Çok yorum = Yeni bölüm
***************
"Çok yorulmuşum ya!"
"Bende. Uzun zaman oynamayınca hamlamışım."
"Ben duş alıcam." Dedim ve merdivenleri tırmanmaya başladım. Üzerimde ise basket oynarken giydiklerim duruyordu. Bazı pazar günleri olduğu gibi bugün de basket oynamaya gitmiştik. Ben tek gitmek istesemde Elis ısrar etmiş ve benimle gelmişti. Dün yaptıklarının hesabını ise eve geldiğimde sormuştum ama o her zaman ki gibi kendini affettirmişti. Bu kızda şeytan tüyü dedikleri şeyden vardı sanırım. Merdivenler bitti ve yatak odama girdim. İçerisinde bulunan banyonun kapısına doğru ilerledim.Duş işi bitmiş ve biz de kahvaltımızı ediyorduk. Sabahtan beri açtık ve o halde bir de basket oynamıştık. Mutfak masasında kahvaltımızı ederken Elis konuyu değiştirdi.
" Şu dün kaza yapan Erim 'in arkadaşına geçmiş olsuna gidelim bence." Dedi ağzı dolu bir şekilde. Bir yandan ağzını dolduruyor bir yandan da konuşuyordu.
"İyi olur. Hem Erim' i de görmüş oluruz. Dün kötüydü." Dedim önümdeki çaydan bir yudum alarak.
"Bana başka birini görmeye gidiyormuşsun gibi geldi ama neyse. " Dedi muzip bir ses tonuyla. Bir yandan da ağzındaki zeytinin çekirdeğini çıkarmaya çalışıyordu.
"Sen bu aralar çok konuşmaya başladın!" Dedim ve masada ne varsa hepsini çatalla tek tek Elis 'in ağzına tıkıştırmaya başladım. Zeytin, peynir, domates derken Elis' in ağzı iyice dolmuş ve konuşamaz duruma gelmişti. Bir şeyler söylemeye çalışıyor ama ağzı dolu olduğu için anlaşılmıyordu.
" Şimdi oldu ." Dedim az önce yaptığım tabloya gururla bakarak.Elis öksürmeye başladı ve çayından bir yudum aldı. Sonunda ağzına tıktıklarımı bitirmiş olacak ki derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Tamam sustum." Dedi ellerini havaya kaldırarak. Bu hareketine gülümsemekle yetindim.******
Ellerim küçük ama şirin olan evin kapısının ziline gitti. Yanımda ise vazgeçilmezim olan Elis vardı. 2 katlı mütevazi bir evdi burası. O kocaman şirketin ortağına göre küçük bir yerdi. Demek ki adam böyle seviyordu. Evin küçük de bir bahçesi vardı. Elis 'in sesiyle ona doğru baktım."Şuna bak!" Diyor bir yandan da gösterdiği yere hayran dolu bakışlar atıyordu. O yöne baktığımda park edilmiş bir motor gördüm. Siyah, büyük bir motosikletti bu. Üzerinde ise motorla uyumlu olan siyah kask bulunuyordu. Motorlar Elis' in vazgeçilmeziydi. Kullanmayı çok istedi ama bizim ısrarımız ve korkumuz nedeniyle vazgeçmişti. O günden beri bu tutkusu devam ediyordu.
Biz zile bastıktan sonra beklerken bir ses duyuldu ve kapı açıldı. Kapının ardında ise hiç tanımadığımız bir yüz bizi karşıladı. Karşımızdaki kız bizden biraz daha küçük gözüküyordu. Yirmili yaşlarında, vücudunun belli yerlerinde çeşitli dövmeler bulunan birisiydi. Saçları ise bu ürkütücü görüntüsünü arttıracak şekilde mavi renkteydi ve tepeden sıkı bir at kuyruğu şeklinde bağlanmıştı. Bacaklarını saran siyah dar pantolonu ne kadar zayıf olduğunu gösteriyordu. Bu kız hiç yemek yemiyor muydu? Üzerinde ise göbeğini açık bırakan, yarım bir kazak vardı. Bu soğuğa rağmen fazla cesurcaydı. Kaşında ise bir piercing vardı.
Bizi görünce şaşırdı. Belli ki bizim onu ilk defa gördüğümüz gibi o da bizi ilk defa görüyordu.
"Ne istiyorsunuz? " Dedi keskin bir sesle. Bu tepkiye şaşırsak da sonradan kendimizi düzelttik ve Elis cevap verdi.
"Biz geçmiş olsuna gelmiştik." Dedi. Kız gözlerini devirmişti. Konuşmak için ağzımı açtığım sırada duyduğum sesle geri kapattım.
" Laden, kim gelmiş?" Bu ses ona aitti. Kendisiyle beraber deniz kokusunu da getirmişti. O gelir gelmez burnuma dolan koku sonucu erdiğim huzura engel olamadım.
"Gelsenize." Dedi Miraç. İsminin Laden olduğunu öğrendiğim kız istemeyerek de olsa kenara çekildi ve biz de içeriye girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen FictionTüm geçmişini kendi elleriyle mahveden bir kız... Anne ve babası onun aptallığı yüzünden ölmüştü. Daha doğrusu o öyle olduğunu düşünüyordu. En büyük darbeyi ise kendi kanından olan birisinden yiyecekti. Armina babasından kalma mücevher şirketinin sa...