Eve geldiğimde fazla geç olmamıştı, fazlasıyla kötü hissediyordum. Nedenini bilmediğim bir şekilde, Hazar'ın bana itiraf ettiği şeyin büyüklüğü altında eziliyordum.
Evi gezdiğimde, annemin evde olmadığını fark etmiştim. Genelde olmazdı fakat bugün evde olmasını ummuştum.
Yedinci gündü bugün, tam yedi gündür akşam eve geç geliyordu. İçtiği için.
Odama geçip, biraz şarkı dinlemeye karar vermiştim. Listeden rastgele şarkı seçe seçe ilerliyordum, hep aynı sıradan bıkmıştım.
Kulaklığımın bile sesini aşamadığı bir ses duyduğumda, hızla kulaklığı çıkardım. Birkaç iç çekiş sesi duyduğumda, annemin eve geldiğini anlamıştım.
Hızlıca telefonu bırakıp, kendimi koridora attığımda, annemin odasının ışığı ve kapısı açıktı. Odanın yanına doğru yaklaştığımda, annemi yatağının kenarında ağlarken görmüştüm. Usulca yanına yaklaştım. Kendi kendine mırıldanıyordu.
"Beni neden sevmedi ki?" diyor ve sallanıyordu.
"Anneciğim, hadi gel yatırayım seni." dedim ve koluna dokundum. Yüzünü buruşturdu.
"Beni neden sevmedi ki?" dedi tekrardan.
"Biliyorsun anne, babam seni seviyor." dedim ve tekrardan ona uzanmaya çalıştım.
"Ben babandan bahsetmiyorum ki." dedi bana dönüp. Burnum sızladı, doğru, annem babamı istemiyordu ki.
Elinde ki içki şişesini tekrardan dudaklarına götürmeye çalıştığında, elini tutmak istedim fakat elimi ittirdi.
"Lütfen bırak şişeyi, ona ihtiyacın yok. Ben varım yanında, bana tutunabilirsin." dediğimde, tekrardan yüzünü buruşturdu.
"Tek ihtiyacım olan bu." dedi ve şişeyi kaldırdı. Sonrasında güldü.
"Lütfen böyle yapma anne, o şişe seni daha iyi yapmayacak." dediğimde, yüzüme bakıp güldü.
"Sen mi beni daha iyi yapacaksın?" diye sordu. Kafamı öne doğru eğdim, belki yapamazdım ama denerdim anne.
"Elinde ki şişeyi bırakır mısın?" diye sordum kafamı kaldırıp, bana inat yaparmış gibi bir yudum daha aldı şişeden.
"Biliyor musun, istediğin kadar iç. Bir şişe kadar değerim yok senin gözünde." dedim ve ayağa kalktım.
"Babandan farkın yok. Canınızı yaktığımda direkt laf söylüyorsunuz." dediğinde, duraksadım.
"O adamdan farkın yok, sizi seveni hiçe saymakta üstünüze yok." dedim ve kapıya doğru ilerledim.
"Defol git evimden." dedi.
Duydum, gerçekten söyledi bunu. Annem, bunu söyledi bana. Hemen sonra, sesi yükseldi.
"Git eşyalarını topla, kime gideceksen git. Babana gidersin artık." dedi ve güldü.
Acıyla gülümsedim, ona döndüm.
"Babama gidemem, siz onu içeri tıktığınızdan beri." dedim ve yüzünü izledim.
"Ben bir şey yapmadım. Senin en iyi şekilde büyümen için elimden geleni yaptım." dedi ve elini burnuna götürüp sildi.
"O adamla benim için birlikte değildin. Beni tek başıma uyumaya zorladığında, en iyi şekilde büyümem için değildi bu. O adam sana o silahı doğrulttuğunda, yine de yanında kaldığında, benim için değildi. Eğer babama benim için birazcık daha katılanabilseydin, bu benim için olurdu." dedim arkamı döndüm anneme.
Sonra kapının kulpunı tuttuğumda, elim duraksadı.
"Ama doğru, sen benim babamı hiç sevmemiştin ki. " dedim ve burnumu çekip odasının kapısını kapattım.
Odama doğru ilerlerken, gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Ama her sildiğimin yerine, başka bir damla daha süzülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biz, sizin sevmedikleriniz|texting
Kısa Hikaye→tamamlandı Unutmayın, bizler sizin en sevmedikleriniz. Nedensiz yere kötü bildikleriniz.