Bölüm-5

308 24 8
                                    

Kendi sözlerime ben bile inanamıyorum şu an. Arkadaşlarımı, kardeşimlerimi gömdüğüm için üzgünüm ama böyle olması gerekiyor.

"Büyücü örgütünde gölge avcısı mı? Daha neler." "Ben entistüdeki en güçlü gölge avcısıyım. Çok yetenekliyim, güçlüyüm emin ol yardımım dokunur. Hem ajanlık yapıp gölge avcılarının, vampirlerin ve kurt adamların sonunu getirecek bilgileri size verebilirim."

Hadi kabul et, kabul etmelisin. "Ufak bir telefon edip geliyorum." O yan odaya gidince çekmeceden kağıt kalem alıp hızlıca bir şey yazıp pantolomun cebine sokuşturdum.

"Alexander patron seninle yüzyüze görüşmek istiyor, benimle geliyorsun." "Peki ya onlar?" "Onları bu şekilde bırakacağız." "Aslında daha kötülerini hak ediyorlar. Ezikler sürüsü." Kötücül bir kahkaha attım.

"Seni daha yufka yürekli sanırdım. Ve ölümüne kurallara uyan bir gölge avcısı." "Evet her zaman kurallara uydum ama kurallar beni yükseltmedi. Senelerdir uğraşıyorum ama hâlâ aynı rütbedeyim. Ayrıca bunlara acımak için hiç bir sebebim yok bana sadece yük oluyorlar. Herkesin canı cehenneme."

Ben bu sözleri söylerken Izzy ve Cat ağlıyor, Jace sinirli sinirli bakıyor, Clarly işe şaşkın. "Hey Brice şunları bağlasan iyi olur bence sürünseler diyorum biraz." "Hahaha o kadarda acımasız olma Alexander." Portal açtı ve girdi bende peşinden girmeden cebimdeki kağıdı çıkartıp yere attım. Umarım bunu okuyunca beni affederler.

Jaceden;
"Lanet olsun Alec bunu nasıl yapar?" Magnus mu Brice mı ne boksa gidince büyüsü geçmiş ve ağzım açılmıştı. Gidip Izzy'e sarıldım "Tamam ağlama artık." "Jace söylediklerini sende duydun." "Evet ama bu hiç Alec gibi değildi."

Bir süre düşündüm. Izzy "Evet ama haklıydı. Hakettiği yere gelemedi ve bunun yüzünden içten içe hep sinirli oldu. Bizim hakkımızda söyledikleride doğru hep ona yük olduk, hep onun bir şeyler yapmasını bekledik."

"Çünkü ona güvendik Izzy o aramızdaki en zeki kişi. Ayrıca doğuştan liderlik özelliği var. Biz iyi bir şey yaptık." Bunları söylüyordum ama bir yanımda ona hak veriyordu.

Yeni kız elindeki kağıdı gösterdi ve "Şunu dinleyin." Dedi. "Umarım bu kağıdı görüp okursunuz. Söylediklerim için çok özür dilerim ama buna mecburdum onu ancak böyle ikna edebilirdim. Bir planım var merak etmeyin."

"Madem bir planı vardı bize neden anlatmadı?" Dedi Cat. "Belki daha gerçekçi olsun istemiştir." Dedi Izzy.

"Sizce planı ne? İçlerine sızıp bilgi mi öğrenecek?" "Sanmıyorum Izzy her şey bu kadar basit olamaz." Dedim ve devam ettim "Merak etme burada Alecten söz ediyoruz eminim ki mantıklı bir planı vardır ve Magnusla birlikte geri döner."

Alecten;

Planım var dedim ama kafamda sadece bir aşaması vardı. Şimdi napacağımı bilmiyorum. Ama bu işe bir kere girdim artık geri dönüşü yok. Hem Magnus'u hemde kendimi kurtarmak zorundayım.

"İşte liderimiz Alexander." Dedi Brice ya da Magnus mu? Of kafam karıştı. Beni bir ofise getirmişti açıkçası böyle hayal etmemiştim. Tanıttığı kişi arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyorum ama "Merhaba." Dedim.

Altındaki döner sandalyeyi döndürüp bana doğru baktı. Karşımda yüzünün bir tarafı yanık bir adam var. Gerçekten ürkütücü.

"Merhaba Alex." Dedi. "Sevdiğin birini kaybetmek zor olmuştur ha?" Dedi Magnus'u ima ederek. "Evet en başta zor oldu ama sonradan toparladım sonuçta soğuk kanlı bir gölge avcısıyım."

Güldü. "Ya da soğuk kanlı bir katil." "O kargoyu gönderen sendin değil mi?" "Senin zekana hayranım Alex. Aslında seni sevebilirdim eğer kardeşimi öldürmüş olmasaydın." Ben kimseyi öldürmedim ki kardeşi bir iblis değilse tabi.

