Saudade - Soğumuş Tenin
Finale son 1 bölüm...
**********************************************
Hastanenin o lanet kokusuyla saatlerdir iç içeydim ağlamaktan şişmiş gözlerim ve kurumuş dudaklarımla ameliyat kapısının önünde dizlerimi kendime doğru çekmiş oturuyordum. Hayatla resmen bağım kopmuş gibiydi. Ruhum sanki bambaşka diyarlarda bedenim ise boşlukta süzülüyordu. Kaç saattir bu haldeydim, kaç saattir ağlıyordum bilmiyordum. Tek hissettiğim şey onu kaybetme korkusuydu. Benliğimi saran bu düşünce beni dış ortamdan koparmıştı.
Yaşamasını öyle çok istiyordum ki hatta beni sevmemesine bile razıydım ama ölebilecek olma ihtimali tüm bedenimi kasıp kavuruyordu. Onun nefes almadığı bir hayat nasıl olabilirdi tahmin bile edemiyordum. Nefesini saçlarımda hissedememek, gülünce kısılan gözlerini görememek, kalp atışlarını dinleyememek nasıl bir şey olurdu bilmek istemiyordum. Onun, o buz gibi toprağa karışmasını istemiyordum.
Pişmanlık kalbimi yakıp geçiyordu. İstanbul'a dönmek istemesem başına böyle bir şey gelmeyecekti. Her şeyin benim yüzümden olduğunu bilmek kendimi öldürmek istememe yetiyordu. Karşımda ağlayan ailesini görmek buradan kaçıp gitme isteğimi doğuruyordu. Ama onu bir daha bırakamazdım. Bir daha benim yüzümden başına bir şey gelmesine izin veremezdim.
Yanımda oturan Arya'nın varlığından bile bir haberdim. Saatlerdir tek kelime bile etmemiştim öylece boşluğa bakıp ağlıyordum. Nefes bile almak istemiyordum, her nefesim ciğerlerime batıyordu. O, orada hayatta kalmaya çalışırken ben burada rahatça nefes almayı hak etmiyordum. Keşke tüm nefeslerimi ona verebilsem, keşke.
Arya'nın aniden ayağa fırlayıp 'Senin ne işin var burada?' demesiyle ilk defa hareket ederek kafamı sağa çevirdim. Gelen Yosun'du ama onu umursamayacak kadar bitik haldeydim. Tekrar kafamı önüme çevirdiğimde ortamı Taha'nın annesi sakinleştirmeye çalışıyordu. Arya en son pes ederek yeniden yanıma geldi oturdu.
"O, iyi olacak Afra. Taha savaşçıdır asla kaybetmeyi göze almaz. O seni bırakmaz." derken sesi titriyordu. Söylediği sözleri yüreğimi yakıp geçerken hıçkırarak ağlamaya başladım. Arya halimi görünce beni kendine çekip göğsüne iyice bastırdı. Ben hıçkırarak o ise sessizce ağlıyordu.
Ameliyathanenin kapısı açıldığı gibi herkes ayağa fırladı. Yerden destek alarak zar zor ayağa kalktığımda Arya kolumdan tutarak destek verdi. Beraber doktorun yanına gittiğimizde ise doktor hepimize tek tek baktı. Suratında tek bir mimik bile yoktu. Bedenim korkudan titremeye başlamıştı. Dudaklarına odaklanmıştım ve ağzından her şeyi karartacak o söz çıkmaması için dua ediyordum. Dudaklarını hareket ettirdiğinde ise bedenim kaskatı kesilmişti.
"Çok üzgünüm, hastayı kaybettik. Başınız sağ olsun."
Hayatımı karartan o iki sözden sonra Gülseren ablanın çığlığı duyduğum en son şey oldu. Sonrası mı?
Sonrası artık benim hayatım için önemli değil...
**************************
Üzgünüm...
Yazarken cidden çok zorlandım hala ellerim falan titriyor. Biliyorum bana çok kızacaksınız ama ben bu hikayeye başladığım ilk an mutlu bir son yazmak istemiyordum. Aslında bu bölümde final olması gerekirdi ama sizin için bir bölüm daha yazacağım. Bu sefer Yosun ve Afra arasında geçecek olan bir bölüm olacak. Şimdiden çok üzgünüm. Şuan doğru düzgün bir yazı bile yazamıyorum. Bölümü biraz daha uzun tutmak istedim ama dediğim gibi bu aralar fazla yoğunum. ilk boş anımda atacağım demiştim ve buldum. Fırsatı kaçırmadan da sizin için yazdım.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya bırakın.
Sizleri seviyorum, kendinize dikkat edin. Diğer bölümde görüşürüz 💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim: Basketbol
Teen FictionBilinmeyen numara: Selam bebek ben kelebek uçup kalbine girecek :)) Bilinmeyen numara: Bi hayırlı olsununu alırım Afra: nE? Afra: Gece gece ne içtin kardeş ne bu özgüven ? 13.06.2019 tarihinde yayımlanmaya başlandı.🍃 19.08.2020 tarihinde tamamlan...