-14. Bölüm - Sarkaç

265 58 46
                                    

Gördüklerimin sadece bir yanılsama olmasını diliyordum. Bazen konuşmak istersin ama konuşamaz, tutuklu kalırsın. Boş bakışlarla...

Ruhum kıvranıyordu fakat benim elimden hiçbir şey gelmiyordu. İstemediğim geçmişimin her defasında karşıma çıkıyor oluşu benden dayanılması güç bir acı oluşturuyordu.

Ben ise bu acıyla yıkanıyor, onun bedenimi terk etmesini bekliyordum. Ama bu olmayacaktı... Ben istesem bile kader bir şekilde önüme seriyordu. Günlerce ağladığım zamanlar... Peki ya haykırışlarım, çaresizliğim?

Ağladığım geceler benimle beraber korkan, bana ellerini uzatan çocukluğuma ' Geçti...' diyemedim çünkü geçmemişti. Onun ellerini tutup, gözyaşlarını silemedim. Tıpkı kendi gözyaşlarımı silemediğim gibi...

Elimden tutulduğunda dâhi ben o elleri itmiştim. Bu nedenle o günleri yaşamamın bir diğer sebebi de bendim. O eller benim için çabalamış, bataklığımda benim ile beraber savaş vermişti. Her şeyi anladığım gün ise belki de çok geç kalınmış olabilirdi. Üzüntüler yalnızlıkta fazla büyür, canavarlaşırdı.

Ben ise yalnız değildim ve kısa sürede bu üzüntümün yerini intikam, kin almıştı. Ela harelerim ise nefretle harmanlanmıştı. Bu nefretse herkesi yakacak türdendi.

Karşımdaki dövme beni korkutmaktam ziyade daha çok intikam hırsı ile dolup taşmama sebep oluyordu. Aldığım intikamım bedenime, ruhuma yetmiyordu. Yettiğini zannetmiştim ama yıllar sonra, bugün bu dövmeyi tekrar gördüğümde içimdeki nefret tekrar kendini hissettiriyordu.

Belki o gün küçüktüm ve sadece elimden geleni yapabilmiştim ama peki ya bugün?.. Artık çok daha güçlüydüm. Ruhen ve fizikten kendimi tam hissediyordum.

Korktuğum tek bir şey vardı. O da bu dövmeyi gördüğümde Laden ile ilgili değişen düşüncelerimdi. Olamazdı değil mi?

"Armina beni dürter misin?"
Elis 'in sesiyle aklımdaki azap verici düşüncelerime bir son verdim.
" Ben doğru mu görüyorum?" Dedi Elis gözlerini anlamak ister gibi kırpıştırarak. Gözleri ise arkası dönük bir şekilde patates kızartmaları ile ilgilenen Laden' de idi.

Laden kafasını hafifçe çevirip bize küçümseyici bir bakış attıktan sonra önüne döndü.
" Şaşılacak bir şey olduğunu düşünmüyorum."

Ardından elindeki tabağı donatılmış olan masaya bıraktı. Elis ise hiç durmadan kendine bir sandalye çekip çoktan oturmuştu. Ben ise hâlâ ayakta dikilmiş vaziyette duruyordum. Laden de Elis gibi kendine bir sandalye çekip oturdu. Ardından konuşmaya başladı.

" Boş gözlerle bakmayı bırakıp oturmayı denesen?"
Oturmak için hareketleneceğim sırada çalan kapı zili beni durdurdu. Elis şaşkın bir şekilde Laden 'e bakarken o umursamadan konuşmaya başladı.

" Abimler gelmiştir. Kahvaltıya çağırdım."

Bunu bize söylemediğini yeni fark ediyordum. Ayakta olan tek ben olduğum için arkamı döndüm ve mutfaktan çıktım. Sağ tarafıma yöneldim ve bedenim kapının ardında durdu. Elimi kapı kulpuna götürdüm ve indirdim.
Gördüğüm yüz ile huzurum artıyordu.

İnsan tebessümle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtı aslında. Bu adam ise bulunduğum yönün tebessüm olmasını sağlıyordu. Onu görünce bu tebessümün bana az geldiğini hissediyordum. Onunla beraber kalbimde gülümsüyordu .

Erim beni yok sayarak bir kenara itti ve içeriye girdi. Ben ise afallamıştım.
" Bu güzel koku da ne?" Çoktan salona varmıştı ve sesi kapıya kadar geliyordu. Ben onun bu davranışına gözlerimi devirdim ve Erim ' in açtığı boşluktan yararlanan Altemur ile Miraç da içeriye geçti.

SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin