Eve girdiğimde, annemin telefonla konuştuğunu fark etmiştim fakat pek umursamadım. Odama doğru ilerlerken, artan kahkaha sesleriyle dikkatim dağılmıştı. Odama girip çantamı bıraktıktan sonra, annemin olduğu odaya doğru ilerledim.
Önünde duran sehpanın üzerinde ki şarap şişesi ve kadehe kaydı gözlerim. O kadar mutlu gözüküyordu ki, bir an sanki benden daha çok ihtiyacı varmış gibi hissettim.
Beni fark ettiğinde, telefonu hızla kapattı ve yüzünde bir gülümseme ile bana baktı. O gülümsenin sahte geliyor olması, benim canımı o kadar yakıyordu ki.
"Hoşgeldin," dedi sakince. Sanki az önce kahkahalarla gülen o değilmiş gibiydi.
"Yemek yiyip, odamda duracağım." dedim oldukça düz bir şekilde, yüzüme baktı bir süre.
"Bir sorun mu var?" diye seslendi bana, mutfağa girdiğimde.
"Anlatsam, anlayacak mısın anne?" diye sordum kafamı çevirip.
"Ne zaman anlamadım?" dediğinde, güldüm kendi kendime.
"Ne zaman anladın ki?" dedim sessizce. Ona döndüğümde, zar zor ayağa kalkmış, dimdik durmaya çalışıyordu.
"Hadi söyle, ne oldu?" dedi omuzlarıma dokunduğunda, o zaman sadece şarap içmediğini fark ettim, sanki tüm içkileri karışıp içmiş gibi geliyordu.
"Yarın unutmuş olacaksın, tüm bunların hiçbir anlamı kalmayacak anne. Lütfen zorlama, bırak böyle kalsın." dedim umutsuz bir şekilde.
"Unutmayacağım," dediğinde saatlerce gülmek istedim.
"Anne, sen beni hiçbir zaman hatırlayamadın. Bırak şimdi unut, önemi kalmadı tüm bunların." dedim, boş bir bardağa bakarken. Elimde ki bardağı çekip, duvara fırlatışından sonra, dağılan parçalara baktım.
"Ben dışarı çıkacağım," dedi ve eğilip yanağımdan öptü.
Gözlerim dolu dolu ona baktım, her günü bu şekilde geçirmekten yorulmuştum.
Canımı yaktıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi davranışından.
Ölüyor gibi olmamı görmemesinden.
Haftanın en az üç gününü böyle geçiriyor olmaktan, benim ne halde olduğumu umursamamasından o kadar bıkmıştım ki.
Gece dışarı çıksam, fark etmeyecekti.
Ne yaparsam yapayım, hiçbir şeyden haberi olmayacaktı.
Ve başıma bir şey gelse, yine ben suçlu olacaktım.
*Nasıl da gördüm kendimi sen de İz, nasıl da çaresiziz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biz, sizin sevmedikleriniz|texting
Short Story→tamamlandı Unutmayın, bizler sizin en sevmedikleriniz. Nedensiz yere kötü bildikleriniz.