"Bana anlamaz gözlerle bakıyorsun. Hemen seni aydınlatayım. Bir iblis saldırısı olmuştu siz ezik gölge avcıları onları yenemeyip büyücülerden destek istediniz. Hepsini iş birliğiyle boş bir apartmana tıktınız. Daha doğrusu tıktık bende oradaydım. Tüm herkesin dışarıya çıkıp çıkmadığını sordun kardeşimin olmadığını söyledim. Ama sen sırf tek 1 kişi için iblislerin kaçmasını göze alamayacağımızı söyleyip binayı ateşe verdin. Ben ise keşfettiğim gizli tünelden içeriye girdim. Kardeşim orada can çekişiyordu onu çıkarmaya çalışırken yüzüme yanan bir tahta parçası düştü buna rağmen kardeşimi kurtarmaya çalıştım. Ama olmadı yaşamadı. Benden hem kardeşimi hemde yüzümün yarısını çaldın."

Şu an kendimden gerçekten nefret ediyorum. Bu kadar vicdansız davranmamalıydım. "Ben üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum." Çekmecesini açıp maske ya da protez gibi bir şey çıkarttı aynı yüzü şeklindeydi. Onu yüzüne taktı.

"Demek iş birliği yapmak istiyorsun ha? Bunun tuzak olmadığını nereden bileceğim?" "Denemeden bilemezsin." "Diyorsun ha." "Diyorum. Hem acını geçiremem belki ama birazda olsa kendimi affettiririm." Beni süzdü.

"Senin gibi işine bağlı bir gölge avcısı neden gizli bir büyücü topluluğuna gitmek istiyor?" İşte şimdi iyi rol yapmam lazım. "Çünkü yıllardır onlar için çalışıyorum ama hâlâ aynı rütbedeyim hak ettiğim yer burası değil kesinlikle. Benim istediğim şey güç ve daha fazla güç. Görüyorum ki oda sizde var. Siz beni iyi bir yerlere yükseltin bende size gölge avcılarının, vampirlerin ve kurt adamların sonunu getirecek bilgileri vereyim."

"Bir nevi casusluk yapacaksın demek." "Eğer sen kabul edersen evet." "Peki ya kardeşlerin ve arkadaşların onlar her şeyi gördüler ya diğerlerine anlatırlarsa?" "Şöyle bir çözümüm var onlara gidip bir planım olduğunu söylerim, güvenlerini kazanırım."

Bana düşünceli düşünceli baktı " Ya bu planı aslında bize uyguyorsan? Sana neden güveneyim?" "Çünkü sana istediklerini kolayca verebilecek tek kişi benim. Sen benim istediklerimi bana verdiğin sürece tabi."

Öleceksem yalandan ölcem valla götümden ter aktı yalan söylemekten. "Büyücü örgütünde gölge avcısı ha ilginç olacak. Bu arada ayakta kaldın oturmaz mısın Alex?" Gösterdiği sandalyeye oturdum.

"Bu benide örgüte aldığın anlamına mı geliyor?" "Evet. Şimdi kuralları konuşalım. 1. Benimle senli benli konuşmak yok. 2. Adım Lucian Graymark ama sen Bay Graymark diye hitap edeceksin. Yani 1. Ve 2. Kuraldan ne anlıyoruz bana saygılı davranacaksın."

Bla bla bla çokta umrumda. Şu anda buna mecbur olmasam var ya ağzının ortasına çakardım ama bunu yapmak yerine "Siz nasıl isterseniz efendim." Dedim. "İşte bu tam olarak beklediğim şey."

İştö töm ölörök böklödöğöm şöy. Pislik herif. "Sizi memnun ettiğime sevindim." Dedim hafif gülümseyerek. Ah ah kendimle çelişiyorum. "3. Kural unutma bu bir büyücü topluluğu en ufak yanlışında seni küle dönüştürebilirler o yüzden büyücülerimle uğraşma. 4. Bu kural sayılmaz ama Brice ile çalışacaksın. Sen ve o çok güçlü bir ekip olursunuz. Ama unutma o eskisi gibi değil. Kendine hakim ol burada duygusallığa yer yok. 5. Ve en önemlisi kimseye acımak yok."

Olumlu anlamda kafamı salladım. "Burada tek duyguları olanlar biziz bazen zor olabiliyor onu söylemek istedim. İstersen duygularını silebilirler." "Buna gerek yok dayanabilirim." "Peki."

İçeriye bir büyücü girdi. "Efendim bir büyücü örgütümüz hakkında isyan çıkarmış. Kocasını aldığımız için sinirli." "O zaman gidip onuda buraya getirin gücünü alıp boynunu kesin. Kellesini isyanı düzenlediği yere atın." Adam onaylayıp çıktı.

"Burası böyle bir yer dayanabilecek misin?" "Merak etmeyin efendim ben hırslı, kararlı biriyimdir. Verdiğim sözden dönmem." "Sen bilirsin Alex. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın."

Ah yavrum hep Magnus'a olan aşkından nerelere düştü buuu kıyamam. Luke burada bir büyücü oldu bu arada onada yazık bir gölge avcısı bir kurt adam şimdide büyücü sırada vampir var galiba 😁

MY FİRST LOVE (MALEC) [Ara Verildi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin