Yerde oturuyorken, Hazar ve Yekta'nım yanımıza gelmesi ile, Tufe'nin bakışları yeri bulmuştu. Yekta'ya bakarken, dışarıda ki bir kıza bakıp sırıttığını fark edince, bir hışımla elimde ki kahveyi ona doğru fırlattım.
Soğumuş olduğu için şanslıydı.
"Beyinsiz." diye mırıldanıp ayağa kalktım ve Tufe'yi de kaldıracağım sırada, kolumdan tutulmamla arkama döndüm.
"Hey! Ne oluyor?" diye sorduğunda, yüzüne ters bir bakış atıp, bakışlarımı koluma indirdim.
"Çek elini." dedim sinirle.
"Çekmiyorum, ne olacak?" dediği anda, tırnaklarımı çoktan koluna geçirmiştim.
"Bu olacak aptal." diye sinirle konuştum ve etine tırnaklarımı bastırarak kolumu çektim.
Hırsla yüzüme bakıyorken, üstüme doğru yürüdüğünde, gerilemedim ve olduğum yerde kaldım.
"Sen hangi cürretle bana bunları yapabiliyorsun? Hiçbir şey yapmadığım halde." dediğinde, kahkahamı tutamayıp, gülmüştüm.
"Fark ettin mi? Sesli güldüm. Bu kadar beyinsizini de ilk defa görüyordum." dediğimde, gözlerim Hazar'a kaysa da, önüme bakmaya devam ettim.
Gözlerini kısmış beni izliyordu hayvan.
"Baya salaksın ha." dediğimde gözlerini büyüttü.
"Bana hakaret etme cürretini nereden buluyorsun?" diye sorduğunda tekrardan güldüm.
"Şu kız," dedim ve işaret parmağımı Tufe'ye doğrulttum.
"Gözlerinin içine bakıyor, canın yandığında senden önce farkına varıyor, sen bir şey söylersin diye kulağı hep sende. Bir şey istesen yapmak için çırpınıyor çünkü seni seviyor. Ama sen ne yapıyorsun? Salak gibi etrafta kızlara bakıp, gözlerini onlardan alamıyorsun." diye bağırdım onun yüzüne karşı.
Hazar'ın ise onu tutup biraz geriye doğru çektiğinde, onun tarafında olduğunu sanıp bağıracakken, Yekta'ya sinirle baktığını konuştum.
"Yağma bilader, ben bile fark ettim. Aptal olman için para veriliyormuş gibi davranıyorsun." dedi ve göğsüne iki defa vurdu.
Yekta ağzı açık bir şekilde dururken, Tufe arkamdan çıkıp Yekta'nın yüzüne bakarak iç çekti.
"Buraya kadarmış galiba. Geber inşallah." dedikten sonra arkasını dönüp yardırmıştı resmen.
"Salak deve." dedim ve Tufe'nin arkasından ilerlemeye başladım ben de.
Önden sanki atlı koştururcasına gidiyordu fakat ben onun kadar hızlı değildim. Sanki hiçbir şey umrumda değilmiş de, rahatlamışım gibi hissediyordum.
Tufe'ye baktığımda durup yerinde debelenip, hemen sonra normal bir şekilde yürümeye devam etmişti.
Bende omuz silkip arkasından gitmeye devam ettim.
*Sinirlerim bozuldu aq AMDMAMXKKAKCKWKFK napıyorum yine ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
biz, sizin sevmedikleriniz|texting
Historia Corta→tamamlandı Unutmayın, bizler sizin en sevmedikleriniz. Nedensiz yere kötü bildikleriniz.