Selaamm. Ben geldim. 😊 Sır okuyucuları, size kitabıma tanıtım videosu hazırladım. Video instagram hesabımda mevcut. Bakmak isteyenler için bölüm sonunda instagram adresim yazılı.Keyifli okumalar. 💙
Aldığım her nefes soluk boruma tıkanıyor ve göğsümü parçalıyordu. Hayat oyunlarıyla beni kendi dansına eşlik etmeye zorluyordu. Ben ise bu dansta pek başarılı sayılmazdım. Tökezler, düşerdim. Boynuma geçirilen hayali ip izlerini belli ediyor, her defasında altımdaki tabure birileri tarafından itiliyordu. Ben havada asılı kalırken kimse elini uzatmıyordu. Sessizlik ortamı delip geçerken korku irislerimize hakimdi . Beynim bana acil sinyaller verirken arabanın içindeki tek ses alıp verdiğimiz nefeslerdi.
İkimizden de gözleri aynı noktaya kilitlenmiş gibi bakıyordu. Tuttuğumuz nefeslerimiz ise bize eşlik ediyordu. Bu gergin ortam sinirlerimi yıpratıyordu. Sessizlik ortama bir bıçak gibi saplanmıştı.
Gözlerim önümdeki adamlardaydı. Karşımızdaki araca göz ucuyla baktığımda açık olan kapıdan kolu sarılı biri gözlerime ilişti. Bu benim vurduğum adamdı. İçeride sarılı kolunun acısıyla beraber kıvranıyordu. Diğer 3 adam ise gözlerini dahi kırpmadan bize bakıyorlardı."Bence artık yolun sonundasınız." Dedi içlerinden birisi bize doğru bağırarak. Kafamı Miraç 'a doğru çevirdiğimde gözlerimiz kesişmişti. Ne yapması gerektiğini bilmiyor gibi bakıyordu. Ben de onun gibiydim.
Kesişen gözlerimiz birbirinden ayrıldı ve tekrar karşıya bakmaya başladı." İnin! " Dedi arabanın karşımızdaki adam. Diğerleri de ona uyuyor ve hedeflerini bir saniye olsun ayırmıyorlardı. Gözlerini ise kırpmadan bize bakıyorlardı.
" Eğer o arabadan çıkmazsanız biz zorla çıkarmasını biliriz!" Bu laftan sonra Miraç 'ın koyulaşan mavilerine şahit oldum. İki tercih hakkımız vardı. Karşımdakilere bakarak
"Ya usulca dediklerini yapacağız ya da savaşacağız." Dedim sesimden kararsızlığım belli olurken. Bu lafım ile onun gözleri beni buldu ve dudak kenarları kıvrıldı." Tercih zor değil gibi sanki." Alay dolu bir sesle. Ne demek istediğini anlamıştım. Haklıydı, tercih zor gözükmüyordu. Biraz sonra olacakları düşünerek zevkle sırıtmaya başladım. Karşımızdakilerin sabırsız gözleri üzerimizde dolanıyordu.
"İnelim o zaman." Dedim göz kırparak. Elim ise kapının kulpuna gitti. O da benim gibi kulpa yeltendi ve her iki taraftan da kapılarımızın açılma sesi yükseldi. Açılan kapılarımızla beraber son bir kez birbirimize baktık ve önüme döndüm. Ayağımı arabadan dışarıya çıkardım ve toprak zeminle buluşturdum. Yapraklar altımda hışırdıyor ve eziliyordu. Karşımızdakiler inmeye yeltendiğimizi görünce ellerindekileri daha sıkı tutmaya başladılar ve dikkatlerini arttırdılar.
"Güzel, şimdi silahı bize doğru atın! " Miraç çıkmak için dışarıya yönlendirmiş olduğu kafasını tekrar arabaya soktu ve koltukta bulunan silahı alıp onlara doğru fırlattı. İçlerinden bir tanesi havada yakalamayı başarabilmişti.
" Şimdi yavaşça bize doğru gelin! "
İkimiz de hareketlendik ve yavaş biçimde adımlamaya başladık. Normalde olsa bizim gelmemizi beklemek yerine kendilerinin zorla götürmesi gerekirdi ama bunu yapmıyorlardı. Onu yapmak yerine daha temkinli ve dikkatli davranıyorlardı. Sanırım bizden korkuyorlardu ve bu iyi bir şeydi. Korku hata yaptırırdı.Adımlarımız karşımızdakilerin önünde durdu. Biz onlara onlar bize bakıyordu. Karşı karşıdaydık. Şimdi tam zamanıydı. Son kez Miraç ile bakıştık ve kafasını sallaması ile atağa geçtim. Aynı anda önümüzdekilerin koluna tekme attık ve ellerindeki silahı toprak zeminle buluşturmayı başardık. Metalin çarpma sesi göğe karışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Teen FictionTüm geçmişini kendi elleriyle mahveden bir kız... Anne ve babası onun aptallığı yüzünden ölmüştü. Daha doğrusu o öyle olduğunu düşünüyordu. En büyük darbeyi ise kendi kanından olan birisinden yiyecekti. Armina babasından kalma mücevher şirketinin sa...