Bilinmeyen numara: Selam bebek ben kelebek uçup kalbine girecek :))
Bilinmeyen numara: Bi hayırlı olsununu alırım
Afra: nE?
Afra: Gece gece ne içtin kardeş ne bu özgüven ?
13.06.2019 tarihinde yayımlanmaya başlandı.🍃
19.08.2020 tarihinde tamamlan...
Bol bol yorum yapıp ve vote verirseniz seviniriim :)
**************************
Basketbol sahasına adım attığımızda ilk dikkatimi çeken şey 3 kızın Taha'yı yiyecek gibi bakmalarıydı. Rahatsız olmadım değildi. Bide suratıma baka baka kahkaha atmaları yok mu tut saçlarından tokuştur kafalarını o derece. "Taha bu basketbol sahasını beğenmedim ben başka sahaya mı gitsek?" Taha etrafta gözlerini gezdirdikten sonra gülerek "Neresini beğenmedin Afra alt tarafı basketbol sahası"? diye sordu. "Fazla kalabalık bence." "Hayır değil, hem diğer pota dolu sadece bizde bu potada oynayacağız zaten."
Taha topu sektirmeye başladığında hala kızlara bakıyordum tabii onlarda Taha'ya. Arya burada olsaydı kafalarında saç kalmazdı hiçbirinin de neyse.
Topu potaya attıktan sonra bana 'hadisene kızım oturmaya mı geldik' bakışı atıp topu işaret etti. Topu yerden alıp bir kaç kere sektirdikten sonra potaya attım sonuç başarısız. Taha bana gülüp "Boyun kısa ondandır." deyince arkada ki 3 aptal kız gülmeye başladı. Onlara kafamı çevirdiğimde susup önlerine döndüler. Topu tekrar sektirip attığımda bu sefer başarmıştım. O anın siniriyle Taha'ya kapak işareti yaptığımda gülmeye başladı. Topu elimden aldığında o zaman yakala diyerek koşmaya başladı. Topu yakalayamadan potaya gönderdiğinde şokla ona bakıyordum. Topu bana attığında sektirip potaya atacakken önüme geçmesiyle ona tip tip bakmaya başladım. "Çekilsene be çocuk potanın görüşünü kapatıyorsun." gülüp omuz silktiğinde topu potaya atmak için zıpladım. Top potanın ucundan bile geçmedi tabii. Taha gülmeye başladığında iyice sinirlenmiştim. Topu elime alıp potaya atmaya başladım. En sonunda başarıp kafamı Taha'ya çevirdiğimde kızların Taha'ya top attıklarını gördüm ve Taha'nın topu kızlara vermesini unutmayalım. O sıra Taha bana döndüğünde gülerek "Neden öyle bakıyorsun." diye sordu. Tek kaşımı havaya kaldırıp "Nasıl bakıyor muşum?" "Şeytan şeytan." "Bakarım arada öyle." deyip topu sertçe ona fırlattım. O sıra kızlardan duyduğum sesle Taha'ya dönüp "Bunlar sana mı diyorlar?" "Hayır ne alaka." topu potaya atmaya çalışırken "Diyemezler zaten." dediğimde Taha gülmeye başladı.
Deli gibi basketbol oynadığımız sırada kafamı çevirdiğimde basketbol oynayan iki çocuk gördüğümde aklıma gelen sinsice planla sırıttım. Taha'yla karşı karşıya geldiğimizde kafamı yana çevirip çocukları izlemeye başladım. Pek ilgiyle bakmasam da dışarıdan gören biri çocukları kestiğimi zannedebilirdi yani o derece. "Top orada değil burada, buraya mı baksan artık?" diye bir ses duyduğumda Taha'ya dönüp kaşlarını çatmış suratına baktım. Omuz silkip oyuna devam edercesine topu Taha'nın elinden alıp potaya doğru attım. Tabi kide isabet bir atış yapamadım. Taha bu sefer kahkaha attığında "Ben yoruldum biraz dinlenelim mi?" deyip yere oturdum. Taha hala basket atmaya devam ederken kızlar sahadan çıktılar. Onların gitmesiyle rahat bir nefes alıp ayağa kalktığımda. Taha topu benden tarafa atmıştı. Yalnız basket oynarken fazla yakışıklıydı da neyse. Topu kaptığım gibi koşarak Taha'nın olduğu bölgeden kaçmaya çalıştım. Bana yetişip topu kendi kontrolü altına aldığın da fazla yakındık. "Fazla dikkatsizsin." dediğinde "Neden sürekli benimle dalga geçiyorsun?" diye sordum. Ama biz fazla yakındık fazla. Kalbim raydan çıkmış tren gibi hızlıyken ne yapacağımı bilemiyordum. "Çünkü sen gıcık etmek hoşuma gidiyor." deyip gülümsediğinde kalbimden bir kelebek kanatlandı sanki. Topu hızlıca sektirip potaya yolladığında hala kendime gelememiştim. Peşinden koşmaya başladığımda ters bir hareket yaptığında kendimi yerde bulamam bir oldu. Gülmeye başladığında dayanamayıp bende güldüm. Baya komik düşmüştüm çünkü. Yanıma gelip elini uzattığında o anın heyecanıyla ayağımı uzatıyordum. Son dakika kendime gelip elimi uzattığımda beni kaldırdı.
Saat 5'e doğru gelirken Taha "Artık gitsek mi?" diye sordu. Evet gitmemiz iyi olurdu çünkü Arya'yı bize çağıracaktım. Kafamı salladığımda basketbol sahasından çıkıp arabaya bindik. Evin önüne geldiğimizde Taha'ya dönüp "Bu gün çok güzel bir gündü teşekkür ederim." " O zaman sürekli tekrarlayalım, hem boyun uzar." dediğinde hafifçe koluna vurup "Gıcıksın." dedim. "Sende fazla güzelsin." dediğinde nefes almayı unuttum. Gülümseyip hızlıca arabadan indiğimde arkamdan güldüğünü duymuştum. Hızlıca apartmana girip eve çıktığımda anneme "Anne Arya bize kalmaya gelecek." kafasını mutfaktan uzatıp "Beraber değil miydiniz neden gelmedi." kırdığım potu nasıl düzelteceğimi düşünürken aklıma ilk gelen bahaneyi sundum. "Banyoya girmesi gerekti. 4 saatten beri basketteyiz. Bende duş alıcam şimdi." deyip odaya çıktım. Günün güzelliğiyle kendimi yatağa bıraktım. Ardından ayıcığı elime alıp o günüde düşündüm ve bir kez daha içimden 'Lütfen anonim Taha olsun, lütfen.' dedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selaaamm upuzun bir bölümle karşınızdayıım. Bence bölüm çok hoş oldu. Arada böyle bölümler yazacağım. Hatta diğer bölümde bu tarzda olabilir.
Bu bölümü kitabın başından beri yazmayı hep istiyordum çünkü bu bölüm benim kendi hayatımdan bir alıntı. Yarı üzgün yarı mutlu bir şekilde yazdım bu bölümü çünkü nedenini bilmediğim bir şekilde aramızı açan kişiyle bu güzel bölümün bir bölümünü yaşadım. Yarı kurgu yarı gerçek bir bölüm oldu ama mutluyum güzel oldu :)
Sizce bölüm nasıldı? Lütfen fikirlerinizi belirtmeden geçmeyin.
Bu arada 1K olmuşuz canlarım. Size çok teşekkür ederim beni yarı yolda bırakmadığınız için :)
Bol bol yorum yapmayı ve vote vermeyi lütfen unutmayıın.
